ihya.org

Diş Sağlığı

Bazı diş çürükleri genetik mi?

Tıp literatürüne giren bir araştırma, diş çürüklerinin genetik bir yönü olduğunu da ortaya koydu.

KONYA’da Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde yapılan ve tıp literatürüne giren bir araştırma, diş çürüklerinin genetik bir yönü olduğunu da ortaya koydu.

Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Şengün, 110 kişi üzerinde gerçekleştirilen ‘Diş çürüklerinin genetik yönü’ adlı araştırmada, bugüne kadar bilinmeyen bir gerçekle karşılaştıklarını belirtti. Doç. Dr. Şengün, “Vitamin D reseptör geni ile diş çürüğü arasında bir bağlantı olduğunu tespit ettik. Bu genin bozukluğu diş çürüklerine yatkınlığı artırıyor. Böylece diş çürüğünün genetik bir yönünün olduğunu da ortaya koyduk. Bu durum genetik olarak diş çürüğüne yatkın olan bireylerin ‘bu bir kader’ diye bakmayıp, önceden bu yatkınlık tespit edilen bireylerin daha fazla koruyucu önlemler alması açısından oldukça önlemli bir bulgudur” dedi.

Kalp hastalıklarının 7’de 1’i diş kaynaklı

Kayseri Diş hekimleri Odası Başkanı Umut Kural, kalp hastalıklarının 7'de 1'inin diş kaynaklı olduğunu söyledi. Türkiye'de ağız ve diş sağlığına yeterince önem verilmediğini, bunda sağlık politikasının etkisinin büyük olduğunu ifade eden Başkan Umut Kural, "Türkiye'de, istisnalar dışında 70 milyon insanın ağız ve diş sağlığı sorunu var. 6 ayda bir dişhekimine giden yok. Türkiye toplumunun yüzde 99'nun acil diş tedavisine ihtiyacı var" dedi.

Dişhekimleri Odası Başkanı Umut Kural, "Gebelikte ağız diş sağlığı hormonal olarak bozuluyor. Bu bağlamda gebeler çocuklar, yaşlılar ve sistematik hastalığı olanlar, romatizma ve kalp hastalığı olanlarda, diş hastalığı daha tehlikelidir. Ağız ve diş bölgesinde oluşacak bir mikrop veya orada alevlenecek mikroplu bir iltihap, daha ciddi problemler doğurabilir. Bu gruptakilerin dişine daha fazla özen göstermesi lazım. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş kaynaklıdır. Hastaneye gittiğinde hastalığın köküne kadar inilemiyor. Köküne kadar inildiğinde bunun kaynağının diş olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bilimsel rakamdır. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş orijinlidir. Hastaları hekime gitmeye alıştırmalıyız" diye konuştu.

Ağız Kokusunu Önlemenin Pratik Yolları

Birçok kimsenin kendilerine olan güvenlerini yitirmesine neden olan ağız kokusundan kurtulmak hiç de zor değil.

Maydanoz nefesinizi doğal olarak tazeler sadece tam olarak çiğnediğinizden emin olun. Maydanoz sadece salatada kullandığımız yeşillik değildir aynı zamanda da bir nefes temizleyicidir.

Aynı zamanda mutfağınızda bulunan bazı doğal otlar ve baharatlarda doğal nefes tazeleyicilerdir. Mesela tarçın gibi.

Soğan, sarımsak, acı biber, sarımsak, salam, sucuk, pastırmadan kaçının. Aynı zamanda bazı peynirlerden (rokfor gibi), bazı balıklardan hatta pizzanın üstündeki ançuezden bile uzak durun.

Kahve, bira yerine su veya meyva suyu için.

Kötü nefesinizi hissettiğiniz anda karanfil, zencefil ve anason çiğneyebilirsiniz.

Dişlerinizle beraber dilinizi de fırçalamayı ihmal etmeyin. Bir şeyler yedikten sonra hemen dişlerinizi fırçalayın. Bu yediğiniz yemeklerle ilişkilendirilen kokuları uzaklaştırır.

Burnunuzdan nefes almaya çalışın. Ağızdan nefes almak kuru bir ağza neden olur ki bu kötü kokuya neden olan bakterilere zemin hazırlar.

Yeşil Çay Diş ve Dişetlerinin Dostu

Uzmanlar, düzenli yeşil çay tüketiminin diş ve dişetlerinin sağlıklı olmasını sağladıklarını belrtiyor.

