Bel Fıtığından Korunma Yolları
Bel Fıtığından Korunma Yolları
BEL FITIĞI
Belimizde 5 adet omur kemiği var. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına; omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.
Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Disklerin iç kısmın da nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında da anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir.
Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır ve hastalık böylelikle kendisini belli eder. Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar.
RİSKLİ POZİSYONLAR
Günlük aktivitelerimiz esnasında vücudumuzun dikey veya yatay konumda aldığı çeşitli pozisyonlar ve beraberinde ortaya konan faaliyetin şekli bel fıtığına yakalanma riskini önemli oranda artırır veya azaltır. İnsanın dikey pozisyonda bulunması omuriliğin alt kısımlarını önemli miktarda basınç altında bırakır. Çünkü bu kısmın yukarısında yer alan tüm vücut ağırlığı birkaç santimetre karelik dar bir omur parçası üzerine biner ve bu küçük kısım tarafından taşınır.
Buna karşılık vücudun dik değil de desteksiz bir tarzda eğik pozisyona gelmesi, yani düşey olarak orta hattan sapması beldeki omurlar üzerine binen yükü, yani basıncı bariz şekilde daha da artırır. Yapılan bilimsel araştırmalarda beldeki diskin içerisine basınç ölçebilen bir cihazla girilmiş ve çeşitli vücut pozisyonlarının diskteki basıncı ne şekilde etkilediği araştırılmıştır. Görülmüştür ki, burada bele en az yükün bindiği pozisyon, kişinin sırtüstü yattığı ve bacaklarının altını bir cisimle destekleyerek hafifçe yükselttiği pozisyondur.
Ayrıca sandalyede desteksiz otururken bele binen yük, ayakta dik olarak dururken bele binen yükten daha fazladır. Halbuki insanlar bunun tam tersinin doğru olduğunu zannederler. Neticede ayakta dik pozisyonda dururken bele binen yükün gerçekte daha az, otururken daha fazla olduğu bilinmelidir. Bu pozisyondan daha kötüsü, yani belde bulunan disklerdeki basıncı daha da artıran durum, sandalyede otururken öne doğru eğilerek yerden bir cismi almaktır. En kötüsü ise ayakta dururken öne doğru eğilerek dizler düz konumda yerdeki bir ağırlığı kaldırmaktır. Bu durumda kaldırılan ağırlığın miktarı arttıkça bel fıtığına yakalanma riski de giderek artacaktır.
Oturur pozisyonda iken kişi arkasına bir destek koyarsa veya oturduğu sandalyenin arka kısmını geriye doğru tedrici olarak yatırmaya başlarsa, bele binen yük de giderek azalacak ve bel bu durumda çok daha rahatlamış olacaktır. Öksürmek, gerinmek veya kahkaha ile gülmek ise belde yer alan disklerdeki basıncı bariz şekilde artırır. Şikayetleri bir öksürmeyi takiben başlayan pekçok hasta ile karşilaşmaktayiz. Sağlıklı bir bele sahip olmak için günlük yaşantımızda riskli pozisyonlardan daima uzak durmalıyız.
KİMLERDE GÖRÜLÜR
Toplumun çeşitli kesimlerinde bel rahatsızlığı o kadar sık görülür ki, birçok ülkede yapılan istatistiklere göre doktora müracaat nedeni olarak bel ağrısı soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı yer alır. İnsanların yaklaşık % 80’i hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısı çeker.
Bel rahatsızlığına her yaş grubunda rastlamak mümkündür fakat bel fıtığı orta yaşlarda daha sık görülür. Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil kullanma, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür.
Bu risk faktörleri bir insanın günlük yaşantısında ne kadar çoksa o kişinin bel fıtığına yakalanma ihtimali de o kadar yüksek olur. Hele bir de genetik olarak yatkınlık varsa bel fıtığıyla tanışmak sürpriz sayılmaz. Uygun olmayan sandalyelerin üzerinde hergün saatlerce süren bir ofis hayatına mahkum insanlar bel fıtığının müstakbel adaylarıdır.
