Görsel Araştırmanın Bilişsel ve Nöral Mekanizmaları
Görsel Araştırmanın Bilişsel ve Nöral Mekanizmaları
Basitleştirme amacıyla psikologlar ve nörologlar ortak bir şekilde, siyah bir zeminde birebir sunulan uyarana karşılık olan yanıtları ölçerek görsel işleyişi çalışmışlardır. Çoğu doğal görsel işlemlemede, büyük karmaşık ekranlarda gömülü görüntü nesnelerinin algılanması işe karışır. Bununla birlikte, bu türden çok parçalı uyaran düzeneklerinin algılanması, uyaran izole olarak verildiğinde görülmeyen computational (yarışmacı) kavramlarla ilişkilidir. Sonuçta, görsel araştırmacılar giderek artan bir şekilde deneklerin çoğul maddeleri içeren düzeneklere baktıkları ve önceden belirlenmiş hedef uyaranı aradıkları görsel uyaran taskları uygulamaktadırlar.
Görsel araştırmalarda ki yakın dönemlerde ki ilginin çoğu Treisman’ın yakın dönemde ki ‘’Feature Integration Theory-Niteliklerin Bütünleştirilmesi Teorisi’’ yayınını takip eder. Bu teori görmenin iki ana evrede oluştuğunu ileri sürmektedir. Retinal imajın konumsal olarak organize temel özellik resimlerine ayrıştırdığı dikkat öncesi evre ve bu bireysel konumsal lokalizasyonun da özelliklerin birleşmiş obje algılarına bütünleştirildiği dikkat evresi. Dikkat olmaksızın bir nesnenin özellikleri bir araya getirilemez ve ilüzyonel bağlanmalar ortaya çıkabilir (örneğin kırmızı X, mavi O; mavi X ve kırmızı O olarak algılanabilir). Bağlama tanım itibariyle bireysel (temel) özelliklerde gerekli olmadığı için basit özellikler dikkat olmaksızın belirlenebilir. Bu teorinin hedef belirleme latansını araştırma düzeneklerinde ki maddelerin sayısının işlevi olarak ölçen çok sayıda görsel araştırma deneyiyle de desteklemişlerdir: Bir araya getirme hedefleri için grup büyüklüğünün fonksiyonu olarak conjuction target (serial search) reaksiyon zamanı lineer olarak artarken, feature target (paralel search) özellik hedeflerine yönelik gruplarda reaksiyon zamanı tipik olarak sabittir..
Her ne kadar Feature Integration Theory (FIT) görsel araştırmaları yapmakta temel çatı oluşturmuşsa da son dönemde ki psikofizyolojik çalışmalar bu teorinin iddialarının bazılarını sorgulamıştır ve görsel araştırma performansını etkileyebilecek ilave faktörleri göstermiştir. Bu gözden geçirme yazısında bu davranış ile ilgili çalışmaların bazılarını yorumlayarak başlayacak ve sonra görsel araştırmanın nöral substratları üzerine son çalışmalara odaklanacaktır.
İSTATİKSEL FAKTÖRLER VE GRUPLAMA
Deneklerin tek bir deneme de birkaç bağımsız karar verirken karar sayısı arttıkça hata oranı da artar, basitçe karar sayısında ki artış hata yapmak için daha çok fırsata yol açar. Sonuç olarak hedef belirleme performansında algısal kısıtlılıklar olmadığı zaman bile temelde istatiksel nedenlerle görsel araştırma tasklarında grup hacmiyle değişimi beklenmelidir. Bu istatiksel model grup hacminde ki artışları uygunlukta kayda değer azalmalara yol açtığını ve bu etkilerin bütünüyle istatiksel modelle açıklanabileceğini bulan Palmer ve arkadaşlarının kullandığı yakın zamanda ki bir çalışmada test edilmiştir.
Basit özelliklerin belirlenmesin de dikkatin gerekmediği varsayımıyla uyumlu olarak sınırlı algısal kapasitelere yönelik hiçbir kanıt bulunamadı. Bununla birlikte ortam hacmi (set size) etkilerine yönelik istatiksel açıklama bulgusu, FİT i desteklemek için kullanılan conjuction arama deneylerini içeren, grup hacminin etkilerinin algısal kısıtlılıklara atfedildiği daha önceki pek çok çalışmaya ilişkin kuşku uyandırmaktadır. Grup hacmi etkilerinin sınırlı algısal kapasiteler nedeniyle mi yoksa önceden öne sürüldüğü gibi istatiksel faktörler nedeniyle mi ortaya çıktığını belirlemek için karmaşık görsel arama taskları uygulayan ilave çalışmalar gerekmektedir.
