İyotlu tuz kullanımı

İyotlu tuz kullanımı

İyot ; insan vücudunda çok az bulunan , normal büyüme ve gelişme için gerekli olan önemli bir mineraldir. Yetersiz iyot alımı birçok hastalığa ve sağlık sorununa neden olmaktadır. İyot yetersizliği sonucunda tiroid bezinden kana geçen hormonlar yeterli miktarda yapılmamaktadır ve bu yüzden zeka ve büyüme geriliği , guatr, ölü doğum ,cücelik, sağırlık gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde ise besinlerin yetiştiği toprak ve sudaki iyot yetersizliği nedeniyle kişilerin günlük iyot ihtiyaçlarını karşılamaları için iyotlu tuz kullanmaları gerekmektedir.


Tuz sofra tuzu ve gıda sanayi tuzu olmak üzere 2 ye ayrılır.

İyotlu Sofra Tuzu ;


-Etiketinde son tüketim tarihi olmak zorundadır.

-Aşağıdaki sembol kolay görünen boyutta ve ürün adı ile aynı yüzde bulunmalıdır.

-İyot kaybını engelleyecek ambalaj materyali kullanılmalıdır.

-Sofra tuzuna 50-70 mg/kg oranında potasyum iyodür veya 25-40 mg/kg oranında potasyum iyodat katılması zorunludur.

-Net ambalaj miktarı 125g-250g-500g-750g-1000g-1500g olmalı.

-İyot tüketmemesi gereken kişiler için iyotsuz tuz üretilebilir. İyotsuz sofra üretilecekse ambalajda ‘iyotsuz sofra tuzu’ ifadesi yer almalıdır. Ambalaj büyüklüğü ise 250 gramı geçemez. Son tüketim tarihinin belirtilmesi zorunlu değildir.



Gıda Sanayi Tuzu ;

- Etiket üzerinde ‘Gıda sanayi için üretilmiştir’ ifadesi yer almalı.

- İyot eklenmesi zorunlu değildir. İyot ilave edilip edilmediği etiket üzerinde belirtilmeli.

- Doğrudan tüketiciye sunulamaz.



İyotlu tuzlarda bulunan iyot miktarı gün ışığında , fazla nemde ve yüksek sıcaklıkta zamanla azalmaktadır.

Bu nedenle satın aldığınız ve sattığınız tuzu ;

* Serin ve kuru yerde saklayınız.

* Güneş ışığından uzak tutunuz.

* Etiket bilgilerini kontrol ediniz.


On Soru On Yanıt

1- İyot neden önemlidir?

İyot normal büyüme ve gelişme için gerekli bir eser elementtir. İyoda olan gereksinme çok az olmakla birlikte, yetersizliği önlenebilir beyin hasarı ve zihinsel geriliğin en önemli nedenidir. Beyin ve sinir sisteminin normal büyüme ve gelişmesi ile vücut ısı ve enerjisinin devamı için gerekli olan tiroid hormonlarından tetraiyodotironin (T4, tiroksin) ve triiyodotironin (T3) yapımında kullanılmaktadır. Vücudumuzda 15-20 mg iyot bulunmaktadır.

2- İyot yetersizliğinin nedenleri nelerdir?

Yeryüzünde bulunan iyodun büyük bir bölümü buzul, kar ve yağmurlarla toprağın yüzeyinden alınarak rüzgar, ırmaklar ve sellerle okyanus ve denizlere taşınmakta ve buralarda buharlaşarak yağmur ile birlikte yeniden toprağa dönmektedir. Bunun bir sonucu olarak özellikle deniz yosunları ve deniz ürünleri iyot açısından iyi kaynaklar arasındadır. Ancak, doğada çok az olması nedeniyle bir ton deniz suyunda bile yalnızca 50 mg iyot vardır. Besin kaynakları üretildiği ortamın iyot içeriğini yansıtmaktadır. Sürekli yineleyen seller ve dağlık bölgelerdeki toprak erozyonu toprakta iyot yetersizliğine neden olmaktadır. Özellikle dağlık bölgelerdeki topraklarda yetişen bütün bitkiler yetersiz miktarda iyot içermekte, sonuçta besin tüketimleri tamamen bu topraklarda yetişen yiyeceklere bağlı olan insan ve hayvanlar da iyodu yetersiz almaktadırlar. Ayrıca, yiyeceklerde bulunan guatrojen denen antitroid bileşiklerinin tiroid bezinde iyot taşınmasını engelleyerek iyot yetersizliğinin oluşmasında rolü olduğu bilinmektedir. Antitiroid bileşiklerinin en önemlileri; lahana, karnıbahar, brüksel lahanası, şalgam, turp vb. sebzelerde bulunan glikosinolat türevi guatrinlerdir.

