ihya.org

Diş Hastalıkları

Diş Eti Çekilmesi (Diş Eti Atrofisi)

Diş eti dokusunun normal sınırı olan mine-sement birleşiminden ya da başka bir deyişle kron-kök sınırından apikal yöne, yani diş köküne doğru sıyrılmasına diş eti çekilmesi ya da diş eti atrofisi denir.

Nedenleri:
1- Yaşlanma,

2- Yanlış diş fırçalama,

3- Diş taşları ve bakteri plağı,

4- Diş arkı (diş dizisi) üzerindeki diş veya dişlerin, diş arkı dışında yer almaları ve çarpık, düzensiz, rotasyona uğramış (dönmüş) olmaları,

5- Diş eti iltihabı veya periodontitis sonucunda diş eti kenarında meydana gelen iltihaplı ve dejeneratif değişimler,

6- Periodontal cepler ve büyümüş diş etlerinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan bazı diş eti operasyonları sonrasında,

7- Okluzal travmalar (yüksek ya da hatalı yapılmış kron, köprü, dolgulu dişlerde ve bruksizm denen diş sıkma ve gıcırdatma vakalarında,

8- Dudak, yanak kas bağlantılarının diş etlerine yakın olmaları,

9- Dişler arasına gereksiz ve çok fazla kürdan, toplu iğne vb. cisimler sokulup kurcalanması, diş etinin tahriş ve tahrip edilmesi.

Diş Çürüğü

Diş çürüğü nedir?

Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak algılanmaktadır. Önlenebilir bir hastalık olmasına karşın dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır.

Dişler neden çürür?

Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve dişhekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.

Kimlerde daha çok çürük olur?

Diş Ağrısı

* Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave edilerek elde edilen tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır.

* Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları nedeni ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevre yumuşak dokularda tahrişlere neden olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ikinci bir ağrının oluşmasına neden olacaktır.

* Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır.

* Dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir.

* Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (eugenol) emdirilmiş pamuk koyulabilir. Eugenol ağrının azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol fazla kullanılarak diş etine sızmasına neden olunmamalıdır. Çünkü karanfil yağı da yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir.

* Bir an önce dişhekimine başvurulmalıdır.

Diş Apsesi

Bazı kişiler diş çürümesini ciddi bir sağlık sorunu olarak görmezler. Ancak, zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmediğinde, daha çok sorun yaratan bir hastalığa yol açabilir. Çürüme, bakterinin, dişin özünü enfekte etmesine izin verir. Enfeksiyon köke ve çevre kemiğe yayılır. Bu apse olarak bilinir. Eğer enfeksiyon kemiğe ulaşırsa, diş kaybedilebilir. Enfekte diş kökü ve şişmiş doku ağrıya neden olabilir. Eğer kök ölürse, ağrı yok olacak, ancak yavaş yavaş da bitişik kemiğe zarar verecektir. Enfeksiyonun bir bölümü olarak oluşan irin, çene boyunca bir kanalı aşındırabilir ve diş eti üzerinde bir şişme ya da içi irinle dolu bir deri lezyonuna yol açabilir.

Belirtiler

- Dişte sürekli ya da zonklama şeklinde ağrı;

- Sıcak ya da soğuk yiyecek ve içeceklere karşı hassasiyet;

- çiğnerken ağrı;

- Boyunda şişmiş lenf düğümleri

- Ateş ve genel kırıklık.

Teşhis

Eğer dişinizde sürekli ve zonklama tarzında bir ağrı varsa, çiğnerken ağrı duyuyorsanız ya da sıcak ya da soğuk yiyecek ve içeceklere karşı hassassanız apseli bir dişiniz olabilir. Hafif ateş, boyunda şişmiş lenf düğümleri olabilir ve genel olarak kendinizi iyi hissetmezsiniz.