İstatiksel model tipik olarak bağımsız hedef/hedef olmayan kararların bir arama düzeneği içinde her madde için yapıldığını varsayar. Fakat bazı olgularda bu varsayım bozulabilir. Özellikle bir arama düzeneğini oluşturan maddeler daha erken bir düzeyde az sayıda gruplara ayrılabilir, sonra hedefi ve artan arama etkinliğini belirlemek için gerekli kararların sayısını azaltarak karar işleyişlerini bütün gruplara uygulamak mümkün olabilir.Bu mantık çizgisi yakın dönemde ki bir çok görsel arama modelinin merkezinde yer almış ve bir çok psikofizyolojik deneyle desteklenmiştir. Daha erken bir işleyiş evresinde grupla aramanın etkilerine yönelik kanıtlar, primer görsel korteksteki yanıtların, bir nöronun alıcı bölgesinde ki uyaranın alıcı bölgenin dışına aynı anda verilen uyarana karşılık gelip gelmediğine bağlı olabileceğini gösteren yakın zamanda ki bir elektrofizyolojik çalışmada gösterilmiştir.
ARANAN REPREZANTASYONUN ÖZELLİĞİ (DOĞASI)
Traisman ve meslektaşlarının ilk çalışması göstermiştir ki (paralel search) yüksek düzeyde belirleme işleyişlerinin düşük düzeyde de özellik bilgisine uyabileceğini düşündürür şekilde paralel aramanın temel özellik hedefleri için mümkün olduğunu gösterdi. Bununla birlikte birkaç yeni çalışma paralel arama proseslerinin bir parça daha üst düzey reprezantasyonlarda işleyebileceğini öne sürdü. Örneğin, paralel arama performansının üç boyutlu yorumu ya da görünürde ki ışık kaynağı açısından dikkati çelicilerden ayrılan hedeflerde gözlenmiştir. Benzer şekilde sterioskopik gösterimlerde ki arama performansı uyaran maddelerinin algılanan derinliği ve oklüzyonuna göre değişebilir. Özellikle çok ince özellik değişimi ile ortaya çıkan oklüzyon algısında ki değişimler hızlı paralel belirleme performansından yavaş seri performansına doğru parametrik bir değişime yol açabilir. Bu tür sonuçlar görsel aramanın primitif özelliklerinden ziyade nispeten karmaşık yüzey özelliklerini kodlayan reprezantasyon düzeyinde işlediğini düşündürmektedir.
BAĞLAMA (BİRLEŞTİRME) MODELLERİ
Çoğul nesneler aynı anda sunulduğunda bu nesnelerin yapısal özelliklerini kodlayan nöronlar birlikte aktive olur. Vertikal algılama farklı nesnelerin özelliklerini yanlışlıkla bir araya getirmekten kaçınmak için her bir özgün nesneye bağlı özellikleri bir araya getirmek için bir mekanizmaya ihtiyaç duyar. Belki de bu birleştirme problemini çözmenin en basit yolu diğer bütün bölgelerden gelen bilgiyi baskılayarak analiz için tek bir boşluk alanı seçmek ,bu tür mekanizma kesin olarak seri olacaktır.Bununla birlikte üst üste gelen nesnelerde kötü işleyecektir.
Bu tip bir etiketleme işlemi bir dereceye kadar paralel ve uzaysal olarak üst üste binen nesneleri ayırmayı sağlarken doğru bir birleştirmeye yol açacaktır. Etiketlemeyle ilişkili özellikler için öne sürülen bir aday mekanizma aynı nesne için kodlayan nöronlarda aynı zamanda ateşleme ve bu mekanizmalardan yararlanan bu modeller öne sürmüştür.
Primat görsel sisteminde ki ossülasyon ve korelasyonların rolü halen tartışmalıdır. Bununla birlikte dinamik bilgi yönelimi gibi dikkat ile ilişkili seçim için başka alternatif modeller araştırılmaktadır.