BEL İÇİN EGZERSİZLER
Genel sağlık açısından olduğu gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bel, sırt ve karın adalelerini güçlendirmek için gerekli spor ve hareketlere ömür boyu devam edilmelidir. Ancak bel fıtığı gelişmesine zemin hazırlayabilecek veya bizzat neden olabilecek mücadele sporları yerine, yüzme, yürüme ve bisiklet sürme gibi sporlar tercih edilmelidir.
Yüzlerce egzersiz hareketi içerisinden de rastgele hepsini yapmak yerine belirli hareketlere öncelik tanınması gerektiğini düşündüğümüzden, bele fazla yük bindirmeyen ve gelişmekte olan bir bel fıtığını ilerletmeyecek en emniyetli dokuz hareketi sizler için seçtik. Hikayesinde daha önce geçirilmiş bir bel rahatsızlığı bulunan veya bel fıtığına muhtemelen aday olan kimselerin bu hareketleri yapmaları faydalıdır. Ancak egzersizler yapilirken dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar vardır:
* Egzersizler havası temiz bir ortamda (Hava müsaitse evde pencereler açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz ve spor yapılmamalıdır.
* Bel fıtığı rahatsızlığına yakalananlar hastalıgın akut ağrılı döneminde bu hareketlere başlamamalı, istirahati tercih etmelidirler. Şikayetler geçtikten sonra doktora danışılmalı ve egzersizlere ondan sonra başlanmalıdır.
* Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok çabuk bir iyileşme beklenmemeli, sabırla hareketlere devam edilmelidir. Hareketlerin sayısı ve tempo gün geçtikçe yavaş yavaş artırılmalıdır. Başlangıçta aşırılığa kaçarak daha kötü bir duruma düşülmemelidir.
* Konunun uzmanı olan doktor başka şekilde tavsiye etmemiş ise ilk bir ay her hareket günde beş defa yapılmalıdır. Daha sonra her ay hareketler beşer beşer artırılarak egzersizlere devam edilmelidir.
* Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır. Sizin için seçtiğimiz aşağıdaki dokuz çeşit egzersiz risksiz olup daha çok bunlar tercih edilmelidir.
* Hareketler esnasında veya sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.
* Rahatsızlık bir saatten fazla sürüyorsa o hareket egzersiz programından çıkartılmalıdır.
* Bel fıtığı ameliyatı olanlar operasyonun üzerinden üç hafta geçmeden egzersizlere başlamamalı, daha sonra başlayarak her hareketin sayısını yavaş yavaş artırmalıdırlar.
* Bu bilgiler haricinde hastanın kafasında herhangi bir soru oluşursa, uzman doktor hiç tereddüt etmeden hemen aranmalı ve yanlış bir iş yapmaktansa konunun doğrusu uzman hekimden öğrenilmelidir.
Bel Fıtığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz
Kilo vermek :
Fazla kilolar, omurlar, dolayısıyla diskler üzerine olan yükü arttırır. Sonuçta diskin içindeki yumuşak çekirdeğin dışarı kaçmasını yani fıtıklaşmayı kolaylaştırır. Şişman bir bel fıtığı hastasının kilo vermesi kadar iyi bir tedavi yoktur. Bu her reçeteden daha değerlidir.
Spor yapmak:
Bel ağrıları olan kişinin yapmasında yararı olan sporlar; yüzme, yürüme, hafif koşular (jogging) ve bisiklete binmek (dik durumda yapılmalı ve kıvrık gidonlu bisikletle yapılmamalı) olarak sayılabilir.
Futbol, basketbol, voleybol, güreş, halter, golf gibi sporlar sakıncalıdır. Jogging 20 dakika süreyle yapılmalıdır. Diğer aktivitelerin süresi 30-40 dakikaya çıkarılabilir. Ancak bu sırada nabız sayılmalı ve 120-130 dakikanın üzerine çıkarılmamalıdır. (40 yaşın altında 130 dakika, 40 yaşın üzerinde 120 dakika).
Sağlıklı uyumak ve dinlenmek:
Bel ağrısından yakınan hastalar birçok hareketten kaçınmak zorundadır. Günlük yaşamdaki hareketler kolay görünmesine rağmen dikkat edilmediği takdirde bel ağrısının artmasına neden olurlar. Bu nedenle yaptığınız tüm hareketlerde bel dengeli bir durumda tutulmalıdır.