Çocuklarda Diş Sorunları

Çocuklarda süt dişleri, 6. aydan itibaren ağız içersine gelmeye başlar. Çocuk 2.5 yaşına geldiğinde sürme tamamlanmış olur, ancak bu sürme zamanı her çocuk için aynı değildir. Genellikle diş çıkartmaya yakın;

• Çocuğunuzun tükürük akışında artma olur.

• Çocuğunuz sürekli damağını sert bir cisimle kaşıma isteği duyar.

• Huzursuzluk hisseder.

• İştahında azalma olur.

• Ateşi çıkar.

• Dişetlerinde kızarma ve şişme görülebilir.

Böyle bir durumda çocuğunuzu rahatlatmak için diş hekiminin önerdiği ağrı kesici kremleri ve jelleri diş çıkartacağı bölgelere sürebilirsiniz. Ortodonti Uzmanı Dr. Günseli Ağaoğlu Uygur: “Soğuk diş kaşıyıcıları veya damağa soğuk, temiz bir bezle yapacağınız masaj da bebeğinizi bir parça rahatlatabilir. Bazı bebeklerde, ön grup süt dişlerinin çıkışında sorun yaşanmaz ancak arkadaki süt azıları gelirken problem olabilir. Normal beslenen ve gelişen bir çocukta dişlerin erken ya da geç sürmesi önemli değildir, dişler tamamlandığında toplam 20 adet süt dişi olur.”diyor ve zor bir süreç olan diş çıkarma döneminde, sabırlı davranarak bebeğinize yardımcı olmanız gerektiğini söylüyor.

Biberon ve emzik seçimi

Çocuklarda Diş Çürüğü (Biberon Çürüğü)

Çocuklarda genellikle ilk daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azı dişidir.6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır,buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır.

Peki bu durumda ne yapmalı ki çocuk birinci büyük azı dişini çürütmesin?

Bunun cevabı çocuklara daha önce de belirttiğimiz gibi diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması,çürük oluşturucu besinlerden uzak durması önerilir.Bunun yanında diş hekimi tarafından koruyucu tedaviler uygulanarak çocukların daimi dişlerinin çürümesi önlenir.Düzenli olarak 6 ayda bir çocuk diş hekimine getirilirse,kliniğimizde de uygulamakta olduğumuz TOPİKAL FLUOR uygulaması ve FİSSÜR SEALANT uygulaması yapılabilir.Topikal fluor uygulaması çocuğun daimi dişlerini güçlendirir,daimi dişlerin çürüğe karşı daha dirençli olmasını sağlar.Fissür sealantlar ise büyük ve küçük azı dişlerin üzerinde bulunan girinti ve çıkıntıların örtülmesiyle şeker,çikolata vs.gibi çürük oluşturucu maddelerin dişin yüzeye tutunmasını ve o girintilerden girerek dişi çürütmesini önler,ayrıca içersinde bulunan fluorid sayesinde dişin diğer bölgelerinin de çürümemesine katkıda bulunur.

Çocuklarda Süt Dişlerinin Önemi

Süt dişleri geçici olduğu için ebeveynler tarafından genellikle nasıl olsa bu dişler değişecek denerek pek önemsenmez.Dolayısıyla bu tarz bir düşünce süt dişlerinin temizliğinin ihmaline ve çürümesine sebep olur.Unutlmamalıdır ki süt dişlerindeki çürükler hem çocuğun dişlerinin ağrımasına sebep olur,hem de daimi dişlerine zarar verir.

Çapraşık Dişler

Çapraşık diş ve uyumsuz çene ilişkilerini bir takım aparatlar yardımıyla düzenleyen diş hekimliği branşıdır. Ortodontik tedaviyi üstlenen diş hekimlerine ortodontist denir.

Gülümsemeni düzelt, özgüvenini arttır.

Başkaları bazen bizi görüntümüzle yargılasa da, ortodontik tedaviyi düşünmek için daha başka zorlayıcı nedenler vardır. Diş sağlığınızın, genel sağlığınız ve rahatlığınız üzerinde bir etkisi vardır.


