ihya.org
mide hastalıkları
Mide kanseri belirtilerini Ülser ile karıştırmayın!
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Ersin, mide rahatsızlığı yaşayan çok sayıda kişinin doktora gitmediğini ancak ülser ve mide kanseri belirtilerinin karıştırılabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Ersin, yaptığı açıklamada, özellikle ramazan ayı ve sonrasında mide şikayetleri ile hastaneye başvuruların sayısının yükseldiğini ancak çok sayıda kişinin de sağlık sorunlarını önemsemediğini belirtti.
Sessiz reflü daha tehlikeli
Laringofarengial reflüde genellikle mide yanması ve ekşimesi gibi klasik reflü şikayetleri görülmüyor. Bu nedenle “sessiz reflü” olarak adlandırılan hastalık, boğaz, gırtlak ve ses tellerinde daha fazla tahribat yapıyor.
Gastro Özefageal Reflü (GÖR) olarak adlandırılan reflü, mide yanması, göğüs bölgesinde yanma, ağza acı su gelmesi, kalp çarpıntısı, mide şişkinliği, öksürme gibi belirtilerle seyrediyor ve toplumun %15 ile 20'sinde görülüyor.
Laringofarengial Reflü hastalığı (LFR) ise mide asidi ve diğer mide içeriğinin yemek borusundan daha yukarı, boğaz ve gırtlağa geri kaçması olarak tanımlanıyor. Bu hastalarda genellikle mide yanması, ekşimesi gibi klasik reflü şikayetleri olmuyor. Bu nedenle hastalık “sessiz reflü” olarak nitelendiriliyor. ENT Tıp Merkezi’nden KBB Uzmanı Op. Dr Hamdi Yakut, boğaz, gırtlak ve ses tellerinin mide asidi ve sindirim enzimlerine, yemek borusuna göre çok daha duyarlı olduğunu söylüyor ve “Bu nedenle sessiz reflü daha fazla hasara yol açar” diyor.
Sessiz reflünün neden olduğu yakınmaları;
• Boğazda kitle varmış hissi,
• Aşırı boğaz temizleme,
• Uzun süren gıcık şeklinde öksürük,
• Boğaza takılma hissi,
• Ses kısıklığı,
Mide ağrısının nedenleri nelerdir?
Mide ağrısı sindirim sisteminin en önemli unsuru olan midenin ağrımasıdır. Oluşan ağrı çok çeşitli şekillerde olabileceği gibi genel olarak sol kabuga kemiğinin altından bağlayarak göbek bölgesine kadar uzanan, batma yanma ve kas ağrısına benzer şekillerde gelişebilir. ağrının şiddeti çok fazla veya az seyredebilir.
Mide Ağrısı Nasıl Gelişir?
Mide ağrısı, dolaşım sitemi, üriner sistem, üreme sistemi, solunum sistemi veya karın duvarı bozukluklarına bağlı gelişebileceği gibi en sık sindirim sistemi sorunlarına bağlı gelişir.
Mide Ağrısının Sindirim Sitemi Nedenleri
Sindirim sistemi sorunlarına bağlı gelişen mide ağrısının nedenleri:
Sindirim sisteminin bakteriler, parazitler ve virüslere bağlı enfeksiyonları
Çölyak hastalığı (Buğday ve diğer tahıllarda bulunan glutene karşı bağırsak duvarının aşırı duyarlılığı)
Divertikülit (Kolonda meydana gelen cepleşmenin iltihaplanması)
Laktoz intoleransı (Süt ve süt ürünlerinde bulunan doğal şeker laktoza karsı duyarlılık)
Safra kesesi hastalıkları, safra kesesi taşı
Gastrit
Gastro özefagial reflü (GÖR, Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması)
İnflamatuar bağırsak haslıkları (Crohn Hastalığı ve Ülseratif Kolit)
Mide Ağrısı İçin Bitkisel Tedaviler
Halk arasında sıklıkla görülen mide ağrıları, non ülser (ülser ile ilgili olmayan) mide ağrılarıdır. Bu sık rastlanılan bir rahatsızlıktır ve uzun sürebilir. Sık görülen belirtileri arasında, karın üst kısmına şişkinlik ve ağrı, bulantı, yanma ve geğirme sayılabilir. Zaman zaman sindirim sistemi rahatsızlıkları hayatın bir parçasıdır ve bu rahatsızlıklara ait belirtiler için bazı bitkisel tedaviler uygulanmaktadır. Ancak, uzun süren ve şiddetli ağrı durumlarında ciddi bir sorun olup olmadığından emin olmak için mutlaka doktora görünmeniz gerekmektedir.
