ihya.org

Diş Sağlığı

Dişlerinizi korumanın yolları

Prof. Dr. Uzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız ve diş sağlığının üzerinde hassasiyetle durulması gereken önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'de yaşayanların artık dişini fırçalama konusunda duyarlı bir yaklaşım sergilemeye başladığını belirten Prof. Dr. Uzel, ''Dişleri doğru ve belli kurallara göre özenle fırçalamak gerekli. Her gün en az 3 dakika, sabah ve gece yatmadan önce dişleri fırçalamalıyız. Altın kural, tüm yüzeyi, etinden diş ucuna doğru fırçalamaktır'' dedi.

Prof. Dr. Uzel, yapılan araştırmaların fırçalamanın diş çürüğünü yarı yarıya azalttığını gösterdiğini kaydederek, şunları söyledi:

Ağız kokusunu önlemenin yolları

Ağız kokusunun sebebi ölü bakterilerin atık maddesi olan ve 'volatile sülfür' ismi verilen bir gazdır. Nefeste oluşan kötü koku büyük oranda ağız içinden kaynaklanır. Ağız içi bir infeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı yada sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olurlar.

Ağız kokusuna sebep olan problemler: Tonsilit, akciğer iltihabı, sinüzit, şeker hastalığı (aseton kokusu), mide bağırsak hastalıkları, böbrek yetmezliği (balıksı koku), karaciğer ve metabolizma bozukluklarıdır.

Ağız kokusunda yapılması gereken öncelikle teşhis ve tedavidir.

Ağız kokularında yapılması gerekenler:

* Tüm çürükler tedavi edilmeli.
* Diş eti hastalığı tedavi edilmeli. Cepler ve diş taşları önlenmelidir.
* Gömük ve yarı gömük 20 yaş dişleri çekilmelidir.

Ağız kokusunu önlemek için bunları uygulayın:

* Her öğünden sonra dişlerinizi 3 dk fırçalayınız ve günde bir kez diş ipi kullanınız.
* Diş fırçanızı kuru ve temiz bir yerde muhafaza ediniz ve kullandıktan sonra iyice yıkayınız.

Diş estetiği çocuklukta başlamalı

Ortodonti, ağızdaki kapanış bozuklukları ve dişlerin çenelerdeki konumlarının nasıl oluştuğunu inceleyen, teşhis eden, bu bozuklukları önleyen ve tedavi eden bir diş hekimliği dalı. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlter Uzel, ortodontinin, halk arasında “eğri dişlerin tel takılarak düzeltilmesi” olarak bilindiğini, Türkiye’de diş eti hastalıkları ve ortodontik sorunların çok yaygın olduğunu söyledi.

Prof. Dr. İlter Uzel, özellikle çocuklarda daha sık ortodontik sorunlar görüldüğüne dikkati çekerek, “Türkiye’de her 10 çocuktan 7’sinde ortodontik düzensizlik var. Bunların bazıları ağırdır, öncelikli tedavi edilmesi gerekir, bazıları da daha hafiftir. Bu durum eğer hastanın konuşmasını, solunumunu bozmuyorsa tedavi edilmeyebilir, ama fonksiyonu bozan dorumlarda mutlaka tedavi edilmeli. Ayrıca çoğunluk olarak çocukların ortodontik tedaviye ihtiyacı var” dedi.

GENETİK YATKINLIK ÖNEMLİ
Ortodontik tedavinin dişleri ve kapanış bozukluklarını düzeltmek, dişlerdeki boşlukların kapatılmasını sağlamak amacıyla uygulandığını belirten Uzel, şunları kaydetti:

Diş sağlığı için eğitim atağı

Sağlıklı dişler sağlıklı gülüşler için okullarda öğrencilere diş fırçası ve macunu dağıtılacak. Sağlık Bakanlığı, bu kapsamda 31 bin tane diş fırçası ve macunu almak için ihale açtı. Ayrıca öğrencilerin ağız ve diş sağlığına yönelik sodyum florürlü ağız çalkalama suyu ile diş verniği de alınacak.