GÖRSEL ARAŞTIRMANIN(ARAMNIN) ELEKTROFİZYOLOJİK ÇALIŞMALARI
Pek çok görsel arama modeli görsel sistemi tanımak için aynı anda tek nesneyi veya bir grup ilişkili nesneyi seçtiğini, her bir nesne arasında ki benzerlikler ve bellekte saklanan hedef bilgiyle belirginleşen sırayı izleyerek, başka karıştırıcı nesnelerin (reprezantasyonlarını) temsillerini baskılarken, bu seçilen bilginin nöral temsilinin aktif kaldığını öngörür. Bu seçme ve filtreleme şemasına yönelik nörofizyolojik destek yakın zamanlarda maymunlarda ki single-unit çalışmalarda ve insanlardaki event-related potential çalışmalarla gösterilmiştir.
Makak maymunlarındaki inferotemporal nöron çalışmasında başlangıçta ki işaret uyaranı 2-5 maddelik düzenek takip etti ve maymunların işaret uyarana karşılık gelen test düzeneğinde ki maddeye saccade yapması istenmiştir. Uyaran öylesine seçildi ki tek bir uyaran kaydedilen nöronu aktive etmekte etkiliydi diğerleri etkisizdi. Onun için bir nöronun bir test düzeneğine yanıtı nöronun uyaran tercihlerine karşılık gelen bir maddenin işleyişini yansıtıyordu. İşaret uyarandan sonraki periyotta, işaretin etkisiz bir uyaran olduğu ona kıyasla nöron için etkili bir uyaran olduğunda ateşleme hızlarının daha ileri düzeyde olduğu bulundu. İşaret uyaran özelliklerini kodlayan nöronların uzamış aktivasyonu test düzeneğinde ki dikkat çelici maddeler arasında hedef maddeyi seçmekte kullanılan hedef bilgiyi yansıtabilir.
Test düzeneği sonradan sunulduğunda düzenekte ki etkili uyaran işaret uyarana karşılık gelse de gelmese de ilk yanıt aynıydı. Bununla birlikte test düzeneği ortaya çıktıktan yaklaşık 175 msn içinde başlayacak, eğer etkili sitimulus hedef dışıysa yanıt baskılandı. Fakat etkili sitimulus sonra ki saccade için hedefse yanıt yüksek düzeyde sürdü. Onun için sonuçta inferotemporal kortekste ki nöronlar hem işaret uyaranı takiben templete benzeri aktivite göstermekte hem de test düzeneğini takiben hedef olmayan bilginin represyonunu göstermekte. Supresyon etkileri yakın zamanda ekstrastriat V4 alanı ,frontal göz alanları, superior colliculusta bildirildi. İlaveten Makak maymunu inferotemporal korteksinde gözlenen single-unit dikkat etkilerinin benzer özellikler gösteren kafa derisinden kaydedilmiş alan potansiyeli insan deneklerde de gösterilmiştir.
Yukarda tanımlandığı gibi psikofizyolojik ve model çalışmaları görsel aramada seçici dikkatin primer rolünü hem birleştirme (bağlama) problemini çözmekte hem de birkaç eş zamanlı karar almanın istatiksel sonuçlarını azaltmakta yararlı olabilecek ilgisiz uyaran kaynaklı bilgiyi suprese etmek olabilir diye desteklemektedir. Sonuçta bazı makak maymunlarının görsel alanlarında baskılayıcı dikkat etkilerine ilişkin uyumlu bulgu farklı metodolojilerden yararlanan dikkat ile seçim çalışmalarında önemli bir uzlaşma noktası sağlamaktadır.