İnsanlar yaşamının üçte birini uykuda geçirmelerine rağmen bu sürenin bel üzerindeki etkisini dikkate almamaktadırlar. İyi bir yatak vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, sırt eğrilerini koruyacak kadar yumuşak olmalıdır. Büyük yataklar tercih edilmelidir. Bu yataklar gece boyunca rahat hareketi sağlar, eklem ve kaslar üzerindeki yükü azaltır ve sabah tutukluğunu önler.
Yastık ensenize destek olmalı ve dengeli bir durumda dinlenme olanağı sağlanmalıdır. Kuş tüyü veya fiber yastıklar sünger yastıklara tercih edilmelidir. Enseyi destekleyecek biçimde yapıldığı takdirde sünger yastıklar da kullanılabilir.
Vücudumuzun uykudaki şekli iyileşme sürecini etkiler. Uyumadan önce vücudumuzu rahat ettirecek bir şekil almak doğru olacaktır.
Sırt üstü uyuma veya dinlenmede ensenize desteksiz bir biçimde yastık koymayın. Dizlerin arasında yastık koymak sizi daha da rahatlatır. Ancak büyük bir yastık kullanmayın.
Dizleri göğsünüze doğru çekerek yan yatmak da sizi geçici süre rahatlatabilir. Ancak sürekli yatmak için doğru bir şekil değildir. Alttaki bacağınızı düz tutun, diğer bacağınızı bükün.
Sert bir yatakta yüzü koyun yatmak da sizi rahatlatabilir. Bu durumda başınızın altına yastık konması genellikle tavsiye edilmez. Dizlerinizi büküp bileklerin arasına bir yastık yerleştirilmesi doğru olacaktır.
Yatak yapmak zorunda kalırsanız tek tarafta durup öne doğru eğilmeyin. Öne doğru eğilme hareketi diz çökerek veya yatağın üzerine çıkarak en aza indirilebilir. Böylelikle belin dengeli pozisyonu korunmuş olur. Ayakta yapacaksanız yatağın etrafında dönerek yapmaya çalışın.
Ağırlık kaldırırken dikkat edilecek hususlar:
Herhangi bir yük kaldırmadan önce bunun gerekliliğini ve sınırlarını belirleyiniz. Hekiminizden size uygun özel kaldırma tekniklerini mutlaka öğreniniz. Belinize zarar vermemek için, iyileşmenin erken dönemlerinde yük kaldırmamak ya da yardım istemek daha doğru olacaktır. Güvenli bir biçimde kaldırmak sadece ağırlığın miktarı ile değil, kaldırma biçimi ile de ilgilidir. Sanılanın aksine bel kasları kaldırma faaliyeti için elverişli değildir. Bel kaslarının başlıca amacı, dengeli bir duruş sağlamak için karın kasları ile iş birliği halinde çalışmaktadır. Bu nedenle kaldırma hareketini belinize değil, bacak ve uyluktaki büyük kasları kullanarak yapmalısınız.
Günlük faaliyetlerdeki tüm kaldırma hareketlerine son vermek kolay değildir. İyileşmenin erken dönemlerindeki kısıtlamalardan sonra durum düzeldikçe yavaş yavaş yük kaldırmaya başlayabilirsiniz.
Herhangi bir yükü kaldırırken dikkat edilmesi gereken ilkeler aşağıda sıralanmıştır:
- Kaldıracağınız ağırlığı hesaplayın.
- Kaldırmadan önce ağırlığı deneyin.
- Gerektiğinde yardım isteyin.
- Kaldırırken belinizi daima dengeli durumda tutun.
- Mümkün olduğunca ayaklarınızı kullanın.
- Kullanacağınız yükü mümkün olduğunca kendinize yakın tutun.
- Kaldırırken karın kaslarınızı gergin tutun, nefesinizi tutmayın.
- Kaldırırken dönmek gerekirse belinizle değil, ayaklarınızla dönün.