Türk toplumunun yüzde 30'una yakınında diş fırçalama alışkanlığının olmaması Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Yılda milyonlarca diş çekimi, dolgu ve köprü yapılması sebebiyle artan sağlık harcamalarının önüne koruyucu sağlık hizmetleriyle geçilecek. Bu amaçla gelecek nesillerin ağız ve diş sağlığını koruma amacıyla okullarda diş fırçası macunu dağıtılacak.

Ağız diş sağlığı ürünleri 2 grupta alınacak. Doğrudan temin yoluyla satın alınması planlanan ürünlere ait şartnameler hazırlandı. Buna göre çocuk diş fırçası 15 bin500 adet alınacak. 15 bin 500 adet çocuk diş macunu alınarak 6 bin 500'ü anasınıfı öğrencilerine 9 bini ilköğretim öğrencilerine verilecek. İkinci grup ürünlerde ise sodyum florürlü ağız çalkalama suyu ile diş verniği temin edilecek.

Yanlış bilgiler diş çürüklerini artırıyor

Dr. Dt. Okhan Oral, diş ağrısını keser diye dişe rakı ya da tuz koymak gibi kulaktan dolma bilgilerin zararları ve yanlış bilinen uygulamalar hakkında bilgi verdi. Ağız ve diş sağlığı konusunda yapılan hataları ve topluma yerleşmiş yanlış inanışları anlatan Oral, "Dişleri çizer diye macun kullanmayanlar, daha iyi temizler diye en sert diş fırçasını arayıp bulanlar, dişleri kanadı diye sevinenler, çürükler kalıtsaldır, çarpık dişler doğuştandır diyenlerin sayıları azımsanmayacak kadar çoktur" dedi.

Çoğu zaman diş ağrısından duramayacak hale gelinceye kadar diş doktoruna gidilmediğini ifade eden Oral, "Hal böyle olunca da ağız ve diş sağlığında sınıfta kalıyoruz. İyi fırçalamak fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaları kullanılır. Çok sert fırçalar dişleri aşındırabilir. Çok yumuşak fırçalar ise dişleri temizlemeyebilir. Dişleri sert fırçalamak dişleri temizlemek yerine, 'fırça çürüğü' dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası

Ağız Kokunuzu Tanıyın

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Dentistanbul Diş Hastanesi Cerrahi ve Periodontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Korkud Demirel, "Ağız kokusu birden fazla nedenden kaynaklanabilir. Ancak yine de kaynağını öncelikle ağzın içinde aramak gerekir. Bu önemli sorun, hatta ciddi hastalıkların da habercisi olabilir. Ağız kokusu sosyal yaşamda bireylere çok sıkıntılı anlar yaşatabilmekte ve genellikle tedavi edilmektense bastırılmaya çalışılmaktadır. Halbuki ağız kokusunun tedavisi diş hekimi yardımı ile sanıldığından kolaydır" dedi.

Prof. Dr. Demirel, kokuyu bastırmak için kullanılan çok miktarda ürün nedeniyle ilaç, kozmetik ve çiklet sektöründe büyük harcamaların yapıldığına, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça yaygın olarak karşılaşılan bir sorun olan ağız kokusunun sosyal ve kültürel nedenlerle üzerinde fazla konuşulmadığına dikkat çekerek, "Kokunun bastırılması geçici bir çözümdür. Kokunun kaynağı tedavi edilmediği için de kişiler bu sorundan bir türlü kurtulamıyorlar" diye konuştu.

Korkmadan gülümseyin!

Güzellik kavramı görecelidir. Yüz güzelliği de göreceli olmakla birlikte gülmek tüm kişilerin günlük hayatlarında asla vazgeçemeyecekleri bir olgudur. Mutluluk, eğlence, arkadaşlık ortamları esprili ortamlar insanları neşelendirir ve gülümseme yüzümüzden eksik olmaz hatta kahkahalara boğulduğumuz anlarımız bile olur.

Bireysel ve sosyal ilişkiler de güler yüzlü insanların nekadar sevgi ve saygı gördüğü ve çalışma ortamlarına karşısındaki bireylere pozitif enerji yaydıklarına hepimiz tanık olur ve bu kişileri hep takdir ederiz. Ayrıca güler yüzlü ortamlarda çalışan insanlar ve kurumların başarılı olması üst düzeydedir.

Peki, Niçin Gülmekten Korkmaktayız?