Supresyon etkileri, deneklerin 15 çeldirici madde düzeneği içinde yerleşmiş özel boyanmış hedef maddeyi aradığı görsel arama ERP çalışmalarında insanlarda da gözlenmiştir. Taskla ilişkisiz probe square ler hedef maddenin veya çeldirici maddenin olduğu yerde sunuldu. Ve duyusal ERP dalgaları algısal işleyişin endeksi olarak kullanıldı. Hedef düzenekte sunulduğunda fakat prob çeldirici bir yerleşimde sunulduğunda probla ortaya çıkarılan başlangıçta ki duygusal yanıt (P1 dalgası) hedefin düzenekten çıkarıldığı aynı çeldiricinin verildiği denemelere kıyasla suprese oldu. Bununla birlikte bu etkinin esasen baskılayıcı olduğunu vurgular şekilde hedef yerleşimde sunulan problarda hiç düzelme gözlenmedi. İlginç olarak deneklerin özel boyanmış hedeflerin şeklini belirtmeleri istendiğinde bu supresyon izlendi. Fakat tek bir özellik belirleme taskı kullanıldığında bu supresyon görülmedi. Bu bulgu FİT in, basit özelliklerin belirlemesini daha karmaşık ayrımlar gibi benzer dikkat proseslerine ihtiyaç duymadığı yönünde ki varsayımla tutarlıdır. Bununla birlikte farklı bir duyusal yanıtın artışı, basit özelliklerin belirlenmesinde de bazı dikkat türlerinin kullanıldığını düşündürür şekilde hem featura task hem de conjuction task larda hedef lokalizasyonda gözlendi (N1 dalgası).
GÖRSEL ARAMANIN NÖROPSİKOLOJİK ÇALIŞMALARI
Sağ hemisfer lezyonlu hastalar sıklıkla sol taraftaki uyaranı ihmal ettikleri akut bir ihmal periyodundan yakınırlar. Ve bunu uyaran eş zamanlı olarak sağlam tarafta verildiğinde lezyonlu tarafta ki uyarana aldırmazlık gösterdikleri daha ve şiddetli klinik bir durum izler. Bu hastalarda ki yakın zamanda ki bazı çalışmalar gösterdi ki lezyonlu alandaki maddelerin sayısındaki artış arama hızında daha küçük bir etki yaratırken, sağlam alanda ki uyaran sayısı arttıkça lezyonlu alandaki hedeflere yönelik reaksiyon zamanları olarak uzamaktadır. Bu durum ihmal hastalarını sağlam alandan dikkatlerini uzaklaştırmakta güçlük çektiğini gösteren daha önceki bulgularla uyumlu olarak bu hastaların lezyonlu alanı aramaya başlamadan önce sağlam alanı bir çok kez aradıklarını düşündürmektedir. İhmal hastalarıyla başka bir çalışma taskla ilişkisiz yan uyaranı taskla ilişkili arama maddelerinin sağına yerleştirmek böylece bütün düzeneğin sol yarısına ilgili seçeneklerin çoğunu taşımanın arama performansının daha da bozulmasına neden olduğunu gösterdi. Sol tarafa daha da yan uyaran (çeldirici) eklemek ve bütün düzeneği dengeye getirmek performansın yan uyaran yokluğunda gözlenen düzeye dönmesine neden olur.Bu sonuçlar ihmal için referans noktasının gövde merkez de veya mekan merkezli koordinatlardan ziyade uyaran konfigrasyonuna bağlı olduğunu düşündürmekteydi.
Her ne kadar sağ hemisfere yönelik hasar görsel arama sırasında dikkatin yönünü saptırıyor gibi görünüyorsa da ihmalle ilgili bu etkilerden sağ hemisferin görsel arama için özelleştiği sonucu çıkartılmamalı.Gerçektende de hem normal hem de split brain hastalarına ilişkin çalışmalar arama hızlarını sol ve sağ görsel alan uyaranı için yaklaşık olarak eşit olduğunu göstermiştir. Özellikle split brain hastalarının cerrahi olarak uyarılmış hemisferleri, etkili görsel arama için her iki hemisferin gerekli devreleri içerdiğini varsayarak her iki görsel alanı da aynı anda ve farklı zamanlarda araştırabilir.
TARTIŞMALAR
Görsel arama performansının altında yatan bilişsel prosesler son birkaç yılda oldukça çalışılmıştır. Ve süre gelen çalışmalar bu işleyişleri anlamada yeni düzenlemelere yol açmaktadır. Geçmiş yıl nöral şebeke modeli nörofizyoloji ve nöropsikoloji alanlarda belirgin ilerlemeyle görsel arama nöral substrat çalışmalarında anlamlı artışlarla karşılaşmıştır. Özellikle bu çalışmalar ilgisiz bilgiyi çeldirici maddelerden uzaklaştırmanın görsel aramada elzem bir rol oynadığına dönük uyuşan kanıtlar sağlanmıştır.