Papatya Çayı
Papatya çayı, mide ağrısı için kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Papatya çayı, mide iç duvarındaki iltihabı azaltarak ve sakinleştirici etki göstererek mide ağrısını azaltır. Stres veya sıkıntı, mide ağrısının en yaygın nedenlerinden birisidir. Dolayısı ile papatya çayı bu anksiyete (sıkıntı) halini rahatlattığı için mide ağrısını da rahatlatacaktır. Papatya çayı, oldukça güvenlidir. Bu nedenle gün içinde 3-4 fincan içilebilir. Ancak papatya alerjisi olanlarda alerjik reaksiyon yaratabileceği unutulmamalıdır.
Meyan Kökü
Mide Ağrılarında Uyulması Gereken Beslenme Alışkanlıkları
BAKLA GAZ YAPAR
Kimi besinlerin şişkinliği artırıcı etkileri olabilir. Özellikle gaz yapıcı etkiye sahip olan kurufasulye, nohut, mercimek, bakla ve bezelye gibi baklagiller; erik, kayısı, elma, muz, kuru üzüm, şeftali ve armut gibi meyveleri yerken dikkat etmek gerekir. Ayrıca kabak, turp, soğan, brokoli, salatalık, patates, şalgam, şekersiz sakız (sorbitol), tam tahıllı ekmek ve yoğurt, laktoz eksikliği olanlarda süt ve gazlı içecekler de şişkinlik yakınmasını artırabilen besinlerdir. 'Gluten enteropatisi' olanlarda da buğday ve arpa içeren gıdalar, şişkinliğe neden olabilir. Yoğurt ve ayran sindirim sistemi sorunu olan insanlarda şikayetleri artırır. Ancak kişiyi rahatsız etmiyorsa, ayran ve yoğurt tüketilmesinde sakınca yoktur. Mide sağlığı için özellikle probiyotikli yoğurtların tüketilmesinde fayda vardır.
SAKIZ ÇİĞNEMEYİN!
Mide sağlığı için beslenme düzenine önem vermek gerekir. Hızlı yemek yeme, sakız çiğneme, pipetle bir şeyler içme; hava yutma olasılığını artırabildiği için bu davranışlardan kaçınılmalıdır. Gaz yapabilecek gıdaların, diyetten uzaklaştırılması yakınmaların azalmasına yardımcı olabilir.
ŞOK DİYET ZARARLI!
Hangi Besinler Mideye Zarar Verir?
Kafeinli içecekler ( kahve, kola, çay ) mideye zarar verir.
Asitli içecekleri, ki portakal suyu da buna dahil, midesi hassas olanların içerken dikkat etmeleri gerekir. Gerekirse bir miktar su katılmalıdır.
Yağlı yiyecekler, (örneğin kızartma) mideyi çok yorar. Hazmetmesi zordur. Çok fazla yememeye özen gösterilmelidir. Ayrıca, soğan da mide asidini arttıran bir besindir. Mide rahatsızlığı olanların fazla yememesi gerekir. Gastritli hastalara, çikolata yemesi pek tavsiye edilmez. Çünkü, çikolatada yağ ve kafein miktarı fazladır. Bunların dışında, alkol kullanmak (özellikle aç karnına) mide yanmasına neden olur.