Ve nasıl göründüğünüz hakkında ne hissettiğiniz de yaşam kalitenizde bir yol oynar.Eğri dişler veya uygun ilişki içinde olmayan çeneler nedeniyle cazibesiz hissettiğiniz zaman, sıkılgan olabilirsiniz ve zihniniz görünüşünüzle meşgul olabilir. Konuşurken veya gülerken ağzınızı kapatabilir, gülmekten çekinebilir veya yüz görünümünüzü saklamaya çalışabilirsiniz. Ayrıca dişlerin çapraşıklığı dişeti sağlığını da olumsuz yönde etkiler.

Ortodontik tedavi, dental sağlığınızı düzeltebilir, fasiyal görünümünüzü daha iyiye götürebilir ve özgüveninizi arttırabilir. Görünüşünüzü düzeltmek için size şans sağlayabilir. Çoğu kez, hastalar tedavi tamamlanmadan önce bile kendilerini daha özgüvenli hissederler.

Ağız Kuruluğu ve Nedenleri

Dişhekimliğinde bu hal için "xerostomia" terimi kullanılır.Tükürük bezlerinin tükrük salgılama fonksiyonlarının azalması sonucunda oluşur. Tükürük salgısındaki azalma ağızda oldukça ciddi sorunların oluşmasına yol açabilmektedir.


Sebepleri:

* Biyolojik yaşlılık: Bu etkili bir faktördür, tek başına etkili değildir.
* Sistemik hastalıklar: Romatizmal hastalıklar(Sjogren's sendromu), Bağışklık sistemi hasarı (AIDS), Hormonal bozukluklar (Şeker hatalığı), Nörolojik bozukluklar (Parkinson)
* Çiğneme kabiliyetinin azalması: Eğer beslenme alışkanlıklarınızda sıvı ve yumuşak gıdalar ağırlıktaysa çiğneme fonksiyonu azalır.
* Tükrük bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması
* Radyoterapi (Radyasyon tükrük bezlerinde kalıcı hasar yapar.
* İlaçlar (400'ün üstünde ilaç türü ağız kuruluğu yapar: deconjestanlar, diüretikler, tansiyon ilaçları,antidepresanlar, antihistaminikler,...)
* kafein ve alkol tüketimi

Belirtileri:

* dilde yanma hissi
* özellikle kuru yiyecekler için yeme zorluğu
* konuşma zorluğu
* sık susama
* protez kullanmada zorluk

Ağız Kokusu

Ağız kokusu günümüzde medeni toplumlar da dahil olmak üzere oldukça yaygındır, aynı zamanda sosyal bir incinme sebebidir. Psikolojik problemleri beraberinde getirir. Ağız kokusunun sebep olduğu sosyal problemler biyolojik problemlerden daha fazladır. Hatta eğer ağız kokusu sosyal bir problem oluşturmasaydı belkide bir hastalık olarak görülmeyecek, tedavisi için gayret sarfedilmeyecekti. Ağız kokusundan şikayet eden bireyler sosyal hayatlarında kendilerine olan güvenlerini kaybedebilirler.

Ağız kokusu nasıl giderilir?
Ağız kokusunun nedenleri
Ağız kokusundan kurtulma yolları nelerdir?
Ağız kokusu testi nedir? (Halitometre)

Ağız Kokusu (Halitosis) Nedir?
Ağızdaki çirkin kokuya kısaca ağız kokusu veya halitosis denir. Ağız kokusunu bir hastalık olarak tanımlamak zordur. Ancak ağız kokusu çok önemli hastalıkların işaretçisi de olabilir. Ağız kokusunu PATOLOJİK ve FİZYOLOJİK olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür.

1. Fizyolojik ağız kokusu:

Ağız kokusunu önlemenin yolları

Ağız kokusunun sebebi ölü bakterilerin atık maddesi olan ve 'volatile sülfür' ismi verilen bir gazdır. Nefeste oluşan kötü koku büyük oranda ağız içinden kaynaklanır. Ağız içi bir infeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı yada sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olurlar.