Görsel araştırmalarda ki yakın dönemlerde ki ilginin çoğu Treisman’ın yakın dönemde ki ‘’Feature Integration Theory-Niteliklerin Bütünleştirilmesi Teorisi’’ yayınını takip eder. Bu teori görmenin iki ana evrede oluştuğunu ileri sürmektedir. Retinal imajın konumsal olarak organize temel özellik resimlerine ayrıştırdığı dikkat öncesi evre ve bu bireysel konumsal lokalizasyonun da özelliklerin birleşmiş obje algılarına bütünleştirildiği dikkat evresi. Dikkat olmaksızın bir nesnenin özellikleri bir araya getirilemez ve ilüzyonel bağlanmalar ortaya çıkabilir (örneğin kırmızı X, mavi O; mavi X ve kırmızı O olarak algılanabilir). Bağlama tanım itibariyle bireysel (temel) özelliklerde gerekli olmadığı için basit özellikler dikkat olmaksızın belirlenebilir. Bu teorinin hedef belirleme latansını araştırma düzeneklerinde ki maddelerin sayısının işlevi olarak ölçen çok sayıda görsel araştırma deneyiyle de desteklemişlerdir: Bir araya getirme hedefleri için grup büyüklüğünün fonksiyonu olarak conjuction target (serial search) reaksiyon zamanı lineer olarak artarken, feature target (paralel search) özellik hedeflerine yönelik gruplarda reaksiyon zamanı tipik olarak sabittir..
Her ne kadar Feature Integration Theory (FIT) görsel araştırmaları yapmakta temel çatı oluşturmuşsa da son dönemde ki psikofizyolojik çalışmalar bu teorinin iddialarının bazılarını sorgulamıştır ve görsel araştırma performansını etkileyebilecek ilave faktörleri göstermiştir. Bu gözden geçirme yazısında bu davranış ile ilgili çalışmaların bazılarını yorumlayarak başlayacak ve sonra görsel araştırmanın nöral substratları üzerine son çalışmalara odaklanacaktır.
İSTATİKSEL FAKTÖRLER VE GRUPLAMA
Deneklerin tek bir deneme de birkaç bağımsız karar verirken karar sayısı arttıkça hata oranı da artar, basitçe karar sayısında ki artış hata yapmak için daha çok fırsata yol açar. Sonuç olarak hedef belirleme performansında algısal kısıtlılıklar olmadığı zaman bile temelde istatiksel nedenlerle görsel araştırma tasklarında grup hacmiyle değişimi beklenmelidir. Bu istatiksel model grup hacminde ki artışları uygunlukta kayda değer azalmalara yol açtığını ve bu etkilerin bütünüyle istatiksel modelle açıklanabileceğini bulan Palmer ve arkadaşlarının kullandığı yakın zamanda ki bir çalışmada test edilmiştir.
Basit özelliklerin belirlenmesin de dikkatin gerekmediği varsayımıyla uyumlu olarak sınırlı algısal kapasitelere yönelik hiçbir kanıt bulunamadı. Bununla birlikte ortam hacmi (set size) etkilerine yönelik istatiksel açıklama bulgusu, FİT i desteklemek için kullanılan conjuction arama deneylerini içeren, grup hacminin etkilerinin algısal kısıtlılıklara atfedildiği daha önceki pek çok çalışmaya ilişkin kuşku uyandırmaktadır. Grup hacmi etkilerinin sınırlı algısal kapasiteler nedeniyle mi yoksa önceden öne sürüldüğü gibi istatiksel faktörler nedeniyle mi ortaya çıktığını belirlemek için karmaşık görsel arama taskları uygulayan ilave çalışmalar gerekmektedir.