3- Dünyada iyot yetersizliği hastalıklarının durumu nedir?

Dünyada 130 ülkede önemli halk sağlığı sorunu olarak tanımlanmıştır. Avrupa'dan bazı ülkelerin de bulunduğu pek çok ülkede sosyal ve ekonomik gelişme için tehlike oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak 1.5 milyar kişi (dünya nüfusunun %29) iyot yetersizliğinin olduğu riskli bölgelerde yaşamaktadır.

DSÖ verilerine göre, ortalama günlük gereksinm 150 mcg iyot (bir toplu iğne başı kadar) yeterince alınamadığı için 740 milyon (dünya nüfusunun %54) insanın guatrdan, iyot yetersizliği hastalıklarından etkilendiği belirlenmiştir. Yapılan tahminlere göre, her yıl doğan yaklaşık 40 milyon çocuk, annelerinin diyetinde yeterince iyot olmadığından farklı ölçülerde zihinsel gerilik riskiyle karşı karşıyadır.

4- Ülkemizde iyot yetersizliği hastalıklarının durumu nedir?

Türkiye' de endemik guatr ile ilgili çalışmalar Atay ve Onat'ın 1948'de guatrın üç ilde endemik olduğunu bildirirler. 1960'lı yıllarda Ankara Ü. Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Kliniği’nin yaptığı çalışmada Koloğlu ve ark. Karadeniz Bölgesi gıda ve suyunda iyot içeriğinin düşük olduğunu saptamışlar, günlük tüketilen miktarlarda karalahananın önemli bir guatrojen olmadığı kanısına varmışlardır. Aynı fakülteden Türkan Sungur ve ark. da Türkiye içme sularındaki iyot konsantrasyonlarını düşük bulmuşlardır.

İstanbul Ü.’den Urgancıoğlu ve Hatemi değişik yörelerden getirilen içme sularının %19'unda iyot konsantrasyonlarını düşük bulmaları sonrası guatr epidemiyolojisini araştırmaya yönelik 1980 yılından başlayarak 8 yıl süren ve 73.757 kişide DSÖ'nün kriterlerine uyularak yapılan Endemik Guatr çalışmasında bütün derecelerin birlikte değerlendirildiği guatr prevalansı %30.5 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca 1995 yılında Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü ile birlikte yürütülen projede 15 ilde 6-12 yaş grubu 400'er okul çağı çocuğunun yine palpasyon ile taranması sonucunda, Türkiye geneli için guatr prevalansı %30.3 olarak hesaplanmış ve Trabzon (68.5), Malatya (%46.5), Bayburt (%44.3) ve Kastamonu (%35.3) sırası ile guatrın en sık rastlandığı 4 ilimiz olarak bildirilmiştir.

5- Günlük olarak almamız gereken iyot miktarı ne olmalıdır?



6- İyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi için kullanılan yöntemler nelerdir?

İyot yetersizliğinin olduğu bölgelerde alınacak başlıca önlem, kişilerin günlük iyot alımlarını arttırmaktır. Özellikle bu önlem guatr bulgusunun henüz bulunmadığı çocuklarda ve erişkinlerde daha etkili olup, iyot alımındaki artış var olan guatrı tedavi etmekten çok, guatrın görülme sıklığının azalmasında etkili olmaktadır. Bunu sağlamak için yapılan uygulamaların temeli, sık yenen besinlerin iyotla zenginleştirilmesine dayanmakta ve pek çok ülkede aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır :

a. Tuzun iyotlanması

b. Ekmeğe iyot katılması

c. İyot tabletleri kullanılması

d. İyotlu yağ enjeksiyonu ya da iyotlu yağ kapsülleri kullanılması

e. İçme suyunun iyotlanması

Dünyada en sık kullanılan yöntem tuzun iyotlanmasıdır.