Newkarela isimli web sayfasında yer alan habere göre, yapılan bir çalışmada 940 erkeğin dişeti sağlığı analiz edildi ve düzenli olarak yeşil çay içen erkeklerin dişetleri daha az içenlere oranla daha sağlıklı olduğu tespit edildi.

Amerikan Periodontoloji Akademisi'nin resmi yayını olan Periodontoloji dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından biri olan ve Japonya'daki Kyushu Üniversitesi'nde görevli Dr. Yoshihiro Shimazaki, "Yeşil çayın sağlığa yararı uzun süre zihinlerde tartıldı. Meslektaşlarımla beraber yeşil çay tüketiminin dişeti sağlığı üzerindeki etkisini araştırdık. Özellikle dişeti sağlığı ile genel sağlık arasındaki bağlantı üzerinde etkisini dikkate aldık" dedi.

Yeşil çayın içerisindeki katesin maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı oluyor.

Dişeti hastalığı, dişetlerini ve dişlerin kemik desteğini etkileyen kronik inflamatuvar hastalıktır ve diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi diğer hastalıkların ilerlemesiyle bağlantılıdır.

Sağlıklı dişler için 5 altın kural

Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, ilerleyen yaşla beraber çoğu insanın dişlerini kaybedeceği korkusu yaşadığına dikkat çekti. Kazandı, alınacak bir kaç basit önlemle bunu önlemenin mümkün olduğunu söyledi. Diş Hekimi Kazandı, "İlerleyen yaşla beraber insanların çoğu dişlerini kaybedeceklerini düşünürler ama bu şekilde olmak zorunda değil. Bunun için basit birkaç öneriye uymanız gerekiyor." dedi.

Kazandı, sağlıklı dişler için alınması gereken önlemleri; düzenli diş fırçalama, kişinin kendi ağızını kendinin kontrol etmesi, diş hekimine gitme, sigaradan uzak durma ve yemekten sonra bir bardak su veya süt içme olmak üzere 5 başlık altında topladı.

Günde 2 defa diş fırçalamak ve bir defa diş ipi kullanımının sağlıklı bir ağzın anahtarı olduğunun altını çizen Kazandı, çocuk yaşta kazanılacak bu alışkanlıkla bireylerin ilerleyen yaşlarda sıkıntı yaşamayacaklarını ifade etti. Kazandı, diş fırçasının çok sert olmaması, fırçayla dişleri aşındıracak kadar baskı uygulanmaması gerektiğini kaydetti. Birçok bireyin dişlerinin beyazlaması için diş fırçasını bastırarak kullandığını belirten Kazandı, bunun son derece yanlış olduğunu, diş beyazlatmanın aksine dişlerde aşınmalara neden olduğunu vurguladı.

Yıldızların Gülüşlerindeki Parıltının Sırrı

İşte starların gülüşüne sahip olmak için uygulanabilecek tedaviler ve kusursuz dişlerin sırları...

Porselen Vener;

Hemen hemen hepimizin aklına bu kadar kusursuz gülüşlere nasıl sahip oldukları, doğal dişlerinin nasıl bu kadar güzel olabildiği gelir. Oysaki onların bu kadar çarpıcı gülüşlerinin arkasında estetik diş hekimliği vardır. Starların birçoğunun sıralı olmayan, çarpık, ayrık, renkleşmiş dişleri için tercih ettiği yöntemin venerler olduğunu belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı porselen venerlerin dişinizin yüzeyinin çok az bir miktarda aşındırılmasıyla diş yüzeyine yapıştırılan tırnak kalınlığında ince porselenler olduğunu, bu uygulamayla bireylerin 4-7 gün gibi kısa bir süre de Hollywood starları gibi mükemmel gülüşlere sahip olunabileceğini söylüyor.

Yaşlılara diş bakımı önerileri

Yaşlılıkta diş bakımı yaparken doğru yöntemleri uygularsanız uzun yıllar ağız sağlığınızı koruyabilirsiniz. Bu nedenle; akşam uyumadan önce protezlerinizi çıkarıp soğuk suya bırakmayı, protez temizleme tabletleri ve dişi ipi kullanmayı ama en önemlisi de diş hekiminize altı ayda bir uğramayı ihmal etmeyin!

Akıp giden yıllar dişlerimizde bazı değişikliklere neden olsa da, ağız sağlığının bozulması, aslında yaşlanmanın doğal bir sonucu değil. Örneğin; diş bakımına özen gösteren, diş hekimine düzenli olarak giden yaşlı birinin dişleri, yarı yaşındaki bir gencinkinden çok daha sağlam ve sağlıklı olabilir!