1-Bireylerin sosyal,ailesel ya da işsel sorunlarından kaynaklanan etkenler.
2-Bireyin başarısız olması, başarılı olamama korkuları
3-Aile, eğitim hayatı ve çalışma hayatındaki edinilmiş ve yerleşmiş karakterler
4-Yüz güzelliği
5-Ağız ve Dişleri ile ilgili problemler v.s

Korkmadan gülümsemek yüz ve ağız bütünselliğinde düşünüldüğü zaman;

1-Diş
2-Diş etleri
3-Dudaklar
4-Çenelerin karşılıklı ilişkileri

Dişleri koruyan nano parçacıklar!

New York'taki Clarkson Üniversitesi'nden araştırmacılar, dişleri çürüklere karşı koruyan yeni bir yöntem geliştirdi. Bu yöntemle dişin yüzeyi silis nanoparçacıklarla oldukça duyarlı ve kusursuz bir biçimde cilalanıyor.


Bilim Teknik Dergisindeki habere göre araştırmacılar, yarıiletken endüstrisinde kullanılan cilalama teknolojisini diş yüzeyine uygulamayı başardılar. Cilalama sonrasında diş üzerinde kalan pürüz yalnızca birkaç nanometre (10-9 metre). Yani bir kum tanesinden 100.000 kez daha küçük.

Yeni yöntemle cilalanan diş, o kadar "kaygan" hale geliyor ki diş minesine zarar veren "kötü" bakteriler diş yüzeyine tutunamıyor. Böylece bakteriler, dişe zarar veremeden kolayca temizlenebiliyor.

Geçmişte dişlerin cilalanmasında silis parçacıkları kullanıldıysa da nanoölçekte parçacıkların kullanılması bir ilk.

Ekonomik kriz dişleri de vurdu!

Ekonomik krizin toplumun üzerindeki etkileri gün geçtikçe büyürken krizin kişilerin sağlığına olan etkileri de günden güne daha belirgin hale geliyor.

Krizin diş sağlığını da olumsuz etkilediğini, belirten Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı krizle birlikte bir çok kişinin normalden daha fazla stres altında kaldığını ve bireylerin uyurken farkında olmadan dişlerini gıcırdattıklarını belirtti.

Diş hekimlerinin Bruksizm adını verdikleri halk arasıdan diş sıkma, diş gıcırdatma olarak bilinen hastalığın genellikle uyku sırasında bilinçsizce yapılan dişleri sıkma veya gıcırdatma hareketi olduğunu ifade eden Kazandı, “bu alışkanlığa sahip kişilerin sabah uyandıklarında diş ve çene eklemlerinde ağrı hissettiklerini, diş sıkma ya da gıcırdatmanın en önemli sebebinin ise çağımızın hastalığı stres olduğu düşünülmektedir dedi. Ekonomik krizle sebebiyle bireylerdeki stres oranın artmasıyla diş gıcırdatma ve sıkma oranlarında da bir artış gözlenmektedir.” dedi.

Ağız ve diş bakımında yapılan hatalar

Ağız ve diş sağlığı konusunda farkında olmadan yaptığımız yanlışlar, kimi zaman telafisi çok zor sonuçlar doğurabiliyor. Buna karşın, toplumumuzda her konuda olduğu gibi diş bakımı konusunda da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek oldukça yaygın.

Dişleri beyazlatmak isterken başvurulan yanlış yöntemler nedeniyle sağlıklı ve sağlam dişler kaybedilebildiği gibi, söz gelimi “ağız kokusu herkeste olur” tarzında yanlış bir bilgi yüzünden tedavi edilebilecek bu sorundan kurtulmak akla bile getirilmez. Oysa ağız kokusu; çürük diş, diş eti hastalığı, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, sinüzit yahut üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanabilen bir ağız problemidir ve kişinin sosyal yaşam kalitesini düşüren bir etkendir.

Çocuklarda süt dişinin erken çekimi, yeni sürecek olan daimi dişlerde çapraşıklığa ve çene kemiği gelişiminde bozulmalara neden olacağı için, bu dişlere dolgu yapılması gerekirken, diş bakımı konusunda yeterli bir bilince sahip olmayan ebeveynler, nasıl olsa yeni diş gelecek diye çocuklarına dolgu yaptırmaya yanaşmazlar. Bu saydıklarımız, ağız ve diş bakımı konusunda yapılan onca yanlıştan sadece birkaçı.