Ağız kokusuna sebep olan problemler: Tonsilit, akciğer iltihabı, sinüzit, şeker hastalığı (aseton kokusu), mide bağırsak hastalıkları, böbrek yetmezliği (balıksı koku), karaciğer ve metabolizma bozukluklarıdır.

Ağız kokusunda yapılması gereken öncelikle teşhis ve tedavidir.

Ağız kokularında yapılması gerekenler:

* Tüm çürükler tedavi edilmeli.
* Diş eti hastalığı tedavi edilmeli. Cepler ve diş taşları önlenmelidir.
* Gömük ve yarı gömük 20 yaş dişleri çekilmelidir.

Ağız kokusunu önlemek için bunları uygulayın:

* Her öğünden sonra dişlerinizi 3 dk fırçalayınız ve günde bir kez diş ipi kullanınız.
* Diş fırçanızı kuru ve temiz bir yerde muhafaza ediniz ve kullandıktan sonra iyice yıkayınız.

Ekonomik kriz dişleri de vurdu!

Ekonomik krizin toplumun üzerindeki etkileri gün geçtikçe büyürken krizin kişilerin sağlığına olan etkileri de günden güne daha belirgin hale geliyor.

Krizin diş sağlığını da olumsuz etkilediğini, belirten Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı krizle birlikte bir çok kişinin normalden daha fazla stres altında kaldığını ve bireylerin uyurken farkında olmadan dişlerini gıcırdattıklarını belirtti.

Diş hekimlerinin Bruksizm adını verdikleri halk arasıdan diş sıkma, diş gıcırdatma olarak bilinen hastalığın genellikle uyku sırasında bilinçsizce yapılan dişleri sıkma veya gıcırdatma hareketi olduğunu ifade eden Kazandı, “bu alışkanlığa sahip kişilerin sabah uyandıklarında diş ve çene eklemlerinde ağrı hissettiklerini, diş sıkma ya da gıcırdatmanın en önemli sebebinin ise çağımızın hastalığı stres olduğu düşünülmektedir dedi. Ekonomik krizle sebebiyle bireylerdeki stres oranın artmasıyla diş gıcırdatma ve sıkma oranlarında da bir artış gözlenmektedir.” dedi.

Kalp hastalıklarının 7’de 1’i diş kaynaklı

Kayseri Diş hekimleri Odası Başkanı Umut Kural, kalp hastalıklarının 7'de 1'inin diş kaynaklı olduğunu söyledi. Türkiye'de ağız ve diş sağlığına yeterince önem verilmediğini, bunda sağlık politikasının etkisinin büyük olduğunu ifade eden Başkan Umut Kural, "Türkiye'de, istisnalar dışında 70 milyon insanın ağız ve diş sağlığı sorunu var. 6 ayda bir dişhekimine giden yok. Türkiye toplumunun yüzde 99'nun acil diş tedavisine ihtiyacı var" dedi.

Dişhekimleri Odası Başkanı Umut Kural, "Gebelikte ağız diş sağlığı hormonal olarak bozuluyor. Bu bağlamda gebeler çocuklar, yaşlılar ve sistematik hastalığı olanlar, romatizma ve kalp hastalığı olanlarda, diş hastalığı daha tehlikelidir. Ağız ve diş bölgesinde oluşacak bir mikrop veya orada alevlenecek mikroplu bir iltihap, daha ciddi problemler doğurabilir. Bu gruptakilerin dişine daha fazla özen göstermesi lazım. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş kaynaklıdır. Hastaneye gittiğinde hastalığın köküne kadar inilemiyor. Köküne kadar inildiğinde bunun kaynağının diş olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bilimsel rakamdır. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş orijinlidir. Hastaları hekime gitmeye alıştırmalıyız" diye konuştu.

Diş çürükleri anneden çocuğa bulaşabilir

Çocuklara bakteri bulaştırmamak için neler yapmak gerkiyor?