İstatiksel model tipik olarak bağımsız hedef/hedef olmayan kararların bir arama düzeneği içinde her madde için yapıldığını varsayar. Fakat bazı olgularda bu varsayım bozulabilir. Özellikle bir arama düzeneğini oluşturan maddeler daha erken bir düzeyde az sayıda gruplara ayrılabilir, sonra hedefi ve artan arama etkinliğini belirlemek için gerekli kararların sayısını azaltarak karar işleyişlerini bütün gruplara uygulamak mümkün olabilir.Bu mantık çizgisi yakın dönemde ki bir çok görsel arama modelinin merkezinde yer almış ve bir çok psikofizyolojik deneyle desteklenmiştir. Daha erken bir işleyiş evresinde grupla aramanın etkilerine yönelik kanıtlar, primer görsel korteksteki yanıtların, bir nöronun alıcı bölgesinde ki uyaranın alıcı bölgenin dışına aynı anda verilen uyarana karşılık gelip gelmediğine bağlı olabileceğini gösteren yakın zamanda ki bir elektrofizyolojik çalışmada gösterilmiştir.
ARANAN REPREZANTASYONUN ÖZELLİĞİ (DOĞASI)
Traisman ve meslektaşlarının ilk çalışması göstermiştir ki (paralel search) yüksek düzeyde belirleme işleyişlerinin düşük düzeyde de özellik bilgisine uyabileceğini düşündürür şekilde paralel aramanın temel özellik hedefleri için mümkün olduğunu gösterdi. Bununla birlikte birkaç yeni çalışma paralel arama proseslerinin bir parça daha üst düzey reprezantasyonlarda işleyebileceğini öne sürdü. Örneğin, paralel arama performansının üç boyutlu yorumu ya da görünürde ki ışık kaynağı açısından dikkati çelicilerden ayrılan hedeflerde gözlenmiştir. Benzer şekilde sterioskopik gösterimlerde ki arama performansı uyaran maddelerinin algılanan derinliği ve oklüzyonuna göre değişebilir. Özellikle çok ince özellik değişimi ile ortaya çıkan oklüzyon algısında ki değişimler hızlı paralel belirleme performansından yavaş seri performansına doğru parametrik bir değişime yol açabilir. Bu tür sonuçlar görsel aramanın primitif özelliklerinden ziyade nispeten karmaşık yüzey özelliklerini kodlayan reprezantasyon düzeyinde işlediğini düşündürmektedir.
BAĞLAMA (BİRLEŞTİRME) MODELLERİ
Çoğul nesneler aynı anda sunulduğunda bu nesnelerin yapısal özelliklerini kodlayan nöronlar birlikte aktive olur. Vertikal algılama farklı nesnelerin özelliklerini yanlışlıkla bir araya getirmekten kaçınmak için her bir özgün nesneye bağlı özellikleri bir araya getirmek için bir mekanizmaya ihtiyaç duyar. Belki de bu birleştirme problemini çözmenin en basit yolu diğer bütün bölgelerden gelen bilgiyi baskılayarak analiz için tek bir boşluk alanı seçmek ,bu tür mekanizma kesin olarak seri olacaktır.Bununla birlikte üst üste gelen nesnelerde kötü işleyecektir.
Bu tip bir etiketleme işlemi bir dereceye kadar paralel ve uzaysal olarak üst üste binen nesneleri ayırmayı sağlarken doğru bir birleştirmeye yol açacaktır. Etiketlemeyle ilişkili özellikler için öne sürülen bir aday mekanizma aynı nesne için kodlayan nöronlarda aynı zamanda ateşleme ve bu mekanizmalardan yararlanan bu modeller öne sürmüştür.
Primat görsel sisteminde ki ossülasyon ve korelasyonların rolü halen tartışmalıdır. Bununla birlikte dinamik bilgi yönelimi gibi dikkat ile ilişkili seçim için başka alternatif modeller araştırılmaktadır.
GÖRSEL ARAŞTIRMANIN(ARAMNIN) ELEKTROFİZYOLOJİK ÇALIŞMALARI
Pek çok görsel arama modeli görsel sistemi tanımak için aynı anda tek nesneyi veya bir grup ilişkili nesneyi seçtiğini, her bir nesne arasında ki benzerlikler ve bellekte saklanan hedef bilgiyle belirginleşen sırayı izleyerek, başka karıştırıcı nesnelerin (reprezantasyonlarını) temsillerini baskılarken, bu seçilen bilginin nöral temsilinin aktif kaldığını öngörür. Bu seçme ve filtreleme şemasına yönelik nörofizyolojik destek yakın zamanlarda maymunlarda ki single-unit çalışmalarda ve insanlardaki event-related potential çalışmalarla gösterilmiştir.