Mide Rahatsızlıklarından Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Doktorlar, az ama sık yemek yemenin daha faydalı olduğunu düşünüyorlar. Fazla yemek yemek, midede yanma hissini arttırır. Mide yedikçe genişleyen bir organdır. Ayrıca, geceleri yemek yerseniz, mide gece boyunca çalışmaya devam eder ve yorulur. Sindirimin gerçekleşmesi için en az 3 saat gerekir. Bu yüzden uyku ve yemek arasında en az bu kadar süre olmasına dikkat edin.
Lokmalarınızın küçük olması, sindirimi kolaylaştırır ve midenin ağırlık hissini azaltır. Çiğnemeden besinleri yutmak sindirimi de zorlaştırır ve şişkinliğe sebep olur.
Çok sıcak ya da çok soğuk besinlerle beslenmek, ayakta ya da hızlı yemek mideye zarar verir. Ilık besinler tercih edilmeli ve yemeğe daha fazla vakit ayırılmalıdır.
Yemekten hemen sonra ağır egzersiz yapmak ya da uzanmak mide sıvısının, yemek borusuna çıkmasına neden olur. Mide sıvısı da asidik olduğundan yemek borusunda hasara neden olabilir.
Gastrit nasıl tedavi edilir?
Gastritin tedavisi sebebe göre yapılır. Çoğu zaman mide asidinin azaltılması şikayetlerin hafiflemesini sağlar. HP pozitif bulunan olgularda bakterinin temizlenmesine yönelik en az iki antibiyotik içeren 1 veya iki haftalık tedavi kürleri uygulanır. Aspirin ve antiromatizmal ilaçlar kullanan hastalarda bu ilaçların kesilmesi ve / veya kullanım gerekliliğinin gözden geçirilmesi uygun olur. Daha özel gastrit tiplerinde ve komplikasyon gelişen vakalarda sebebe ve ortaya çıkan komplikasyonlara yönelik tedavi yöntemleri uygulanır.
Öncelikle şunu bilmek gerekir; gastrit, daha kötü sonuçlara yol açabilen bir hastalık olduğundan mutlaka tedavi edilmelidir. Daha sonra eğer, gastritin sebepleri arasında bakteri yoksa tedavide, mide asidini azaltıcı ya da asidin etkisini yok edici ilaçlar hastaya verilir. Bu ilaç tedavisiyle birlikte, diyet tedavisi uygulanır. Midenin yüzeyini tahrip etmeyecek yiyeceklerle beslenmek gerekir. Eğer hasta, sigara ya da alkol kullanıyorsa, bunların bırakılması şarttır.
Gastrit nasıl teşhis edilir?
Öncelikle, bir gastroenterologa ya da dahiliye uzmanına başvurmanız gereklidir. Hastalığın tanısını koymak için, hastanın öyküsünü dinlemek yeterli olabilir. Özellikle gençlerde, ilaç tedavisi ile mide asidi azaltılmaya çalışılır.
Kırk yaşını geçmiş kişilerde, teşhis koymak için endoskopi yöntemi uygulanır. Hastanın midesine, ucunda kamera olan ince bir boruyla girilir. Tv gibi bir ekrandan, doktor hastanın midesini görür ve midede sorun varsa teşhisi koyabilir. Etkili ve güvenilir bir yöntemdir. Dil kökü ve küçük dil, spreyle uyuşturulur. Böylece hastanın midesi bulanmaz ve endoskopi yapmak kolaylaşır. Gerekirse tanı için hastadan parça alınır ve mikroskopik olarak incelenir.
Gastritin belirtileri nelerdir?
Gastrit aniden oluşan, akut ve sürekli kronik olmak üzere ikiye ayrılır.
Kronik gastrit, genelde çok az belirti verir ya da belirti vermeden seyreder. Uzun süren mide iltihabı vardır. Karnın üst tarafında ağrı, mide bulantısı, kusma meydana gelebilir. Geğirti, iştah azalması, şişkinlik görülebilir.
