ihya.org

stres

İş Stresi

Hayatımızın ortalama üçte bir süresini geçirdiğimiz iş yerimizin psikolojimiz üzerindeki etkilerini hiç düsündünüz mü ? İşimiz, hayatımızı sürdürmek, para kazanmak için katlandığımız bir mecburiyet mi ? Yoksa egomuzu besleyen başarılarımızla bizim bir numaralı içsel doyum kaynağımız mı ? (aslında ilkide yadsınacak bir olgu değil kuşkusuz ) Kim bilgisini, yeteneğini, deneyimini, becerilerini paraya çevirmek istemez ki...hepsinin bir arada olması ideal, belki de ütopya ! O zaman işimizde bizi zora koşan ve farkında bile olmadan için için, sinsi sinsi bizi strese sokan olgulara bir göz atalım.

Bağışıklık sistemine yönelik risk faktörleri

Bağışıklık sistemimiz yaşamımız boyunca bizi desteklemektedir. Ancak vücudumuzun normal yapısını ve çalışmasını bozan etkenler vücudumuzun direncini de azaltmakta dolayısıyla bağışıklık sistemimiz içinde risk oluşturmaktadır. Bu etkenlerin başlıcaları aşağıda açıklanmıştır:

Stres; Uzun süreli strese maruz kalma, kişilerin üst solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma olasılığını artırmaktadır. Stres vücudumuzdaki bazı hormonların aşırı miktarda salgılanmasına ve buna bağlı olarak da belleği ve öğrenme - algılama yeteneğini zedelemekte, öfke, yorgunluk, depresyona neden olmakta ve bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Kronik streste, hastalıkla savaşan hücrelerin sık sık bastırılması sonucu vücudun enfeksiyonlara karşı direnci azalmaktadır.

Kötü Beslenme; Beslenme vücudun direncine ve mikroplara etki edebilmektedir. Protein ve enerji bakımından yetersiz ve kötü beslenme bağışıklık sisteminde görevli yapıların vücudumuzu savunma gücünü zayıflatır.

Eksik beslenme enfeksiyonlara ve bunların komplikasyonlarına zemin hazırlamaktadır. Oluşan enfeksiyon da beslenmeyi bozar ve bağışıklığı azaltabilir.

Kalbin en büyük düşmanı stres

Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Çetin Yıldırımakın, Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) düzenlenen ''Uluslararası-Disiplinlerarası Kadın Çalışmaları Kongresi''nde yaptığı konuşmada, bilimsel çalışmalar ve ekonomik yatırımlara rağmen kalp ve damar hastalıklarında artış yaşanmasının sebeplerinin başında stresin geldiğini söyledi. Günümüz insanının, düne göre daha zor şartlarda yaşadığını belirten Yıldırımakın, şöyle konuştu:

''İnsanlar artık daha stresli bir yaşam sürüyor. Biz Kalp Vakfı olarak 'İyi Kalpli Ol' logosunu Türk Patent Enstitüsüne tescil ettirdik. İyimser olanlar, iyi kalpli olanlar kalp ve damar hastalıklarına daha az yakalanıyor. Biz insanların birbirlerini sevmelerini, hoşgörülü olmalarını, öfkelerini bırakmalarını, daha toleranslı olmalarını tavsiye ediyoruz. Stresin azaltıldığı, iyimser olunduğu zamanlarda hastalıklara daha uzak oluruz. İyimser ol kalp ve damar hastalıklarına yakalanma.''

KALP DAMAR HASTALIKLARI 2008 YILINDA 17 MİLYON CAN ALDI

Yıldırımakın, kalp ve damar hastalığının erişkin erkek hastalığı olarak bilindiğini, ancak son yapılan araştırmaların, kalp ve damar hastalıkları sebebiyle hayatını kaybeden kadınların erkeklerden daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi.

Besinlerin Beyin Fonksiyonları Üzerindeki Önemli Etkileri

Beynimiz vücudumuzun küçük bir bölümünü oluştursa da, yiyeceklerle alınan enerjinin yüzde yirmisini harcar. Belirli yiyecekler algılama yeteneğimizi arttırır, daha verimli yapar, daha hızlı düşünmemizi ve dikkatimizi daha iyi vermemizi sağlar.

BELLEK

HAVUÇ: Hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü havuç beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerken bir ufak tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.

ANANAS: Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. Örneğin uzun bir metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ayrıca önemli bir eser halinde element olan mangan içerir.

AVOKADO: Kısa süreli bellek içindir (Örneğin alışveriş listesini yaparken). Fazla miktarda yağ asidi içerir. Yarım avokado yeterlidir.

Top