ihya.org

bulaşıcı hastalıklar

Kabakulak

Kabakulak tüm dünyada görülebilen bir hastalıktır. Hastalık yıl içerisinde Ocak ve Mayıs ayları arasında en yüksek görülme hızına ulaşır. Askeri kışlalar, okullar gibi kapalı topluluklarda epidemiler bildirilmiştir. Kabakulak aşısının kullanımından önce vakaların %90'ı 14 yaşın altındaki çocuklardı. Aşının yaygın kullanımına bağlı olarak hastalığın insidansında önemli azalma meydana gelmiştir. 20 yaş ve üzerindeki erişkinlerin %80-90'ı kabakulağa karşı bağışıktır. Hastalık duyarlı kişilere, tükrük sekresyonu ile direkt temas veya damlacık çekirdekleri ile ağız veya burun yolundan girer. Parotit bulguları ortaya çıkmadan hemen önce ve parotit döneminde hastalığın bulaşıcılığı maksimumdur. Kızamık ve su çiçeği ile kıyaslandığında, kabakulağın bulaşması hasta kişi ile daha yakın teması gerektirir.

Patogenez

Hepatit C

Hepatit C, hepatit C virüsünün (HCV) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Viral hepatite neden olan beş farklı virüsten (A, B, C, D ve E olarak tanımlanır) biri olan hepatitis C, karaciğerde iltihaba neden olur. Enfekte kişinin kanı ya da cinsel ilişki yolu ile yayılır. Her yıl, HCV ile enfekte kişilerin % 85 inde kronik enfeksiyon geliştiği tahmin ediliyor; bununla birlikte, enfeksiyon bulunan birçok kişide belirti görülmez. Bazılarında ise bu enfeksiyon, siroza (karaciğer hücrelerinde hasar), karaciğer yetersizliğine ve olası karaciğer kanserine yol açabilir.

Hepatit C, en sık görülen kanla bulaşan enfeksiyonlardan biridir ve karaciğer nakline yol açan nedenler arasında birinci sırada yer alır. Tüm dünyada yaklaşık 170 milyon kişi bu virüs ile enfektedir. Hastalığa yakalananlarda bazen 20 yıl boyunca belirti gözlenmediğinden, kişiler hastalıklarının farkına çok geç varırlar. Önümüzdeki on yılda bu hastalık nedeniyle ölenlerin ve karaciğer nakli için bekleyenlerin sayısında dramatik bir artış beklendiğinden, toplumda öncelikli bir sağlık sorunu durumuna gelme olasılığı yüksektir.

Hepatit B

Hepatit B, hepatit B virüsünün (HBV) neden olduğu, tedavisi bulunmayan ciddi bir karaciğer hastalığıdır. Belirti olmadan ya da iştahsızlık ve bulantı gibi hafıf belirtilerle geçirilebilir ya da enfeksiyonun yaşam boyu devam etmesi, karaciğer sirozu, karaciğer kanseri, karaciğer yetersizliği ve ölüm gibi ciddi bir hastalık tablosuyla seyredebilir. HBV ye karşı en iyi korunma, öncelikle virüsün bulaşmasını engellemektir.

HBV nin Bulaşması:

HBV, enfekte kişinin kanı ya da vücut sıvılarıyla doğrudan temas yoluyla ya da enfekte anneden yenidoğana bulaşır.

Aşılanma

Hepatit B aşısı, tıbbi, bilimsel ve toplum sağlığı ile ilgili kurumlar tarafından, hastalık ve ölümün önlenmesi için güvenli ve etkili bir yöntem olarak önerilmektedir.

Hepatit A

Hepatit A hastalığı, Hepatit A virüsünün (HAV) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Bulaşma dışkıdan olur. Hastalık geçirildikten sonra kanda HAV bulunmaz, bu nedenle taşıyıcılık ve kan nakli ile bulaşma olmaz. Siroz meydana getirmez.

Kuluçka dönemi 2-6 haftadır.

Kırıklık, hafif ateş, bulantı, kusma, ishal, iştahsızlık, hafif kas ve eklem ağrıları gibi genel şikayetlerle başlar. Sarılık bulguları 3-4 haftada kaybolur ve 6-8 haftada hastalar tamamen iyileşir. Sonuç genelde iyidir, ancak hastaların %1 inde fulminan hepatit denilen durum ve ölüm meydana gelebilir.