Akut gastritte, midede yanma, basınç ve ağrı görülür. Hasta, aç karnına ağrının arttığını belirtebilir. Bulantı ve kusma, kronik gastritte olduğu gibi akut gastritte de vardır. İlaç ve alkol, mide yüzeyinde yaraya neden olur. Bu yaraların kanaması sonucu, mide asidi kanla karışabilir ve kusarken koyu renk bir kan gelir. Yine akut gastritin ağırlaştığı durumlarda dışkı siyahlaşır.
Belirtileri:
Sindirim güçlükleri ile başlar.
Yemeklerden sonra midede yanma ve ağrı olur.
Bulantı ve kusma yapar.
Hastalığın ilerlemesi halinde seyrek olarak kanama görülür.
Ne Yapmalı?
Gastrite sebep olan tesirler keşfedilip hastanın bunları terketmesi sağlanır.
Tabiî beslenmeye önem verilir.
B vitamini ve demir eksikliği görüldüğü takdirde bunlar ağız yolu ile takviye edilir.
Yemeklerden sonra yarım ya da bir saat dinlenmenin hastalığın tedavisine yardımcı olduğu tesbit edilmiştir.
Gastritin sebepleri nelerdir?
Çok çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkan gastrit, beslenme alışkanlıkları da dahil olmak üzere alkol, sigara, çeşitli ilaçlar, vs.. etkenlerle ortaya çıktığı gibi Helicobakter Pylori adı verilen bakteri ve stres sonucu da ortaya çıkmaktadır. Alkol ve kötü beslenme alışkanlıkları direkt olarak mide mukozasını tahriş ederek gastrite neden olabilir. Stres ve nikotin de mide siniri olan Vagus'un uyarılması sonucu fazla asit salgılanmasıyla gastrite neden olur. Son yıllarda ise gastrit ve mide ülserinin nedeni olduğu iddia edilen Helicobakter Pylori adı verilen bir bakteri tesbit edilmiştir. Gastrit şikayeti olan hastaların % 60'ında bu bakteri tespit edilmiştir. Gastrit tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır.
Gastrit nedir?
Gastrit, mide İltihabı anlamına gelir.
Gastrit aslında mide mukozasının bir tür yanmasıdır. Bu farklı faktörlerin meydana getirdiği ikaz neticesinde beyaz kan hücrelerinin mukozada birikmesi manasına gelir. Gastrit hastalığı akut ya da kronik olabilir.Yani kalıcı ya da geçici olabilir.
Hastaların genel olarak midede ekşime, yanma ve ağrı şikayetleri ile tarif ettikleri gastrit, mide iltihabı ile eş anlamlı kullanılan bir terimdir. Gastrit, midenin en iç tabakasında teşkil eden mide mukozasının iltihabi bir reaksiyonudur. Mide mukozasında çok zaman bölgesel veya yaygın bir kızarıklık şeklinde görülür. Çok sık rastlanılan gastritin kadın ve erkeklerde görülme oranı hemen hemen eşittir.
Alkol, tütün, kimyasal maddeler ve bunun gibi tahriş edici ürünlerden, bakteri ve virüs kökenli enfeksiyonlardan, alerjilerden kaynaklanabilen gastritin (ya da mide iltihabı), ivegen biçiminin başlıca belirtileri arasında yemeklerden sonra midede rahatsızlık duygusu, bulantı, kusma, ekşime, iştah yitimi, mide ağrıları sayılabilir; genellikle ortaya çıkmasına yolaçan maddenin belirlenip, alımına son verilmesiyle kendiliğinden geçer.
Mide ağrısını geçiştirmeyin!
Karnın üst orta kesimindeki ağrı, halsizlik, iştahsızlık ve özellikle geceleri ortaya çıkan mide şikayetleri ciddi hastalıkların habercisi olabilir.
