Hipertansif Hastalarda Kardiyovasküler Risk Faktörleri

Hipertansif Hastalarda Kardiyovasküler Risk Faktörleri

Hipertansif hastalarda, kardiyovasküler risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve mümkünse değiştirilmesi, tedavinin temel noktalarından birisidir. Hipertansif hastalarda, hipertansiyon dışındaki kardiyovasküler risk faktörlerine de sık rastlanır ve bu kardiyovasküler risk faktörlerinin düzeltilmesi ile kardiyovasküler kalıcı hasar ve ölüm riski kesin olarak azaltılır. Günümüzde, hipertansiyon tanım ve sınıflandırmasında da kardiyovasküler risk faktörlerinin önemi giderek artmaktadır. Aşağıda kardiyovasküler risk faktörleri özetlenmiştir.

Hipertansiyon
Sigara
Lipid (yağ) metabolizması bozuklukları
Diyabetes mellitus (şeker hastalığı)
Şişmanlık
Fiziksel aktivite azlığı ve sedanter yaşam
Yüksek hematokrit
Artmış trombojenik faktörler
İleri yaş
Erkek cinsiyet
Aile öyküsü
Tip A kişilik yapısı
Östrojen eksikliği
Alkol yoksunluğu
Fibrinojen yüksekliği
Ürik asit yüksekliği
Hedef organ hasarı
Retinopati
Sol ventrikül hipertrofisi
Proteinüri
Mikroalbüminüri
Lipoprotein (a)
Belirgin beyin, kalp, böbrek veya damar hastalığı

Hipertansiyon, her yaş, cins, ırk için önemli bir kardiyovasküler risk faktörüdür ve hem sistolik hem diyastolik hipertansiyonun şiddeti arttıkça kardiyovasküler risk artmaktadır. Hipertansiyon tedavisi ile kardiyovasküler risk azalmaktadır.

Lipid (yağ) metabolizması bozuklukları, majör ve düzeltilebilir kardiyovasküler risk faktörlerinden birisidir. Yapılan tüm büyük çalışmalarda serum kolesterol düzeyi ile kardiyovasküler risk arasındaki ilişki gösterilmiştir. Günümüzde, kardiyovasküler risk açısından toplam kolesterolden ziyade LDL-kolesterol düzeyi temel alınmalıdır. Kardiyovasküler riski azaltmak için toplam kolesterol düzeyi 200 mg/dl ve LDL-kolesterol düzeyi 130 mg/dl'nin altında tutulmalıdır. HDL-kolesterolün düşüklüğü de bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Diyetin kolesterol içeriği ile kardiyovasküler risk arasında da doğrudan ilişki vardır. Hipertansif hastalara, düşük kolesterol ve düşük doymuş yağ asidi içeren, liften zengin diyet önerilmelidir. Diyetle istenen kolesterol düzeyi sağlanamayan hastalarda, kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır. Hastalar katı yağ yerine sıvı yağ, kırmızı et yerine beyaz et kullanmalıdır.

Şişmanlık ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki birçok çalışmada gösterilmiştir. Ancak şişman hastalarda, hipertansiyon, fiziksel aktivite azlığı, diyabetes mellitus (şeker hastalığı) ve lipid metabolizması gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerine da daha sık rastlanır ve bu kardiyovasküler risk faktörler, şişmanlığın bağımsız etkisini maskeleyebilir.

Yetersiz egzersiz kardiyovasküler riski arttırır. Öte yandan sedanter yaşam, kan şekeri, kolesterol ve kan basıncı kontrolunu zorlaştırır. Düzenli egzersiz yapanlarda, koroner arter hastalığı riski de azalır.

Diyabetes mellitus (şeker hastalığı) iyi bilinen bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Ayrıca diyabetik hastalarda lipid (yağ) metabolizması bozuklukları, hipertansiyon, şişmanlık gibi diğer kardiyovasküler risk faktörleri de sıktır. Sigara, koroner arter hastalığı sıklığını arttırdığı gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin etkisini de arttırır. Sigara içimi, Türkiye'deki en önemli sağlık problemlerinden birisidir ve ne yazık ki kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Sigaranın bırakılması ile koroner arter hastalığı riski azalır ve bu azalma 12 ay sonra en belirgin hale gelir.

Tip A kişiliğine sahip kişiler, mükemmeliyetçi, obsesif, hırslı ve gergin bir özellik sergilerler.

Kardiyovasküler risk faktörleri, gerek Dünya Sağlık Örgütü gerekse Bileşik Ulusal Komite raporlarında, hipertansiyon tanım ve sınıflandırmasında kullanılmaya başlanmış ve tedavi planlanırken kardiyovasküler riskin belirlenmesi önerilmiştir.
Çeşitli Hastalıklar
Top