- Hızlı, çabuk ve yumuşak hareketlerle yer değiştirin.
- Eğilme ve uzanma hareketlerini en aza indirin.
Ev işi yaparken dikkat edilecek hususlar:
Mutfak işleri:
Mutfakta çalışırken dengeli bir durum imkanı vermeyen hareket ve duruşlardan kaçınmak gerekir. Yukarıya doğru uzanmamak için mutfak gereçlerinin omuz ve bel arasında bir yükseklikte dizilmiş olmasını sağlayın. Daha aşağı seviyelerden bir şey almak gerektiği takdirde dizinizi yere dayayın, cismi alın, tezgaha koyun, masanın desteğinden yararlanın. Ayağa kalkacağınız zaman iskemle ya da tezgahtan yararlanın. Bu destekler belin normal eğiminin korunmasını sağlayacaktır. Uygun bir destek bulamazsanız ellerinizi kalçanıza koyun ve kollarınızla itin.
Bulaşık yıkarken tabakları kendinize yakın tutun. Bu sizin dik durmanızı sağlayacaktır.Ağır bulaşıkları kaldırmak yerine kaydırmaya çalışın. Ağır malzemeleri taşırken servis arabası kullanın.
Bulaşık makinesini doldururken, yıkanacak bulaşıkları önce makinenin yanındaki tezgaha yerleştirin. Bir dizinizi bükerek bulaşık makinesini doldurun. Bu sizi tekrar tekrar öne eğilmekten koruyacaktır. Bulaşık makinesini boşaltmak için işlemin tersini yapın. Ayağa kalkarken makineyi destek olarak kullanın.
Çamaşır yıkarken:
Çamaşırı küçük parçalar halinde makineye koyun. Küçük parçalar belinize büyük bir iki parçanın vereceğinden daha az yük bindirir. Makineye doğru eğilmekten kaçının. Üstten doldurmalı makineden bacağınızı yukarıya doğru kaldırın.. Özellikle ıslak çamaşırları alırken büyük yığınları yüklenmeyin. Makineyi doldurup boşaltırken, dizlerinizin üzerine çökün, kalkarken makineden destek alın.
Çocuk bakımı:
Beliniz ağrırken kucağınıza çocuk alacaksanız, önlemini daha önceden almanız gerekir. Ani hareketler ağrınızı arttırabilir. Bu durum hem sizin hem de çocuk için tehlikelidir. Çocuğun altını değiştirmek için yüksek bir yer ya da çocuk karyolası yoksa yerde değiştirmekten kaçının. Çocuğu giydirmek için masa ya da karyolasına doğru eğilirken belinizden değil, kalçadan eğilmeye çalışın. Belinizi dengeli bir durumda tutun. Önce bir bacağınızın üzerinde doğrulun. Çocuğu bu şekilde kucağınıza alın. Tek diz kaldırışı genellikle en etkili yöntemdir. Kaldırırken çocuğu mümkün olduğunca kendinize yakın tutun.
Eğer çocuk yeterince büyükse önce bir sandalye oturtun ya da ayakta tutun. Daha sonra yan çömelme durumunda dizinize doğru kaydırın. Bu pozisyon kaldırmanız için gereken alanı küçültür ve öne eğilme gereksiniminizi azaltır. Çocuğu uzun süre tek kalça üzerinde taşımaktan kaçının.
Araba kullanırken :
Direksiyona yakın oturun ve oturduğunuz koltuğun yüksekliğini azaltın. dizler kalça seviyesinden yukarda bulunmalıdır.
Belimizde 5 adet omur kemiği var. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına; omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.
Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Disklerin iç kısmın da nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında da anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir.
Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır ve hastalık böylelikle kendisini belli eder. Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar.
RİSKLİ POZİSYONLAR
Günlük aktivitelerimiz esnasında vücudumuzun dikey veya yatay konumda aldığı çeşitli pozisyonlar ve beraberinde ortaya konan faaliyetin şekli bel fıtığına yakalanma riskini önemli oranda artırır veya azaltır. İnsanın dikey pozisyonda bulunması omuriliğin alt kısımlarını önemli miktarda basınç altında bırakır. Çünkü bu kısmın yukarısında yer alan tüm vücut ağırlığı birkaç santimetre karelik dar bir omur parçası üzerine biner ve bu küçük kısım tarafından taşınır.