Tuzun iyotlanmasının seçilmesinin nedenleri:

Yaygın kullanımlı bir tüketim ürünü olması ve pek çok faktörden etkilenmemesi

Tuzun iyotlanmasının teknik olarak basit olması

Komplike araç-gereç gerektirmemesi

Tuzun iyotlanmasına yönelik global strateji geliştirilmesi, uygulanması ve izleniminin kolay olması

Tuzun iyotlanması ile tuzda; renk, koku, tad değişikliği olmaması

Düşük giderli ve yıllık olarak kişi başına tüketim fiyatının ucuz olması sayılabilir.

Dünyanın bir çok ülkesinde insanların günlük iyot alımlarını arttırmak amacı ile iyotlu tuz kullanımlarının sağlanması çabaları başarılı sonuç vermiş ve son yıllarda birçok ülkede bu yönde özel çalışmalar başlatılmıştır.

7- Ülkemizde bu soruna yönelik olarak neler yapılmaktadır?

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ve UNICEF' in işbirliğinde 1994 yılında, "İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” başlatılmıştır.

İlk olarak, Türkiye'de bu konuda yapılan çalışmalar toplanmış, risk altındaki nüfus ve iyot yetersizliği hastalıkları prevelansı ile var olan durum saptanmaya çalışılmıştır. Ülkede yapılacak çalışmalarda sektörlerarası işbirliğinin sağlanması amacı ile "teknik danışma komitesi" kurulmuş ve aktiviteler başlatılmıştır.

1994 yıllından bu yana yürütülen bu program kapsamında; sağlık personeli, tarım il müdürlükleri, iyot analizi yapan laboratuvar personeli, tuz üreticileri, halk ve market yetkililerini kapsayan eğitim çalışmaları, tuzun iyotlanması konusunda yasal değişiklikler, izleme ve değerlendirme çalışmaları düzenlenmiştir.

8- Tuzun iyotlanması ile ilgili yürütülen çalışmaların başarıya ulaşmasında yasal düzenlemelerin rolü nedir?

Ülkemizde 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu' nun 199. maddesine dayanarak çıkarılan 18.10.1952 Tarih ve 8236 sayılı Resmi Gazete' de yayınlanan Gıda Maddeleri Tüzüğü' nün 30.4.1968 tarih ve 6/9942 sayılı Kararname ile değişiklik yapılan 624. maddesinin B bendinin 3. fıkrasına uygun olarak " İyotlu Tuz" üretilmeye başlanmıştı ancak bu uygulama zorunlu değildi. Bu yasa tuzun tamamının iyotlanması için yeterli değildi.

Dünyanın pek çok ülkesinde, iyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi için en önemli basamaklardan birisi olan tuzun iyotlanmasının yasal olarak zorunlu hale gelmesi çok eski yıllara dayanırken, ülkemizde 1994 yılında programın başlaması ile bu yöndeki çalışmalara ağırlık verilmiş, 9 Temmuz 1998 tarih ve 23397 sayılı Resmi Gazete ile Türk Gıda Kodeksi Yemeklik Tuz Tebliği'ne göre sofra tuzlarının iyotlanması zorunlu olmuştur. Buna göre sofra tuzlarına 50-70 mg/kg potasyum iyodür ya da 25-40 mg/kg potasyum iyodat katılması zorunludur. Sofra tuzu, doğrudan tüketiciye sunulan, ince toz haline getirilmiş, iyotla zenginleştirilmiş rafine edilmiş ya da edilmemiş tuzlardır. Kanun hükümlerine göre üretim aşamasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, üretimden tüketiciye ulaşıncaya dek Sağlık Bakanlığı'nın yasal işlem yapması karara bağlanmıştır.

9- Programın izleme ve değerlendirmesi nasıl yapılmaktadır?

Programın başarısı ve kontrolünün sağlanması için bir izleme ve değerlendirme sistemi oluşturulmuştur. Sistemin 2 bileşeni vardır.

A- Kişi Bazında İzleme Aktiviteleri

a. İyot yetersizliği prevalansının belirlenmesi

b. İdrarda iyot ölçümü

Gerek iyot yetersizliğinin önlenmesinin izlenmesi, gerekse özellikle iyot yetersizliğinin büyük boyutlarda olduğu yerlerde, iyoda bağlı indüklenmiş hipertroidizm görülme durumunun değerlendirilmesi için kişi bazında etkin bir izlem sisteminin oluşturulması gerekmektedir.