Makak maymunlarındaki inferotemporal nöron çalışmasında başlangıçta ki işaret uyaranı 2-5 maddelik düzenek takip etti ve maymunların işaret uyarana karşılık gelen test düzeneğinde ki maddeye saccade yapması istenmiştir. Uyaran öylesine seçildi ki tek bir uyaran kaydedilen nöronu aktive etmekte etkiliydi diğerleri etkisizdi. Onun için bir nöronun bir test düzeneğine yanıtı nöronun uyaran tercihlerine karşılık gelen bir maddenin işleyişini yansıtıyordu. İşaret uyarandan sonraki periyotta, işaretin etkisiz bir uyaran olduğu ona kıyasla nöron için etkili bir uyaran olduğunda ateşleme hızlarının daha ileri düzeyde olduğu bulundu. İşaret uyaran özelliklerini kodlayan nöronların uzamış aktivasyonu test düzeneğinde ki dikkat çelici maddeler arasında hedef maddeyi seçmekte kullanılan hedef bilgiyi yansıtabilir.
Test düzeneği sonradan sunulduğunda düzenekte ki etkili uyaran işaret uyarana karşılık gelse de gelmese de ilk yanıt aynıydı. Bununla birlikte test düzeneği ortaya çıktıktan yaklaşık 175 msn içinde başlayacak, eğer etkili sitimulus hedef dışıysa yanıt baskılandı. Fakat etkili sitimulus sonra ki saccade için hedefse yanıt yüksek düzeyde sürdü. Onun için sonuçta inferotemporal kortekste ki nöronlar hem işaret uyaranı takiben templete benzeri aktivite göstermekte hem de test düzeneğini takiben hedef olmayan bilginin represyonunu göstermekte. Supresyon etkileri yakın zamanda ekstrastriat V4 alanı ,frontal göz alanları, superior colliculusta bildirildi. İlaveten Makak maymunu inferotemporal korteksinde gözlenen single-unit dikkat etkilerinin benzer özellikler gösteren kafa derisinden kaydedilmiş alan potansiyeli insan deneklerde de gösterilmiştir.
Yukarda tanımlandığı gibi psikofizyolojik ve model çalışmaları görsel aramada seçici dikkatin primer rolünü hem birleştirme (bağlama) problemini çözmekte hem de birkaç eş zamanlı karar almanın istatiksel sonuçlarını azaltmakta yararlı olabilecek ilgisiz uyaran kaynaklı bilgiyi suprese etmek olabilir diye desteklemektedir. Sonuçta bazı makak maymunlarının görsel alanlarında baskılayıcı dikkat etkilerine ilişkin uyumlu bulgu farklı metodolojilerden yararlanan dikkat ile seçim çalışmalarında önemli bir uzlaşma noktası sağlamaktadır.
Supresyon etkileri, deneklerin 15 çeldirici madde düzeneği içinde yerleşmiş özel boyanmış hedef maddeyi aradığı görsel arama ERP çalışmalarında insanlarda da gözlenmiştir. Taskla ilişkisiz probe square ler hedef maddenin veya çeldirici maddenin olduğu yerde sunuldu. Ve duyusal ERP dalgaları algısal işleyişin endeksi olarak kullanıldı. Hedef düzenekte sunulduğunda fakat prob çeldirici bir yerleşimde sunulduğunda probla ortaya çıkarılan başlangıçta ki duygusal yanıt (P1 dalgası) hedefin düzenekten çıkarıldığı aynı çeldiricinin verildiği denemelere kıyasla suprese oldu. Bununla birlikte bu etkinin esasen baskılayıcı olduğunu vurgular şekilde hedef yerleşimde sunulan problarda hiç düzelme gözlenmedi. İlginç olarak deneklerin özel boyanmış hedeflerin şeklini belirtmeleri istendiğinde bu supresyon izlendi. Fakat tek bir özellik belirleme taskı kullanıldığında bu supresyon görülmedi. Bu bulgu FİT in, basit özelliklerin belirlemesini daha karmaşık ayrımlar gibi benzer dikkat proseslerine ihtiyaç duymadığı yönünde ki varsayımla tutarlıdır. Bununla birlikte farklı bir duyusal yanıtın artışı, basit özelliklerin belirlenmesinde de bazı dikkat türlerinin kullanıldığını düşündürür şekilde hem featura task hem de conjuction task larda hedef lokalizasyonda gözlendi (N1 dalgası).