Buna karşılık vücudun dik değil de desteksiz bir tarzda eğik pozisyona gelmesi, yani düşey olarak orta hattan sapması beldeki omurlar üzerine binen yükü, yani basıncı bariz şekilde daha da artırır. Yapılan bilimsel araştırmalarda beldeki diskin içerisine basınç ölçebilen bir cihazla girilmiş ve çeşitli vücut pozisyonlarının diskteki basıncı ne şekilde etkilediği araştırılmıştır. Görülmüştür ki, burada bele en az yükün bindiği pozisyon, kişinin sırtüstü yattığı ve bacaklarının altını bir cisimle destekleyerek hafifçe yükselttiği pozisyondur.
Ayrıca sandalyede desteksiz otururken bele binen yük, ayakta dik olarak dururken bele binen yükten daha fazladır. Halbuki insanlar bunun tam tersinin doğru olduğunu zannederler. Neticede ayakta dik pozisyonda dururken bele binen yükün gerçekte daha az, otururken daha fazla olduğu bilinmelidir. Bu pozisyondan daha kötüsü, yani belde bulunan disklerdeki basıncı daha da artıran durum, sandalyede otururken öne doğru eğilerek yerden bir cismi almaktır. En kötüsü ise ayakta dururken öne doğru eğilerek dizler düz konumda yerdeki bir ağırlığı kaldırmaktır. Bu durumda kaldırılan ağırlığın miktarı arttıkça bel fıtığına yakalanma riski de giderek artacaktır.
Oturur pozisyonda iken kişi arkasına bir destek koyarsa veya oturduğu sandalyenin arka kısmını geriye doğru tedrici olarak yatırmaya başlarsa, bele binen yük de giderek azalacak ve bel bu durumda çok daha rahatlamış olacaktır. Öksürmek, gerinmek veya kahkaha ile gülmek ise belde yer alan disklerdeki basıncı bariz şekilde artırır. Şikayetleri bir öksürmeyi takiben başlayan pekçok hasta ile karşilaşmaktayiz. Sağlıklı bir bele sahip olmak için günlük yaşantımızda riskli pozisyonlardan daima uzak durmalıyız.
KİMLERDE GÖRÜLÜR
Toplumun çeşitli kesimlerinde bel rahatsızlığı o kadar sık görülür ki, birçok ülkede yapılan istatistiklere göre doktora müracaat nedeni olarak bel ağrısı soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı yer alır. İnsanların yaklaşık % 80’i hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısı çeker.
Bel rahatsızlığına her yaş grubunda rastlamak mümkündür fakat bel fıtığı orta yaşlarda daha sık görülür. Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil kullanma, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür.
Bu risk faktörleri bir insanın günlük yaşantısında ne kadar çoksa o kişinin bel fıtığına yakalanma ihtimali de o kadar yüksek olur. Hele bir de genetik olarak yatkınlık varsa bel fıtığıyla tanışmak sürpriz sayılmaz. Uygun olmayan sandalyelerin üzerinde hergün saatlerce süren bir ofis hayatına mahkum insanlar bel fıtığının müstakbel adaylarıdır.
BEL İÇİN EGZERSİZLER
Genel sağlık açısından olduğu gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bel, sırt ve karın adalelerini güçlendirmek için gerekli spor ve hareketlere ömür boyu devam edilmelidir. Ancak bel fıtığı gelişmesine zemin hazırlayabilecek veya bizzat neden olabilecek mücadele sporları yerine, yüzme, yürüme ve bisiklet sürme gibi sporlar tercih edilmelidir.
Yüzlerce egzersiz hareketi içerisinden de rastgele hepsini yapmak yerine belirli hareketlere öncelik tanınması gerektiğini düşündüğümüzden, bele fazla yük bindirmeyen ve gelişmekte olan bir bel fıtığını ilerletmeyecek en emniyetli dokuz hareketi sizler için seçtik. Hikayesinde daha önce geçirilmiş bir bel rahatsızlığı bulunan veya bel fıtığına muhtemelen aday olan kimselerin bu hareketleri yapmaları faydalıdır. Ancak egzersizler yapilirken dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar vardır:
* Egzersizler havası temiz bir ortamda (Hava müsaitse evde pencereler açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz ve spor yapılmamalıdır.
