Kansere karşı beslenme
Kansere karşı beslenme
Çağımızda sık görülen kanserden korunmak amacıyla beslenmemizde meydana getireceğimiz en önemli değişikliklerden birisi sebze ve meyve ağırlıklı beslenme alışkanlığı kazanmamızdır.
Bu şekilde beslenme alışkanlığına sahip olduğumuzda bedenimizin yaşlanma hızını olabildiğince azaltmaya başlamakla birlikte her organımızın yaşam kalitemize katacağı katkıyı da maksimum düzeye çıkarmış oluruz. Bu durum günlük performansımızı arttırır. Elbette ilave yapılması gereken çok faklı uygulamalar vardır ve bunlar buradaki yazılarımız içerisinde zaman zaman yeri geldiğinde açıklanmaya çalışılmaktadır. Kanser konusu başlı başına büyük bir konu olup birçok faktör bakımından etkilenmektedir. Bazı insanların genetik yatkınlıklarının olması onların kansere yakalanmalarını kolaylaştırır. Bazı insanlar bu yatkınlığı yediklerini ve içtiklerini kontrol ederek kısmen engelleyebilirler. Bazı insanlar ise ne yaparlarsa yapsınlar kanser hastalığına yakalanmaktan kendilerini kurtaramazlar.
Neler yapabiliriz?
Genel olarak yapılması gerekenler kısaca ve özetle maddeler halinde aşağıda sıralandığı gibi ifade edilebilir.
* Daha az yağlı yemek yenilmeli (Kırmızı etteki bütün yağ sıyrılıp atılmalı, balık ve tavuğa ağırlık verilmeli)
* Sadece yağsız veya yarı yağlı süt, ve süt ürünleri alınmalı.
* Kızartmalar azaltılmalı (yerine fırında veya buharda pişmiş, kapalı ateşte ızgara yenilmeli)
* Tereyağı yerine az yağlı margarin (işlem görmemiş doymamış yağlar) yenilmeli; kaymak unutulmalı.
- Daha fazla lifli gıda (veya selülozlu gıda) yenilmeli.
Günde en az beş porsiyon taze meyve ve sebze tüketilmelidir
* Kuru meyve, özellikle kuru erik tavsiye edilir (az şekerli)
* Bol miktarda koyu yeşil ve sarı sebze (ıspanak, brokoli, havuç)
* Kabuğuyla fırında pişmiş patates
* Bol miktarda rafine edilmemiş tahıl (esmer pirinç vb.)
* Kahvaltıda kepekli gevrek veya lapa
* Kepekli un ve sadece kepekli ekmek
* Kepekli makarna
* Ve elbette daha az şeker...
Pasta, bisküvi, tatlı ve çikolatayı azaltın!
* Tatlı olarak taze meyve yenilmeli.
* Tuzu azaltın.
* Yemeklere koyduğunuz tuzu azaltın ve tuzluğu sofradan uzak tutun.
* Tuzlu çerez, gevrek gibi şeyleri azaltın.
* Mümkün olduğu kadar organik gıdalar yemeye çalışın.
Besinler kanserle nasıl savaşır?
Serbest radikallerin verdiği hasarın kanserde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Serbest radikallerin verdiği zarar kanserin kuvvetle muhtemel sebebi olmasının dışında, yaşlanmamızı da hızlandırır. Yaşlanma, tıpkı demirin paslanması veya tereyağın küflenmesi gibi vücudumuzun oksitlenme sürecidir.
Neyse ki, serbest radikallerin yol açtığı zarara karşı besinlerde vitamin ve mineral olarak bilinen doğal bir panzehir vardır. A, C ve E vitaminleriyle selenyum, çinko ve manganez gibi mineraller doğal bir antioksidan görevi görür. Yani, serbest radikallerin yol açabileceği oksidasyona karşı hareket ederler. Bu nedenle bunlara "antioksidan" denir. Antioksidan içeren besin maddeleri kansere karşı güçlü bir koruyucudur. Kanserden korunmak için yüksek miktarda A, C ve E vitaminleriyle selenyum, çinko, manganez ve lif içeren besin maddeleri en güçlü bileşimi meydana getirir. Bunların en önemli kaynakları aşağıda sıralanmaktadır.