Erken dönemde teşhis ve tedavisi büyük önem taşıyan mide hastalıkları, dikkat edilmediği takdirde kansere ve daha pek çok ciddi hastalığa yol açabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Necip Aytuğ, mide hastalıklarına yol açan nedenler ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında şu bilgileri veriyor:
SİGARA ÜLSERE YOL AÇIYOR
Mide, vücut dokusu için zararlı olan asit maddesinden mide bezlerince salgılanan ve mide dokusunun iç yüzünü film tabakası gibi kaplayan müküs tabakası ile korunmaktadır. Müküs tabakası, asitle mide dokusu arasındaki teması keserek mideyi korur ve asitin zararlı etkilerini engeller. Bu tabakanın sağlıklı üretimi ve devamlılığı için mide dokusunun yeterince kan akımı ile beslenmesi gerekmektedir. Bu nedenle mide kanlanmasını bozan; ağır kalp yetmezliği, solunum yetmezliği, şok, sistemik enfeksiyon, ağır yanık gibi durumlarda müküs yapımı kolaylıkla bozulacağı için asit tahrişine bağlı büyük yaralar (ülser) ve buna bağlı kanama, mide delinmesi gibi durumlar görülebilmektedir. Sigara içmek müküs yapımını azalttığı için özellikle mevcut ülserin tedaviye olan cevabını geciktirmekte iyileşme sürecini uzatmaktadır.
Ülser
Geniş anlamıyla deri ya da mukoza altı dokuları meydanda bırakan kronik yaralardır. Mide suyundaki, sindirici tesirlerle hazım kanalının çeşitli bölgelerinde husûle gelen müzmin gidişli yaralar. Ülser, genel olarak yara manasına gelmektedir. Derideki yaralara da ülser denebilir. Burada sindirim kanalındaki ülserlerden bahsedilecektir. Bir de yine sindirim kanalında görülebilen ve sadece mukozanın yüzey kısmını ilgilendiren erozyonlar vardır ki, bunlar kısa zamanda ve iz bırakmadan iyileşirler.
Peptik ülserler: Sindirim kanalındaki yerlerine göre mide ülseri veya onikiparmak barsağı ülseri olmak üzere başlıca iki gruba ayrılırlar. Yemekborusu alt ucunda ve Meckel divertikülü denen ince barsak uzantısında da peptik ülser görülebilir. Ağır vücut yanıklarından ve beyin ameliyatlarından sonra görülen had peptik ülserlere de Curling ülseri adı verilir.
Peptik ülser (Mide ve duodenum ülseri)
Peptik ülser nedir?
Peptik ülser sindirim siteminde (gastrointestinal sistem - GIS) özofagus (yemek borusu), duodenum (oniki parmak bağırsağı) yada midenin yüzeyel tabakasındaki delinmedir. Peptik ülser eğer midede ise gastrik ülser, duodenumda ise duodenal ülser ve özofagusta ise özofagial ülser adını alır. Gastrik bezler tarafından üretilen asit salgısının; Gastrik mukozada yani mide yüzeyinde oluşturduğu erozyon (aşındırma) mide ülserinin sebeplerinden birisidir.
Peptik ülserin niye oluşur?
uzun yıllardır peptik ülser hastalığına neden olan temel faktörün asit salgısındaki artış yani mide asitinin fazla olması olduğu düşünülürdü. Dolayısıyla mevcut tedavi yöntemleri midedeki asit sekresyonunun azaltılması yahut varolan asitin nötralize edilmesine dayanmaktaydı. Ancak yapılan bilimsekl çalışmalar göstermiştir ki; asit salgısı ülser patogenezinde yani ülserin nedenleri arasında halen ciddi bir önem taşımakla birlikte helikobakter pilori (helicobacter pylori) ismindeki bir bakteride ülserin nedenleri arasında bulunmaktadır. Ülser oluşumundaki bir başka temel faktör ise sıklıkla non-steroid anti inflamatuar ilaçlar olarak gruplandırılan (NSAII) aspirin gibi anti enflamatuar ilaçlardır. Sigarada ülsere neden olan ve ülserin tedavisini engelleyen faktörlerden birisidir.