* Bel fıtığı rahatsızlığına yakalananlar hastalıgın akut ağrılı döneminde bu hareketlere başlamamalı, istirahati tercih etmelidirler. Şikayetler geçtikten sonra doktora danışılmalı ve egzersizlere ondan sonra başlanmalıdır.
* Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok çabuk bir iyileşme beklenmemeli, sabırla hareketlere devam edilmelidir. Hareketlerin sayısı ve tempo gün geçtikçe yavaş yavaş artırılmalıdır. Başlangıçta aşırılığa kaçarak daha kötü bir duruma düşülmemelidir.
* Konunun uzmanı olan doktor başka şekilde tavsiye etmemiş ise ilk bir ay her hareket günde beş defa yapılmalıdır. Daha sonra her ay hareketler beşer beşer artırılarak egzersizlere devam edilmelidir.
* Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır. Sizin için seçtiğimiz aşağıdaki dokuz çeşit egzersiz risksiz olup daha çok bunlar tercih edilmelidir.
* Hareketler esnasında veya sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.
* Rahatsızlık bir saatten fazla sürüyorsa o hareket egzersiz programından çıkartılmalıdır.
* Bel fıtığı ameliyatı olanlar operasyonun üzerinden üç hafta geçmeden egzersizlere başlamamalı, daha sonra başlayarak her hareketin sayısını yavaş yavaş artırmalıdırlar.
* Bu bilgiler haricinde hastanın kafasında herhangi bir soru oluşursa, uzman doktor hiç tereddüt etmeden hemen aranmalı ve yanlış bir iş yapmaktansa konunun doğrusu uzman hekimden öğrenilmelidir.
Bel Fıtığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz
Kilo vermek :
Fazla kilolar, omurlar, dolayısıyla diskler üzerine olan yükü arttırır. Sonuçta diskin içindeki yumuşak çekirdeğin dışarı kaçmasını yani fıtıklaşmayı kolaylaştırır. Şişman bir bel fıtığı hastasının kilo vermesi kadar iyi bir tedavi yoktur. Bu her reçeteden daha değerlidir.
Spor yapmak:
Bel ağrıları olan kişinin yapmasında yararı olan sporlar; yüzme, yürüme, hafif koşular (jogging) ve bisiklete binmek (dik durumda yapılmalı ve kıvrık gidonlu bisikletle yapılmamalı) olarak sayılabilir.
Futbol, basketbol, voleybol, güreş, halter, golf gibi sporlar sakıncalıdır. Jogging 20 dakika süreyle yapılmalıdır. Diğer aktivitelerin süresi 30-40 dakikaya çıkarılabilir. Ancak bu sırada nabız sayılmalı ve 120-130 dakikanın üzerine çıkarılmamalıdır. (40 yaşın altında 130 dakika, 40 yaşın üzerinde 120 dakika).
Sağlıklı uyumak ve dinlenmek:
Bel ağrısından yakınan hastalar birçok hareketten kaçınmak zorundadır. Günlük yaşamdaki hareketler kolay görünmesine rağmen dikkat edilmediği takdirde bel ağrısının artmasına neden olurlar. Bu nedenle yaptığınız tüm hareketlerde bel dengeli bir durumda tutulmalıdır.
İnsanlar yaşamının üçte birini uykuda geçirmelerine rağmen bu sürenin bel üzerindeki etkisini dikkate almamaktadırlar. İyi bir yatak vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, sırt eğrilerini koruyacak kadar yumuşak olmalıdır. Büyük yataklar tercih edilmelidir. Bu yataklar gece boyunca rahat hareketi sağlar, eklem ve kaslar üzerindeki yükü azaltır ve sabah tutukluğunu önler.