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Mihmanlı, yaşlılıkta dişlerde meydana gelebilecek değişimleri ve ilerleyen yıllarda dişlere uygulanması gereken bakım yöntemlerini anlattı:

Horlama Mutluluğu Bozuyor

Uzmanlar horlamanın ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekerek mutlaka tedavi edilmesini önerdiler.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tıp Fakültesi Uyku Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Kemal Adalı, "Horlama yaşamı tehdit eden bir şey değil, ama mutluluğu tehdit ediyor. Horlama yüzünden yatağını ayıran eşler biliyoruz" dedi.

Prof. Dr. Adalı, TÜ Turizm ve Otel İşletmeciliği Uygulama Merkezi Toplantı Salonu'nda düzenlenen "Uykunun Hayatımızdaki Yeri ve Uyku Bozuklukları" panelinde yaptığı konuşmada, uyku sırasında vücudun işlevlerinde, beyin dalgalarından solunum yolundaki dirençlere kadar çeşitli değişiklikler olduğunu söyledi.

Fazla diş macunu kullanmayın!

Diş hekimi Sadettin Pay, aşırı kullanılan diş macunun ağızdan tamamen temizlenmesinin mümkün olmadığını belirterek "Fazla macun içeriği sebebiyle diş etlerinin erimesine sebep oluyor" dedi.

Ağız ve diş sağlığı konusunda bazı doğru bilinen yanlışlar olduğunu ifade eden Pay, fazla macunun dişleri daha iyi temizlemediğini, aksine diş etlerine büyük zarar verdiğini söyledi.

Ağız ve diş temizliğinin hem hijyen hem de estetik bakımından çok önemli olduğunu kaydeden Pay, şu uyarılarda bulundu: "Bu konuda ciddi hatalar yapılıyor. Çok diş macunu kullanıldığında dişlerin daha iyi temizlendiği sanılıyor. Dişleri macun değil, fırça temizliyor, macun temizliği kolaylaştırıyor. Diş macunu yeteri kadar kullanıldığında faydalı oluyor. Çok kullanıldığında ize diş etlerine büyük zarar veriyor, diş etlerini eritiyor. Bu da hem estetik açıdan kötü bir görüntü hem de ağız sağlığını tehdit ediyor."

Ağız kokusuna karşı dilinizi de fırçalayın

Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal “Ağız kokusunun nedenleri ve önlemenin yolları” hakkında bilgi verdi.

Sağlıklı bireylerde sabah uyandığında ağızda çirkin bir koku bulunabilir. Bu hoş olmayan ağız kokusu günümüzde gelişmiş toplumlar da dahil olmak üzere bireylerde oldukça sık rastlanılan bir durumdur. Anormal ağız kokusu, sebep olduğu sosyal problemler yanında biyolojik problemlere de neden olabilir. Anormal ağız kokusu bireylerin sosyal yaşantılarında kendilerine olan güvenlerinin kaybedilmesine yol açabilmektedir.

Ağız bakımınıza özen gösterin

En önemli neden ağız hijyeni olduğundan, dil sırtında yerleşik olan bakteriyel birikimleri ortadan kaldırmak önemlidir. Bu nedenle birikim gösteren bakterileri kazıyıcı bir alet ile dil sırtının kazınması oldukça önemlidir. Ayrıca antiseptik gargaralar bakterilerin yeniden birikip çoğalmalarını engelleyebilir. Sakız çiğnemek salyanın debisini ve yapışkanlığını artırarak, dil sırtına yıkama etkisi oluşturur ve bakteri çoğalmasını kısmen engeller.

Diş Fırçalamak Kalbi Koruyor

Yapılan araştırmalara göre, dişleri düzgün şekilde fırçalamamak kalp krizi riskini %50 oranında artırıyor.

İngiliz diş hekimleri derneği, dişlerin günde iki kez fluorid içeren diş macunu ve yumuşak veya orta sertlikte fırça ile fırçalanması gerektiğini bildiriyor...

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, dişleri düzgün şekilde fırçalamamak kalp krizi riskini %50 oranında artırıyor.

Daily Telegraph'ın haberine göre, ağızda bulunan bir bakteri kalp krizi riskini %50 oranında diğer bir çeşit bakteri de %35 oranında artırıyor.

Daha önce yapılan araştırmalar da dişeti çekilmesinden kaynaklanan iltihaplanmanın kan damarlarını etkileyebileceğini ve atardamarlar üzerinde kolesterol benzeri tabakalar oluşturabileceğini göstermişti.