Tanı

İlk hafta içinde IgM tipi antikorlar yüksek düzeydedir ve 2 ay içinde tamamen kaybolur. IgG tipi antikorlar ise 1 ay sonra ortaya çıkar ve yıllarca kalır. IgG tipi antikorların saptanması hastalığın daha önceden geçirildiğinin bir göstergesi olarak kabul edilir ve kanda saptandığı sürece o kişide HAV hastalığı tekrar gelişmez.

Korunma

Hepatit A dan korunmak için, el ve tırnak temizliğine son derece dikkat etmek gerekir.

Şehirlerin kanalizasyon sistemlerinin uygun olması önemlidir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar

Bu başlık altında toplanan hastalıklar iki insan arasında oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri , virüs, parazitlere bağlı ) hastalıklardır. Önceleri zührevi hastalıklar olarak anılan bu hastalıkların bir kısmı yalnızca genital bölgede belirtilere neden olurken (kadında vaginal akıntı, erkekte üretradan akıntı, her iki cinste genital bölgede ülser gibi) diğer bir kısmı vücudu etkileyen genel belirtilere neden olurlar (frengi, hepatit B, AIDS gibi)

Bu hastalıkların bir kısmı için en önemli bulaşma yolu iki insanın cinsel nitelikli yakın teması (genital siğil, herpes simpleks, vajinit gibi), diğer bir kısım hastalıklar cinsel yolla bulaşmaya ek olarak kan yoluyla (AIDS ve hepatit B’nin virüs taşıyan kanın nakledilmesiyle bulaşması gibi , anneden bebeğine henüz doğmadan frengi bulaşması gibi) ve cinsel ilişki dışındaki yakın temasla da bulaşabilmektedir. (anneden bebeğine doğum esnasında doğum sonrasında emzirme ve bakım esnasında bulaşan genital siğil , herpes simpleks ve hepatit B gibi , aile içi günlük yaşam koşullarının paylaşılması sonucu bulaşan hepatit B gibi)

AIDS Nedir?

AIDS şüphesiz insanoğlunun karşılaştığı en korkunç tehlikelerdendir. Özellikle sınırların kalktığı dünyamızda yasalara, kurullara, uluslar arası ilişkilere çevrilmiş bir silah. Hele bu korkunç illete yakalananlara çaresiz nazarlarla bakarken duyduğumuz acı… 1981 yılından 1987 yılına kadarki süre tam 150 bin AIDS vakası görüldü. Sadece 1988 yılında bu rakam ikiye katlandı. İlk vakalar 1970’li yılların sonlarında Orta Afrika’da görülüyor. Hastalık ancak 1981 de tanımlanıyor. Hastalığa erkeklerdeki kadar kadınlarda da rastlanıyor. Kurbanlarının büyük kısmı 20-40 yaş grubu arasında. Trans-Afrika yolunun kenarında bazı yerleşim birimlerinde toplam nüfusun 1/3’üne H.I.V (Human Immuno Deficiency Virus) virüsü bulaşmış durumda.

Kolera

Kolera, fazla sayıda ishal ve kusma ile çok miktarda sıvı ve elektrolit kaybedilme­sine sebep olan bir ince barsak hastalı­ğıdır.

XIX. yüzyılda Hindistan’da Bengal’de gö­rülen hastalık ticaret yollarıyla yayılmış, 1817′de Japonya’da, 1826′da Moskova’da, 1831′de Berlin’de, Paris’te ve Londra’da salgınlar yapmıştır. Daha sonra Londra’dan göçmenlerle Kanada’ya ulaşan salgınlar birçok insanın ölümüne neden olmuştur. Örnek vermek için 1892′de Hamburg’da çıkan bir salgında 17.000 kişinin hastalan­dığını ve yarısının öldüğünü söylemeliyiz. Klasik koleranın etkeni, Vibrio cholerae (Vibrio comma) adı verilen, virgü! şeklin­de, hareketli, gram negatif bir bakteridir. Kolera vibriyonu asitlere, ısıya ve kuru­luğa çok hassastır. Çeşitli eşya ve besin­ler üzerinde birkaç gün canlı kalabilir.

Kolera etkeni, ağız yoluyla bulaşır. Kuluç­ka devri birkaç saatten 1 haftaya kadar değişir. Genellikle 5 saat ile 3 gün ara­sında kabul edilir. Hastalık, kuluçka dev­rini takiben ani ishal ve kusmalarla baş­lar. İshal sırasında karın ağrısı yoktur, dış­kı adeta boşalır tarzda çıkar. Pirinç suyu gibi bulanık olan dışkının içinde pirinç ta­neleri şeklinde taneler (flakonlar) vardır.

Top