90 yaşına kadar tek diş kaybetmemek mümkün

Dişhekimi Seyhan Ergin doğru bakım tekniklerini bilen insanların, 90 yaşına kadar kendi dişleriyle yaşayabileceklerini söyledi. Ergin, hiç diş problemi yaşamadan yaşlanmak isteyenlere tüyolar verdi.



Dişhekimi Seyhan Ergin doğru diş fırçası ve macunu seçimiyle ilgili sorularımızı yanıtladı:



* Doğru şekilde diş fırçalayarak, dişlerimiz hiç çürümeden yaşayabilir miyiz? Yüzde 100 değil ama büyük oranda evet. Çocukluktan başlayarak düzenli diş fırçalama alışkanlığı edinebilirsek, ömür boyu kendi dişlerimizle yaşayabiliriz. Yaşlanınca mutlaka protez yaptırmak gerektiğine dair yanlış bir inanış var. Protez kader değil. İnsanlar 70, 80, 90 hatta 100 yaşına kadar kendi dişleriyle yaşayabilir.



FIRÇA ORTA SERT OLSUN



* Diş fırçası seçerken nelere dikkat etmek gerekir? Sert olmamalı, orta sertlikte veya yumuşak kıllara sahip diş fırçaları kullanmalıyız. Tercihimiz; orta sertlikte kıllara sahip diş fırçalarıdır. Ayrıca, fırçanın ağza giren başının kişinin ağız yapısına uygun büyüklükte olması gerekir. Çok yumuşak fırçaları tercih etmiyoruz. Eğer kişinin diş taşı problemi varsa, çok yumuşak kıllı bir fırça etkin fırçalama yapmaz. Çok ince saplı fırçaları da tercih etmiyoruz. Belli kalınlıkta ve yumuşaklıkta olan fırça sapları, dişleri fırçalarken hareket kolaylığı sağlar. Yeni çıkan dil kazıyıcı özelliği olan fırçalar da kullanılabilir.

Diş etlerine de botoks yapılabilecek

Sadece dişlerinizin değil, dişetinizin de nasıl göründüğü önemli. Estetikte birçok alanda uygulanan botoks, pembe estetikle, güzel bir gülüşün önemli unsurlarından olan dişetlerinin güzel görünmesi konusunda da harikalar oluşturuyor. Sadece dişlerinizin değil, dişetinizin de nasıl göründüğü önemli. Estetikte birçok alanda uygulanan botoks, pembe estetikle, güzel bir gülüşün önemli unsurlarından olan dişetlerinin güzel görünmesi konusunda da harikalar oluşturuyor.



Diş Hekimi Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, dişetlerine botoks ile uygulanan pembe estetik hakkında merak edilenler hakkında bilgi verdi. "Diş etlerinin sağlığı, rengi ve seviyesi diş estetiğini tamamlar" diyen Dr. Kışlaoğlu, göze hoş gelen, uyumlu ve temiz bir gülüş sağlamanın ilk adımının diş ve dişeti uyumunu sağlamak olduğuna vurgu yaptı.



AĞRISIZ PEMBE ESTETiK



Diş Hekimi Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, pembe estetik adını verdiğimiz bölgede en çok karşılaştığımız sorunun, gereğinden fazla görünen dişetleri ya da asimetrik dişeti seviyeleri olduğunu söyledi. Dr. Kışlaoğlu şöyle devam etti: "Elbette bu durumu düzeltmeden estetik diş hekimliği uygulamasından bahsetmek imkânsızdır.

Çocuk diş sağlığı ile ilgili yanlış bilinenler

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Kesim,
"El yeteneği tam gelişmemiş çocuklarda daha etkin diş fırçalama işlemi için şarjlı veya pilli diş fırçaları kullanılabilir" dedi.