Yastık ensenize destek olmalı ve dengeli bir durumda dinlenme olanağı sağlanmalıdır. Kuş tüyü veya fiber yastıklar sünger yastıklara tercih edilmelidir. Enseyi destekleyecek biçimde yapıldığı takdirde sünger yastıklar da kullanılabilir.
Vücudumuzun uykudaki şekli iyileşme sürecini etkiler. Uyumadan önce vücudumuzu rahat ettirecek bir şekil almak doğru olacaktır.
Sırt üstü uyuma veya dinlenmede ensenize desteksiz bir biçimde yastık koymayın. Dizlerin arasında yastık koymak sizi daha da rahatlatır. Ancak büyük bir yastık kullanmayın.
Dizleri göğsünüze doğru çekerek yan yatmak da sizi geçici süre rahatlatabilir. Ancak sürekli yatmak için doğru bir şekil değildir. Alttaki bacağınızı düz tutun, diğer bacağınızı bükün.
Sert bir yatakta yüzü koyun yatmak da sizi rahatlatabilir. Bu durumda başınızın altına yastık konması genellikle tavsiye edilmez. Dizlerinizi büküp bileklerin arasına bir yastık yerleştirilmesi doğru olacaktır.
Yatak yapmak zorunda kalırsanız tek tarafta durup öne doğru eğilmeyin. Öne doğru eğilme hareketi diz çökerek veya yatağın üzerine çıkarak en aza indirilebilir. Böylelikle belin dengeli pozisyonu korunmuş olur. Ayakta yapacaksanız yatağın etrafında dönerek yapmaya çalışın.
Ağırlık kaldırırken dikkat edilecek hususlar:
Herhangi bir yük kaldırmadan önce bunun gerekliliğini ve sınırlarını belirleyiniz. Hekiminizden size uygun özel kaldırma tekniklerini mutlaka öğreniniz. Belinize zarar vermemek için, iyileşmenin erken dönemlerinde yük kaldırmamak ya da yardım istemek daha doğru olacaktır. Güvenli bir biçimde kaldırmak sadece ağırlığın miktarı ile değil, kaldırma biçimi ile de ilgilidir. Sanılanın aksine bel kasları kaldırma faaliyeti için elverişli değildir. Bel kaslarının başlıca amacı, dengeli bir duruş sağlamak için karın kasları ile iş birliği halinde çalışmaktadır. Bu nedenle kaldırma hareketini belinize değil, bacak ve uyluktaki büyük kasları kullanarak yapmalısınız.
Günlük faaliyetlerdeki tüm kaldırma hareketlerine son vermek kolay değildir. İyileşmenin erken dönemlerindeki kısıtlamalardan sonra durum düzeldikçe yavaş yavaş yük kaldırmaya başlayabilirsiniz.
Herhangi bir yükü kaldırırken dikkat edilmesi gereken ilkeler aşağıda sıralanmıştır:
- Kaldıracağınız ağırlığı hesaplayın.
- Kaldırmadan önce ağırlığı deneyin.
- Gerektiğinde yardım isteyin.
- Kaldırırken belinizi daima dengeli durumda tutun.
- Mümkün olduğunca ayaklarınızı kullanın.
- Kullanacağınız yükü mümkün olduğunca kendinize yakın tutun.
- Kaldırırken karın kaslarınızı gergin tutun, nefesinizi tutmayın.
- Kaldırırken dönmek gerekirse belinizle değil, ayaklarınızla dönün.
- Hızlı, çabuk ve yumuşak hareketlerle yer değiştirin.
- Eğilme ve uzanma hareketlerini en aza indirin.
Ev işi yaparken dikkat edilecek hususlar:
Mutfak işleri:
Mutfakta çalışırken dengeli bir durum imkanı vermeyen hareket ve duruşlardan kaçınmak gerekir. Yukarıya doğru uzanmamak için mutfak gereçlerinin omuz ve bel arasında bir yükseklikte dizilmiş olmasını sağlayın. Daha aşağı seviyelerden bir şey almak gerektiği takdirde dizinizi yere dayayın, cismi alın, tezgaha koyun, masanın desteğinden yararlanın. Ayağa kalkacağınız zaman iskemle ya da tezgahtan yararlanın. Bu destekler belin normal eğiminin korunmasını sağlayacaktır. Uygun bir destek bulamazsanız ellerinizi kalçanıza koyun ve kollarınızla itin.
