ihya.org

genetik

Yedikleriniz ve Genler Değil Bunların Etkileşimi Öldürüyor

Amerikan Newsweek Dergisi, beslenme ve diyet ile insanların genetik yapılarının nasıl etkileşime girdiğini anlama çalışmalarının tıpta yepyeni bir sayfa açtığını yazdı. Buna göre insanı öldüren şey, yedikleri ya da genleri değil, bunların karşılıklı etkileşimi.

NEWSWEEK’in ‘Diyet ve Genler’ başlıklı çalışmasını kapak konusu yaptı. Dergide, sadece diyete dayalı sağlıklı yaşam tavsiyelerinin bir sona doğru gittiği, gelecek on yıl içinde, hastaların ‘genetik profilleri’ temel alınarak sağlığa yönelik risklerin çok daha iyi anlaşılacağı ve daha uygun ‘kişiye özel’ beslenme planlarının üretilebileceği belirtildi. Bu çerçevede, bazı hastalardan brokoli yemeleri istenirken, diğerlerinden ‘çok daha fazla’ brokoli yemeleri talep edilebilecek.

Newsweek’e göre, tıpta çok yeni bir alan olan ‘beslenme genomikleri’ besin ve genler arasındaki etkileşimi çözümleyerek nasıl daha sağlıklı olunacağına ışık tutmaya başladı. Oysa eski paradigmaya göre ‘iyi genler müdahale etmedikçe, kötü beslenme kalp-damar hastalıkları ve kansere yol açıyor’du. Ancak yeni çalışmalar, bazı yiyeceklerin koruyucu ya da zararlı genleri harekete geçirirken, diğer yiyeceklerin bunlar üzerinde baskı kurduğunu gösteriyor.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)

Salatanıza doğradığınız domatesin, domates dışında genlere de sahip olabileceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin balık genine... Sadece domates yediğinizi düşünürken, aslında balık geni aktarılmış, gen mühendisleri tarafından yaratılmış, yepyeni bir ürün tüketiyor olabilirsiniz.

Balık ve domates genleri arasındaki ilgiyi kuramadıysanız eğer, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizmaların ne anlama geldiğini de bilmiyorsunuz demektir. Oysa GDO lu ürünler market raflarında ve mutfaklarımızdaki yerini çoktan almış durumda. Bugün dünyanın hemen her yerinde, GDO lara yönelik ciddi tartışmalar sürüyor. Yeşil devrim olarak da adlandırılan bu süreci savunan ABD gibi ülkeler, GDO ların dünya açlığını önlemenin tek yolu olduğunu savunuyor.

GDO lu ürünleri "frankeştayn gıda" olarak tanımlayan GDO ya karşıtları ise doğal yaşamın çok uluslu şirketlerce patent altına alınarak, güney ülkelerinin ve tarım nüfusunun sömürüye açık hale getirildiğini belirtiyorlar.

Top