Prof. Dr. Bülent Kesim, genel vücut sağlığının ayrılmaz parçası olan diş sağlığı konusunda bazı yanlış uygulamaların yapıldığını belirtti. Özellikle çocukluk döneminde yanlış uygulamaların görüldüğünü, bunda kendi diş sağlığına önem vermeyen ebeveynlerin bilinçsizliğinin önemli rol oynadığını kaydeden Kesim, çocuklarda diş fırçası ve diş macunu seçiminin önem taşıdığını vurguladı.



Ebeveynlerin, çocuklar için üretilmiş kaliteli ve sağlıklı diş fırçalarını tercih etmesi gerektiğini belirten Kesim, şunları söyledi:

"Çocuklar için üretilen diş fırçaları, çocukların ağız yapısına uygun olduğu gibi, renk, koku, tat ve şekil olarak çocukların ilgisiniçekerek diş fırçalama alışkanlığının edinilmesine katkı sağlıyor. Ayrıca, 3 yaş altındaki çocuklarda yumuşak başlı diş fırçalarının kullanılmasına özen gösterilmelidir. 5 yaş altındaki çocuklarda el yeteneğinin tam gelişmemiş olabileceği gerçeği gözardı edilmemelidir. El yeteneği tam gelişmemiş çocuklarda daha etkin diş fırçalama işlemi için şarjlı veya pilli diş fırçaları kullanılabilir."

"Porselen Inley" ile daha estetik bir ağız!

“Inley” klasik dolguya alternatif olarak kullanılan, rutin ağız bakımı dışında farklı bir bakım gerektirmeyen, daha estetik ve daha sağlıklı bir tedavi yöntemi.

“Inley”in klasik dolguya alternatif olarak kullanılan, rutin ağız bakımı dışında farklı bir bakım gerektirmeyen, daha estetik ve daha sağlıklı bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya, diş çürükleri, tedavisi ve inley yöntemi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Dişler Neden Çürür?

Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya, ağzın normal florasında bulunan bakterilerin, diş yüzeylerinde biriken yiyecek artıkları ile beslenerek asit açığa çıkardıklarını, bu asitlerin, dişlerin mineral dokusunu çözerek diş minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olduğunu açıklıyor. Diş minesinde ortaya çıkan pürüzlenme, zamanla artarak diş yüzeyinde çukurcuklar oluşturur, diş çürüğünün ilk belirtisi, diş yüzeyinde oluşan tebeşir beyazı bir lekedir. Bu aşamada çürüğün durdurulabilir ve geri döndürülebilir olduğunu belirten Dr. Çankaya, beyaz lekenin, minenin hangi bölgesinde mineral kaybı olduğunu gösterdiğini, bir süre sonra mineral kaybının diş yüzeyinde bir delik açılacak şekilde büyüdüğünü açıklıyor. Kayıp devam ederse diş minesinin altındaki dentin tabakasının da bu durumdan etkileneceğini, bu dokunun mineye nazaran daha yumuşak olması sebebiyle çürümenin, yani diş sert dokusunun yıkımının hızlandığını da sözlerine ekliyor.

Pratik Diş Beyazlatma Yöntemleri

Gülümsediğinizde dişlerinizin yeterince parlak görünmediğinden endişelenip ağzınızı kapatmaya çalışmak yerine, pratik yöntemlerle dişlerinizi beyazlatmayı deneyebilirsiniz

Doğal diş beyazlatıcılar

Karbonat: Bilinen en popüler doğal diş beyazlatma malzemesidir. Dişleri beyazlatmasının yanı sıra ağızdaki bakterileri ve diğer mikroorganizmaları öldürür, ağızdaki plak tabakasını (diş taşı) temizler.

Sofra Tuzu: Karbonat kadar güçlü olmasa da, sofra tuzu da bilinen diş beyazlatıcılar arasındadır. Ağızdaki bazı mikroorganizmaları öldürür. Anti bakteriyel özellikleri olmasına karşın, tüm bakterileri temizlemez. Yoğun konsantrasyonlu kullanımlarda, diş eti iltihabındaki ödemi azaltıcı etkisi vardır.

Gliserin: Gliserinin fazla bilinmeyen anti bakteriyel etkisi vardır. Bakterilerin bulunduğu bir çözeltiye bir damla gliserin damlatıldığında, ortamdaki tüm mikroorganizma faaliyetlerinin durduğu görülmüştür.

Diş beyazlatma (Bleaching)

Top