GÖRSEL ARAMANIN NÖROPSİKOLOJİK ÇALIŞMALARI
Sağ hemisfer lezyonlu hastalar sıklıkla sol taraftaki uyaranı ihmal ettikleri akut bir ihmal periyodundan yakınırlar. Ve bunu uyaran eş zamanlı olarak sağlam tarafta verildiğinde lezyonlu tarafta ki uyarana aldırmazlık gösterdikleri daha ve şiddetli klinik bir durum izler. Bu hastalarda ki yakın zamanda ki bazı çalışmalar gösterdi ki lezyonlu alandaki maddelerin sayısındaki artış arama hızında daha küçük bir etki yaratırken, sağlam alanda ki uyaran sayısı arttıkça lezyonlu alandaki hedeflere yönelik reaksiyon zamanları olarak uzamaktadır. Bu durum ihmal hastalarını sağlam alandan dikkatlerini uzaklaştırmakta güçlük çektiğini gösteren daha önceki bulgularla uyumlu olarak bu hastaların lezyonlu alanı aramaya başlamadan önce sağlam alanı bir çok kez aradıklarını düşündürmektedir. İhmal hastalarıyla başka bir çalışma taskla ilişkisiz yan uyaranı taskla ilişkili arama maddelerinin sağına yerleştirmek böylece bütün düzeneğin sol yarısına ilgili seçeneklerin çoğunu taşımanın arama performansının daha da bozulmasına neden olduğunu gösterdi. Sol tarafa daha da yan uyaran (çeldirici) eklemek ve bütün düzeneği dengeye getirmek performansın yan uyaran yokluğunda gözlenen düzeye dönmesine neden olur.Bu sonuçlar ihmal için referans noktasının gövde merkez de veya mekan merkezli koordinatlardan ziyade uyaran konfigrasyonuna bağlı olduğunu düşündürmekteydi.
Her ne kadar sağ hemisfere yönelik hasar görsel arama sırasında dikkatin yönünü saptırıyor gibi görünüyorsa da ihmalle ilgili bu etkilerden sağ hemisferin görsel arama için özelleştiği sonucu çıkartılmamalı.Gerçektende de hem normal hem de split brain hastalarına ilişkin çalışmalar arama hızlarını sol ve sağ görsel alan uyaranı için yaklaşık olarak eşit olduğunu göstermiştir. Özellikle split brain hastalarının cerrahi olarak uyarılmış hemisferleri, etkili görsel arama için her iki hemisferin gerekli devreleri içerdiğini varsayarak her iki görsel alanı da aynı anda ve farklı zamanlarda araştırabilir.
TARTIŞMALAR
Görsel arama performansının altında yatan bilişsel prosesler son birkaç yılda oldukça çalışılmıştır. Ve süre gelen çalışmalar bu işleyişleri anlamada yeni düzenlemelere yol açmaktadır. Geçmiş yıl nöral şebeke modeli nörofizyoloji ve nöropsikoloji alanlarda belirgin ilerlemeyle görsel arama nöral substrat çalışmalarında anlamlı artışlarla karşılaşmıştır. Özellikle bu çalışmalar ilgisiz bilgiyi çeldirici maddelerden uzaklaştırmanın görsel aramada elzem bir rol oynadığına dönük uyuşan kanıtlar sağlanmıştır.
Nörobiyoloji
- Beyin ve Nörobiyoloji
- Beyinin Embriyolojik Gelişimi
- Biyolojik İncelemeler
- Çocuk Ruhsal Hastalıkları ve Genetik
- Çocuk ve Ergenlerdeki Psikiyatrik Bozukluklarda Beyin Görüntüleme
- Frontal Lob ve Davranış
- Görsel Araştırmanın Bilişsel ve Nöral Mekanizmaları
- İnsanda Motor Korteksin Yapısı ve Fonksiyonları
- Serotonin ve Psikiyatrik Bozukluklar
- Stres ve Bilişsel Fonksiyon
- Yüksek Beyin İşlevleri