ihya.org

bağışıklık sistemi

Lenf düğümleri

Vücudun bir çok bölgesinde gruplar halinde bulunmakla beraber en çok karın ve kasık bölgesinde, boyunda, koltuk altında ve göğüste yer alır. Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki düğümler elle hissedilebilir.

Lenf düğümlerinin başlıca görevi vücuda giren yabancı maddelere karşı bir süzgeç oluşturarak, mikropların vücuda yayılımlarını engellemek ya da geciktirmektir. Düğümler içinde bağışıklık sistemine ait sayısız hücre bulunmakta, bu hücreler insana zarar verebilecek maddelerin geçişine engel olmaya çalışmaktadırlar. Bu mücadele sırasında lenf bezeleri şişerek elle ya da gözle fark edilebilecek boyutlara ulaşabilmektedir.

Lenf düğümleri her gün yaklaşık 10 milyar lenfosit üretirler.
Bademcikler de birer lenf düğümüdür. Bakteriler ya da virüslerle yoğun bir biçimde savaştığında, bademciklerimiz şişer ve iltihaplanır.

Kazanılmış bağışıklık

Doğumda olmayan, daha sonraki zamanlarda spesifik antijenlere karşı kazanılmış bağışıklık tipidir. Sistem, yabancı olarak algıladığı bir mikroorganizmayla karşılaşır karşılaşmaz, belirli hücreler bundan kurtulmak için savaşmaya başlar. Daha önce rastladığı bir mikroorganizmayı tanır ve ikincisinde ondan kurtulmak için çok daha çabuk tepki verebilir. Buna kazanılmış bağışıklık denirAktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır.

Aktif bağışıklık, antijenlere maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan bağışıklıktır. Doğal kazanılmış bağışıklık çevredeki antijenlere maruz kaldıktan sonra gelişir. Yapay kazanılmış bağışıklık ise aşılarla sağlanan bağışıklık tipidir.

Kalıtsal (doğal) bağışıklık

Genetik yapıda mevcuttur. Doğumla birlikte kazanılıp, ölünceye kadar varlığını sürdürür.

Canlının doğuştan getirdiği ve onu hastalık etkenlerine karşı koruyan kalıtsal, anatomik, hormonlar, doku ve salgılardaki özel koruyucu maddelerle sağlanan bağışıklıktır. Örn:Göz yaşı, Mide asidi, Burun kılları, Derideki keratinize katman, Soluk borusundaki silli epitel vb.

Doğal bağışıklık etkisi ile diğer canlılarda hastalık oluşturan pek çok etken bizlerde hastalık oluşturamaz. Örn:Uçuk tavşanlarda ölüme neden olurken bizlerde hafif bir hastalık olarak vücut direnci azaldığında ortaya çıkar.

Bağışıklık Tipleri

Kalıtsal (doğal) ve kazanılmış bağışıklık olmak üzere, iki bağışıklık tipi mevcuttur. Bağışıklık mekanizmalarından T ve B lenfositleri ile antikorlar kazanılmış bağışıklıkta, diğer bağışıklık mekanizmaları ise, kalıtsal bağışıklıkla rol oynarlar.

Bağışıklık Sistemi



Bağışıklık sistemi, insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistemdir, vücudu yabancı ve zararlı maddelerden korur.

Bu sistem vücudumuza giren milyonlarca bakteri, mikrop, virüs, toksin ve parazitlere karşı korunmak için düzenlenmiştir.

İnsan vücudu, hastalıklara karşı bir savunma sistemiyle donatılmıştır ve bu yüzden de kendi kendini iyileştirme yeteneğine sahiptir. Hastalığa yol açan maddeler tarafından uyarıldığında, bağışıklık sistemi harekete geçer. Sistem, yabancı olarak algıladığı bir mikroorganizmayla karşılaşır karşılaşmaz, belirli hücreler bundan kurtulmak için savaşmaya başlar. Daha önce rastladığı bir mikroorganizmayı tanıyan sistem ikincisinde ondan kurtulmak için çok daha çabuk tepki verebilir. Buna kazanılmış bağışıklık denir.

Bu sistemin çalışmasının en güzel ve basit örneği mikropların vücudumuza girdiğinde onlara karşı antikorların oluşması ve bunlarla savaşılmasıdır. Aynı mikropla tekrar karşılaşıldığında bu antikorlar bizi hastalanmaktan korur. Antikor vücuda giren yabancı maddelere karşı savunma hücrelerinin verdiği yanıttır.

Egzersiz ve bağışıklık sistemi

Egzersiz ve immünoloji alanındaki hızlı gelişmeler spor bilimi, tıp, immünoloji, fizyoloji ve davranış bilimlerinde görevli bilim adamlarının ilgilerini çekmiştir. Spora bağlı immün cevap konusundaki ilgi birçok sebepten dolayı oluşmuştur. Birincisi; antrenörler ve kulüp hekimlerinin, antrenman ve müsabaka esnasında sporcularını sağlıklı bir şekilde tutma istemeleridir. İkinci olarak egzersiz ve bağışıklık konusuna ilgi, toplumun sağlıklı gelişim amacıyla doğan ilgiden de kaynaklanır. Düzenli orta düzeyde (ılımlı) yüklenmelerin kalp hastalığı, şişmanlık, insüline bağlı olmayan diabet, yüksek tansiyon ve osteoporoz gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, ayrıca vücut ağırlığının kontrolü ve organizmanın strese karşı direncini artırmada, önemli rol oynadığı ispatlanmıştır. Araştırmacılar şimdi çalışmalarını yaşam tarzına bağlı etken taşıyan hastalıklar (kanser gibi) üzerine yoğunlaştırmışlardır ve düzenli spor yapan kişilerin daha düşük kanser insidansların rastlandığına dair tahminler vardır.

Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler

Vitamin A :
Balık karaciğer yağı, karaciğer

Beta karoten (proVitamin A) :
Havuç, ıspanak, kavun, kayısı

Vitamin B2 (Riboflavin) :
Tüm hububat, yağsız et, süt, yumurta, karaciğer, kuru maya

Vitamin B6 (Pyridoxine) :
Tüm hububat, yağsız et, süt, yumurta, karaciğer, kuru maya ve muz

Folik Asit :
Yeşil yapraklı sebzeler, etler

Pantotenik asit :
Bira mayası, baklagiller, alabalık, tüm hububat

Vitamin C :
turunçgiller, çilek, karnabahar

Vitamin E :
Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, karaciğer, buğday

Selenyum :
sarımsak, baklagiller, balık, kuşkonmaz

Demir :
Karaciğer, bezelye, yumurta sarısı, kuşkonmaz

Çinko :
Karaciğer, soya fasulyesi, ayçiçeği tohumları

Magnezyum :
Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, deniz ürünleri

Manganez :
Muz, kepek, ananas, fındık

Protein :
Yağsız et, kümes hayvanları, balık, yumurta, baklagiller, karnabahar, ayçiçeği tohumları

Antioksidanlar :
turunçgiller, baklagiller, tüm hububat

Botanik Faktörler (Phytonutrients) :
Tüm bitkisel besinler

Top