ihya.org
Virüs
Dev virüsler eriyen buzullarla yayılıyor
Doç.Dr. Oğuz Özyaral, 'Küresel ısınma ile hiç bilmediğimiz yeni mikro organizmalar eriyen buzulların içinden dünyaya yayılmaya başlıyorlar' dedi.
Her sene virüslerin karakter değiştirdiğini, çünkü virüslerin bilinen canlı hücreler şeklinde olmadığını söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, 'Bu virüsler bir canlı içine girerek üreyebilen karaktere sahipler ve dolayısıyla da her yıl kendilerini koruyan dış kılıf dediğimiz alanda sürekli bir hassasiyet ve değişme oluyor. Yapılan aşılar bir önceki sene insanlardan alınan kan serumları üzerinden yapılıyor. Fakat virüsler ertesi sene kendilerini değiştirerek kendini korumak istiyor. Her virüsün zekaya sahip DNA ve RNA'sı var' dedi.
Hanta virüsü uyarısı
Türkiye’de ilk kez görülen, Zonguldak ve Bartın’da 8 kişinin hastalanmasına, bir kişinin ise yaşamını yitirmesine neden olan “Hanta Virüs" karşı uzmanlar uyarıyor. Özellikle hastalığa neden olan farelere karşı dikkatli olmak ve riskli bölgelerde yoğun bir fare mücadelesi vermek gerekiyor. Uzmanlar aksi halde, şehirlerde hatta evlerde bulunan farelere de virüsün bulaşabileceği ve ilerleyen günlerde hastalığın daha da yaygınlaşabileceğini belirtiyorlar.
Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, ANKA’ya yaptığı açıklamada, “hanta virüsünün başta sıçan ve fareler olmak üzere, kemiricilerin salya, idrar gibi salgılarıyla ya da bunların insanı doğrudan ısırması ile bulaştığını söyledi.
Virüs Nedir?
Çok küçük mikroorganizmalardır. Uzun süre bilim adamlarının dikkatini çekmemiştir. Meydana getirdiği hastalıklar hep bakterilerden bilinmiştir. Elektron mikroskobunun bulunmasıyla ancak virüslerin farkına varılmıştır.
İlk olarak tütün bitkisinin yapraklarında hastalık meydana getiren virüs bulunmuştur. Daha önce tütünlerde bu hastalığın bakteriler tarafından meydana getirildiği sanılıyordu, fakat incelemelerin hiç birisinde bakteriye rastlanmıyordu. Hasta tütün yapraklarından elde edilen özütün elektron mikroskobuyla incelenmesinden sonra hastalığın bakteri dışında yeni bir mikroorganizma tarafından meydana getirildiği görüldü. Bu mikroorganizmalarda daha önce hiç rastlanılmayan ve bilinmeyen bir yapı ortaya çıktı. Normal hücre yapısına benzemeyen virüslerde sadece dış tarafında bir protein kılıf ve içerisinde nükleik asit vardı. Bunların dışında sitoplazma, organel gibi yapılar bulunmuyordu. Bu yapıda onların zorunlu parazit yaşamalarını gerektiriyordu.
Bakteriyofaj
Bir bakteriye asalak gibi yerleşen ve onu eriterek yok eden çok kücük canlı. D’Herelle yaslanmış stafilokok kalıntılarını incelerken bateriyofaj’ı buldu ve süzgeçten geçen virüslere benzetti. Elektronik mikroskopla yapılan incelemeler bakteriyofajların, bir veya birçok kuyruklu küremesi isimcikler olduğunu ve bakterilerie tutunduklarını gösterdi. Bakteriyofajlarbüyük molekküllü proteinlerden yapılmıştır ve özellikleri bakımından virüslere çok benzer. Her bakteriyofaj belirli bir bakteri türünü veya ona yakın türleri etkiler.
Bakteriyofajlar, ağız veya iğne yoluyla çoğu zaman aşı ve antibiyotiklerle verilir. Toprakta bulunan bir bakteriyofaj, baklagillerin notozitelerindeki başteriyum raticicola’yı eritir. Eğer bu bitkiler aynı yere her yıl ekilirse, bakteriyofaj’ın etkisi güçlenir, bitkinin gücü azalır, verimi düşer. Bu, gerçek bir toprak hastalığıdır.