Çok bileşenli bir enfeksiyon hastalığı olan diş çürüğü, bulaşıcı bir nitelik taşıyor. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu doğduklarında bebeklerin ağız ortamlarının çürük yapıcı bakteri içermediğini, bu bakterilerin bebek dişlerini sürmeye başladığında oluştuğunu belirtti.

TAŞIYICI OLMAYIN

Çürük yapan bakterilerin baba ve özellikle de anneden çocuklara bulaştığını belirten Çağdaş Kışlaoğlu, 1-2.5 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlıklarından ailelerinin sorumlu olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğa bakteri bulaşmaması için anne, bebeğini beslerken kaşık, emzik ve biberon gibi araçları kendi ağzıyla temasta bulundurmadan kullanmaya özen göstermelidir. Aksi taktirde anne, çürüğe yol açacak organizmaları kendi ağzından bebeğinin ağzına aktarır.” Anne-babaların, çocuklarını herhangi bir sorun olsun ya da olmasın her altı ayda bir diş hekimine kontrole götürmeleri gerektiğini belirten Kışlaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

ŞEKERİ ÖLÇÜLÜ VERİN

Dişhekimi Korkusu (Dentafobi)

Bazı kişiler için dişhekimine gitmek çok çekindikleri hatta korktukları bir durumdur. Bunun nedeni daha çok geçmişte (özellikle çocuklukta) yaşanan kötü tecrübeler veya kötü izlenimlerdir.

İğne korkusu

Çoğunlukla da bu endişenin temelinde iğneye ve acıya karşı duyulan korku vardır.

Gelişen teknoloji hastaların ağrı duymaması için bir çok alternatif sunmaktadır. Bu nedenle günümüzde hastalar pek ağrı ile karşılaşmamaktadır. Örneğin teknolojinin gelişmesiyle dişhekimliğinde anestezi amacıyla kullanılan iğnelerin uçları bir milimetreden daha az çapları olacak şekilde (0.35-0.40 mm) yapılmaktadır. İğnenin çapının çok ince olması nedeniyle hasta çoğu zaman iğneyi hissetmemektedir. Fakat yinede endişelenen hastalar için iğne yapılmadan önce sprey şeklindeki yüzeysel anestezikler kullanılarak iğnenin hiç hissedilmemesi sağlanabilir.

Ağrısız bir tedavinin ilk şartı ; anestezidir. Bu nedenle iğneden korkan kişiler gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç hissetmeyecekleri bir işlemden - yani anesteziden - kaçarak çok daha fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşayabilirler.

Ağız ve Çene Cerrahisi

Çene Cerrahi Operasyonları

1-APSE VE KİST OPERASYONLARI
2-YİRMİLİK YAŞ (AKIL) DİŞİNİN ÇEKİLMESİ
3-İMPLANT TEDAVİSİ
4-DİŞ ÇEKİMİ

1-Apse ve Kist Operasyonları ( Apikal Rezeksiyon )

Apikal Rezeksiyon Operasyonunun Yapıldığı Durumlar:

Diş kökünün yapı veya şekil bozukluğu sebebiyle kanal tedavisi'nin tam yapılamaması,

Kanal Tedavisi sırasında alet kırıldıysa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa, aleti çıkarmak amacıyla,

Diş üzerinde çıkarılamayan bir restorasyonun varlığı nedeniyle kanal tedavisi yapılamaması,

Diş kökünde kist oluşan vakalarda,

Yapılmış kanal tedavisine rağmen hastanın ağrısının devam ettiği durumlarda,

Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında.

Modern Diş hekimliğinin ana amacı, diş kayıplarının önüne geçmektir. Artık diş hekimleri, doğal dişleri ağızda tutmak için ellerinden gelen çabayı göstermektedirler. Çünkü; tek bir dişin kaybı bile genel diş sağlığı ve görünümde olumsuz değişikliklere neden olmaktadır.

2-Yirmi Yaş Dişleri ve Çekilmesi

Top