Bu kapsamda, A.Ü. Endokrinoloji AD işbirliğiyle çalışmalar sürdürülmektedir.

Düzenli iyot profilaksisine başlamadan önce, guatrın endemik olduğu bilinen 20 ilden örneklem olarak 9-11 yaşlarında 5948 okul çağı çocuğu çalışma kapsamına alınmıştır. Ultrasonografi ile tiroid volümü ve üriner iyot konsantrasyonu ölçümleri yapılmıştır. Ayrıca, boy, vücut ağırlığı ve okul başarıları saptanarak iyot eksikliği ile guatr prevalansı ve fiziki mental gelişim arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır.

Çalışma yapılan illerden önemli ve orta derecede iyot yetersizliği saptanan 9 il seçilmiş ve iyot profilaksisi öncesi kord kanı TSH ve ST4 düzeyleri ve annenin idrarındaki iyot ölçümleri yapılmıştır. Bu çalışmada amaç okul çağı çocuklarında iyot durumu iyi belirlenmiş ciddi ve orta derecedeki iyot eksikliği bölgelerimizde doğan çocukların, iyot profilaksisi öncesi kord kanı TSH ve ST4 düzeylerini ve annelerin idrar iyot konsantrasyonlarını belirleyerek bu parametreleri yeterli ve etkili bir proflaksi sonrası yinelemek, populasyon düzeyinde yenidoğan TSH'sının bölgenin iyot durumunu ortaya koymaktaki güvenilirliğini belirlemektir.

Riskli bölgelerde iyotlu yağ kapsülü kullanılması ve izlenmesi çalışması da yine üniversite işbirliğinde gerçekleştirilecektir.

B- Tuzda iyot miktarının izlenmesi ve kalitesi ile ilgili izleme aktiviteleri

Gelişmekte olan ülkelerdeki üretilen tuzun pek çok şekilde iyotlanmasına karşın, tuzdan alınan iyodun yetersiz olduğu, iyotlama tekniklerinin uygun şekilde kullanılmadığı ya da tuzun nem, ışık, ısı ve diğer etkenlere maruz kalması sonucu, alınan iyodun yetersiz olduğu görülmektedir. Bu koşullar altında, üretim aşamasından tüketime kadar iyot kayıpları %50 düzeyinde olabilmektedir.

İl Sağlık Müdürlükleri, Tarım İl Müdürlüklerine ve belediyelere tuzda iyot olup olmadığının kalitatif olarak ölçmek için titrasyon kitleri dağıtılmıştır. Bu yöntemle iyot miktarının uygun olmadığı saptanan tuzlar ileri analiz için laboratuarlara gönderilecektir.

Özellikle üretimden tüketime yapılacak kontrollerde iyot kayıpları olup olmadığı, tuzdaki iyotun tam miktarının kantitatif yöntemlerle saptanması önemlidir. Ülke düzeyinde yürütülecek programa genel anlamda yön verecektir, çünkü iyotun yetersiz alımı olduğu kadar, fazla alınması da bazı hastalıklara neden olmaktadır.

Bakanlığımız bu konuya önem vermekte olup Kalite Kontrol için, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'nün bir Merkez, 7 Bölge Hıfzısıhha Enstitüsü Müdürlüğü (Adana, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Samsun ) ve Enstitüye bağlı olmayıp teknik açıdan işbirliği yapılan 10 il halk sağlığı laboratuvarı (Bursa, Edirne, Kayseri, Kütahya, Van, Zonguldak, Denizli, Trabzon) ve tüm illerdeki halk sağlığı laboratuarlarında ilgili personelin bilgilendirilme ve malzeme desteği çalışmaları sürdürülmektedir.

10- İyotlu tuz kullanımının sakıncalı olduğu durumlar var mı?


Bazı tiroid hastalarının, örneğin Graves Hastalığı, Hashimoto Tiroiditi ve sıcak nodülü olan hastaların iyotlu tuz kullanmaları sakıncalıdır. Bu nedenle 15.08.2000 Tarih ve 24141 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Türk Gıda Kodeksi Yemekli Tuz Tebliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ" ile bu tür hastaların kullanımı için 250 g'lık ambalajlarda iyotsuz sofra tuzu üretilmesine düzenleme getirilmiştir.

Sorularımızı Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlanlamasından Dr. Göksenin Aktulay’nden yanıtladı.
Top