A vitamini
Doğal olarak beta karoten halinde bulunur ve vücut tarafından gerektiği kadarı A vitaminine dönüştürülür. Kayısı, portakal, şeftali, kavun, muz, havuç, kırmızıbiber ve tatlı patates gibi koyu sarı ve turuncu renkli meyve, sebzelerde bulunur. Aynı zamanda ıspanak, brokoli, yapraklı sebzeler gibi koyu yeşil sebzelerde de vardır.
C vitamini
Turunçgillerin çoğunda (portakal, limon, greyfurt, turunç) ve tropik meyvelerde (guava, kivi, mango) bulunur. Ayrıca yeşil ve kırmızıbiber, Brüksel lahanası, çilek, domates ve patateste bol miktarda mevcuttur. Vücudun kendi kendine üretemediği en gerekli birkaç vitaminden biridir. Dolayısıyla, bunların beslenmeye ek olarak ayrıca alınması gerekir. C vitamini, E vitamininden sonra en güçlü antioksidandır.
E vitamini
Bilinen en güçlü antioksidandır. Özellikle, doymamış bitkisel yağlarda (soya ve ayçiçek yağı gibi), badem, ceviz gibi yemişlerde bulunur. Bezelye, fasulye ve bazı yapraklı sebzeler de zengin E vitamini kaynağıdır.
Selenyum
Bu mineral birçok değişik besin maddesinde bulunur. Et (özellikle ciğer), bal ve deniz ürünleri (karides), mantar, süt, yumurta, sebzeler (soğan, sarımsak, kabak, lahana), tahıl ürünleri.
Çinko
Çinko eksikliğinin bazı kanserlerde, özellikle prostat kanserinde rolü olduğu sanılmaktadır. Hastalıktan korunmada ve tedavisinde kullanılmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Türkiye'de yapılan bir araştırma, selim huylu prostat büyümesine kıyasla prostat kanserine yakalanmış hastalarda çinko seviyesinin daha düşük olduğu gözlenmiştir. Çinko, kabuklu deniz ürünlerinde bol miktarda bulunur. Ayrıca, balık, ciğer ve yumurtada da vardır.
Lifler
Lifler, yediğimiz besinlerin sindirilmeyen ve emilmeyen kısımlarıdır. Bu nedenle sindirim sisteminden doğruca çıkıp vücut dışına atılır. Buğday veya diğer tahıl ürünlerinin dış kabuğunda, sebze ve meyvelerin kabuklarında bulunur. Vücuttaki atıkların hacmini artırarak dışkıyı yumuşatır. Dolayısıyla vücuttan daha kolay ve çabuk atılmasına yardımcı olur. Lifin kabızlığa karşı son derece etkili bir doğal tedavi ürünü olmasının nedeni budur.
Bu şekilde beslenme alışkanlığına sahip olduğumuzda bedenimizin yaşlanma hızını olabildiğince azaltmaya başlamakla birlikte her organımızın yaşam kalitemize katacağı katkıyı da maksimum düzeye çıkarmış oluruz. Bu durum günlük performansımızı arttırır. Elbette ilave yapılması gereken çok faklı uygulamalar vardır ve bunlar buradaki yazılarımız içerisinde zaman zaman yeri geldiğinde açıklanmaya çalışılmaktadır. Kanser konusu başlı başına büyük bir konu olup birçok faktör bakımından etkilenmektedir. Bazı insanların genetik yatkınlıklarının olması onların kansere yakalanmalarını kolaylaştırır. Bazı insanlar bu yatkınlığı yediklerini ve içtiklerini kontrol ederek kısmen engelleyebilirler. Bazı insanlar ise ne yaparlarsa yapsınlar kanser hastalığına yakalanmaktan kendilerini kurtaramazlar.