Bulaşık yıkarken tabakları kendinize yakın tutun. Bu sizin dik durmanızı sağlayacaktır.Ağır bulaşıkları kaldırmak yerine kaydırmaya çalışın. Ağır malzemeleri taşırken servis arabası kullanın.
Bulaşık makinesini doldururken, yıkanacak bulaşıkları önce makinenin yanındaki tezgaha yerleştirin. Bir dizinizi bükerek bulaşık makinesini doldurun. Bu sizi tekrar tekrar öne eğilmekten koruyacaktır. Bulaşık makinesini boşaltmak için işlemin tersini yapın. Ayağa kalkarken makineyi destek olarak kullanın.
Çamaşır yıkarken:
Çamaşırı küçük parçalar halinde makineye koyun. Küçük parçalar belinize büyük bir iki parçanın vereceğinden daha az yük bindirir. Makineye doğru eğilmekten kaçının. Üstten doldurmalı makineden bacağınızı yukarıya doğru kaldırın.. Özellikle ıslak çamaşırları alırken büyük yığınları yüklenmeyin. Makineyi doldurup boşaltırken, dizlerinizin üzerine çökün, kalkarken makineden destek alın.
Çocuk bakımı:
Beliniz ağrırken kucağınıza çocuk alacaksanız, önlemini daha önceden almanız gerekir. Ani hareketler ağrınızı arttırabilir. Bu durum hem sizin hem de çocuk için tehlikelidir. Çocuğun altını değiştirmek için yüksek bir yer ya da çocuk karyolası yoksa yerde değiştirmekten kaçının. Çocuğu giydirmek için masa ya da karyolasına doğru eğilirken belinizden değil, kalçadan eğilmeye çalışın. Belinizi dengeli bir durumda tutun. Önce bir bacağınızın üzerinde doğrulun. Çocuğu bu şekilde kucağınıza alın. Tek diz kaldırışı genellikle en etkili yöntemdir. Kaldırırken çocuğu mümkün olduğunca kendinize yakın tutun.
Eğer çocuk yeterince büyükse önce bir sandalye oturtun ya da ayakta tutun. Daha sonra yan çömelme durumunda dizinize doğru kaydırın. Bu pozisyon kaldırmanız için gereken alanı küçültür ve öne eğilme gereksiniminizi azaltır. Çocuğu uzun süre tek kalça üzerinde taşımaktan kaçının.
Araba kullanırken :
Direksiyona yakın oturun ve oturduğunuz koltuğun yüksekliğini azaltın. dizler kalça seviyesinden yukarda bulunmalıdır.
Bel Fıtığından Korunma Yolları yorumları
Nöroloji İle İlgili Çeşitli Konular
- Baş Ağrısı Tedavisi Nasıldır?
- Bel Fıtığından Korunma Yolları
- Beyin ameliyatı nasıl yapılır?
- Beyin İşlevleri Nelerdir?
- Beyin ve Beyin Hastalıkları
- Bilgisayarlı Tomografi (BT) Nedir?
- Bilinç Kaybında İlkyardım Nasıl Yapılır?
- Elektroensefalografi (EEG) Nedir?
- Elektromiyografi (EMG) Nedir?
- Endoskopik Beyin Ameliyatı Nasıl Yapılır?
- Epilepsi (Sara) Nöbetinde Yapılması Gerekenler
- Hafızayı güçlendirmek mümkün mü?
- İnme (Felç) Önlenebilir mi?
- Manyetik Rezonans (MR) Nedir?
- MS (Multiple Skleroz) ve Hepatit B Aşısı
- MS Hastalığı İçin Beslenme Önerileri
- Multiple Skleroz (MS) ve D Vitamini
- Nedeni Belli Olmayan Titreme (Esansiyel Tremor)
- Nörolojide Acil Yaklaşım
- Omurilik, Omurilik Soğanı ve Beyincik Nedir?
- Uyarılmış Potansiyeller
- Uyuşma ve Karıncalanma Nedenleri