Neler yapabiliriz?
Genel olarak yapılması gerekenler kısaca ve özetle maddeler halinde aşağıda sıralandığı gibi ifade edilebilir.
* Daha az yağlı yemek yenilmeli (Kırmızı etteki bütün yağ sıyrılıp atılmalı, balık ve tavuğa ağırlık verilmeli)
* Sadece yağsız veya yarı yağlı süt, ve süt ürünleri alınmalı.
* Kızartmalar azaltılmalı (yerine fırında veya buharda pişmiş, kapalı ateşte ızgara yenilmeli)
* Tereyağı yerine az yağlı margarin (işlem görmemiş doymamış yağlar) yenilmeli; kaymak unutulmalı.
- Daha fazla lifli gıda (veya selülozlu gıda) yenilmeli.
Günde en az beş porsiyon taze meyve ve sebze tüketilmelidir
* Kuru meyve, özellikle kuru erik tavsiye edilir (az şekerli)
* Bol miktarda koyu yeşil ve sarı sebze (ıspanak, brokoli, havuç)
* Kabuğuyla fırında pişmiş patates
* Bol miktarda rafine edilmemiş tahıl (esmer pirinç vb.)
* Kahvaltıda kepekli gevrek veya lapa
* Kepekli un ve sadece kepekli ekmek
* Kepekli makarna
* Ve elbette daha az şeker...
Pasta, bisküvi, tatlı ve çikolatayı azaltın!
* Tatlı olarak taze meyve yenilmeli.
* Tuzu azaltın.
* Yemeklere koyduğunuz tuzu azaltın ve tuzluğu sofradan uzak tutun.
* Tuzlu çerez, gevrek gibi şeyleri azaltın.
* Mümkün olduğu kadar organik gıdalar yemeye çalışın.
Besinler kanserle nasıl savaşır?
Serbest radikallerin verdiği hasarın kanserde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Serbest radikallerin verdiği zarar kanserin kuvvetle muhtemel sebebi olmasının dışında, yaşlanmamızı da hızlandırır. Yaşlanma, tıpkı demirin paslanması veya tereyağın küflenmesi gibi vücudumuzun oksitlenme sürecidir.
Neyse ki, serbest radikallerin yol açtığı zarara karşı besinlerde vitamin ve mineral olarak bilinen doğal bir panzehir vardır. A, C ve E vitaminleriyle selenyum, çinko ve manganez gibi mineraller doğal bir antioksidan görevi görür. Yani, serbest radikallerin yol açabileceği oksidasyona karşı hareket ederler. Bu nedenle bunlara "antioksidan" denir. Antioksidan içeren besin maddeleri kansere karşı güçlü bir koruyucudur. Kanserden korunmak için yüksek miktarda A, C ve E vitaminleriyle selenyum, çinko, manganez ve lif içeren besin maddeleri en güçlü bileşimi meydana getirir. Bunların en önemli kaynakları aşağıda sıralanmaktadır.
A vitamini
Doğal olarak beta karoten halinde bulunur ve vücut tarafından gerektiği kadarı A vitaminine dönüştürülür. Kayısı, portakal, şeftali, kavun, muz, havuç, kırmızıbiber ve tatlı patates gibi koyu sarı ve turuncu renkli meyve, sebzelerde bulunur. Aynı zamanda ıspanak, brokoli, yapraklı sebzeler gibi koyu yeşil sebzelerde de vardır.
C vitamini
Turunçgillerin çoğunda (portakal, limon, greyfurt, turunç) ve tropik meyvelerde (guava, kivi, mango) bulunur. Ayrıca yeşil ve kırmızıbiber, Brüksel lahanası, çilek, domates ve patateste bol miktarda mevcuttur. Vücudun kendi kendine üretemediği en gerekli birkaç vitaminden biridir. Dolayısıyla, bunların beslenmeye ek olarak ayrıca alınması gerekir. C vitamini, E vitamininden sonra en güçlü antioksidandır.
E vitamini
Bilinen en güçlü antioksidandır. Özellikle, doymamış bitkisel yağlarda (soya ve ayçiçek yağı gibi), badem, ceviz gibi yemişlerde bulunur. Bezelye, fasulye ve bazı yapraklı sebzeler de zengin E vitamini kaynağıdır.
Selenyum
Bu mineral birçok değişik besin maddesinde bulunur. Et (özellikle ciğer), bal ve deniz ürünleri (karides), mantar, süt, yumurta, sebzeler (soğan, sarımsak, kabak, lahana), tahıl ürünleri.
Çinko
Çinko eksikliğinin bazı kanserlerde, özellikle prostat kanserinde rolü olduğu sanılmaktadır. Hastalıktan korunmada ve tedavisinde kullanılmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Türkiye'de yapılan bir araştırma, selim huylu prostat büyümesine kıyasla prostat kanserine yakalanmış hastalarda çinko seviyesinin daha düşük olduğu gözlenmiştir. Çinko, kabuklu deniz ürünlerinde bol miktarda bulunur. Ayrıca, balık, ciğer ve yumurtada da vardır.
Lifler
Lifler, yediğimiz besinlerin sindirilmeyen ve emilmeyen kısımlarıdır. Bu nedenle sindirim sisteminden doğruca çıkıp vücut dışına atılır. Buğday veya diğer tahıl ürünlerinin dış kabuğunda, sebze ve meyvelerin kabuklarında bulunur. Vücuttaki atıkların hacmini artırarak dışkıyı yumuşatır. Dolayısıyla vücuttan daha kolay ve çabuk atılmasına yardımcı olur. Lifin kabızlığa karşı son derece etkili bir doğal tedavi ürünü olmasının nedeni budur.
Konular
- 2013–2014 ÖĞRETİM YILI YURT SONUÇLARI İÇİN TIKLA!
- Sebze ve meyve günışığında saklanmalı
- Mutlu olmanın bilimsel açıdan kanıtlanmış 12 yolu
- İş yerindeki stres, diyabeti tetikliyor!
- Gözaltı Morluklarını Gidermenin Yolları
- Zihin Yapısı ve Bilinç
- Zihin yapısı ve çalışma sistemi nasıldır?
- Özgür İrade Nedir?
- Seçimlerimizi etkileyen faktörler nelerdir?
- Çevresel faktörler zihnimize etki eder mi?
- Rüyalar beyin fonksiyonlarına etki eder mi?
- Zihin Haritamız Nasıl Çalışır?
- Zihin Haritası Nerelerde Kullanılır?
- Zihin Haritası Nasıl Hazırlanır?
- Bilinçaltının temel özellikleri nelerdir?
- Bilinç ve bilinçdışı (bilinçaltı) nedir? Nasıl çalışır?
- Bilinçaltının Davranışlara Etkisi Nasıldır?
- Bilinçaltımız kuantum ile ilişkili midir?
- Kuantum düşünme nasıl yapılır?
- Bilinçaltımızı programlamak mümkün mü?
- Değişime Ne Kadar Açıksınız?
- Etkili iletişim kurmanın yolları nelerdir?
- Kendinizi Motive Etmenin Bazı Yolları
- Etkili İletişim Yöntemleri Nelerdir?
- Etkili İletişim Teknikleri Nelerdir?
- İletişimde Yapılan Hatalar Nelerdir?
- İstanbul - Prof. Dr. Erbuğ KESKİN
- İstanbul - Opr. Dr. Fatih AKOVA
- İstanbul - Prof. Dr. Halil TUĞTEPE
- Antibiyotik kullanımında yeni dönem