Diş çürükleri anneden çocuğa bulaşabilir

Çocuklara bakteri bulaştırmamak için neler yapmak gerkiyor?

Çok bileşenli bir enfeksiyon hastalığı olan diş çürüğü, bulaşıcı bir nitelik taşıyor. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu doğduklarında bebeklerin ağız ortamlarının çürük yapıcı bakteri içermediğini, bu bakterilerin bebek dişlerini sürmeye başladığında oluştuğunu belirtti.

TAŞIYICI OLMAYIN

Çürük yapan bakterilerin baba ve özellikle de anneden çocuklara bulaştığını belirten Çağdaş Kışlaoğlu, 1-2.5 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlıklarından ailelerinin sorumlu olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğa bakteri bulaşmaması için anne, bebeğini beslerken kaşık, emzik ve biberon gibi araçları kendi ağzıyla temasta bulundurmadan kullanmaya özen göstermelidir. Aksi taktirde anne, çürüğe yol açacak organizmaları kendi ağzından bebeğinin ağzına aktarır.” Anne-babaların, çocuklarını herhangi bir sorun olsun ya da olmasın her altı ayda bir diş hekimine kontrole götürmeleri gerektiğini belirten Kışlaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

ŞEKERİ ÖLÇÜLÜ VERİN

Hamilelikte ağız ve diş bakımı

Her doğumda bir diş kaybedilir düşüncesi şehir efsanesi mi? İşte cevabı

'Ağız ve diş sağlığı konusunda farkında olmadan yaptığımız hatalar, kimi zaman telafisi çok güç sonuçlar doğurabiliyor. Buna rağmen, toplumumuzda her konuda olduğu gibi diş bakımı konusunda da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek oldukça yaygın. Ağız sağlığına özellikle dikkat edilmesi gereken bir dönemde yani hamilelikte başvurulan yanlış yöntemler sebebiyle bazen sağlıklı dişler bile kaybedilebiliyor.

Her hamilelik bir diş kaybettirir' düşüncesi yüzünden çürük dişe razı gelmek, hamileyken diş taşı temizliği yaptırmamak, ağrı yapsa bile çürük dişi tedavi ettirmemek, gebelikte ağız gargarası yapmamak hamilelik döneminde ağız ve diş bakımında yaygın olarak yapılan hataların başında geliyor.

Diş Hekimi Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, hamilelikte ağız ve diş bakımında doğru bildiğimiz yanlışlar ya da yanlış bildiğimiz doğruları şöyle sıraladı:

* Her hamilelikte bir diş kaybedilir: YANLIŞ

Dişlerimizi Korumanın Yolları

İdeal ağız ve diş bakımı için sadece diş fırçalama ve diş ipi kullanımından daha fazlası gereklidir.

İlerleyen yaşla beraber insanların çoğu dişlerini kaybedeceklerini düşünür, ama bunu önlemek kişinin elindedir.

Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı, bu önerileri sıraladı:

1. Ağız sağlığını korumanın en önemli üç elemanı: Diş fırçası, diş macunu ve diş ipi

Ağız hijyeninin olmazsa olmaz en önemli üç bakım elemanı diş fırçası, diş macunu ve diş ipidir. Günde iki defa diş fırçalamak ve bir defa diş ipi kullanımı sağlıklı bir ağzın anahtarıdır. Bu alışkanlık çocuk yaşta kazanılırsa bireyler ilerleyen yaşlarda da sıkıntı yaşamaz.

2. Ağzınızı düzenli olarak kontrol edin

Dişhekimi Korkusu (Dentafobi)

Bazı kişiler için dişhekimine gitmek çok çekindikleri hatta korktukları bir durumdur. Bunun nedeni daha çok geçmişte (özellikle çocuklukta) yaşanan kötü tecrübeler veya kötü izlenimlerdir.

İğne korkusu

Çoğunlukla da bu endişenin temelinde iğneye ve acıya karşı duyulan korku vardır.

Gelişen teknoloji hastaların ağrı duymaması için bir çok alternatif sunmaktadır. Bu nedenle günümüzde hastalar pek ağrı ile karşılaşmamaktadır. Örneğin teknolojinin gelişmesiyle dişhekimliğinde anestezi amacıyla kullanılan iğnelerin uçları bir milimetreden daha az çapları olacak şekilde (0.35-0.40 mm) yapılmaktadır. İğnenin çapının çok ince olması nedeniyle hasta çoğu zaman iğneyi hissetmemektedir. Fakat yinede endişelenen hastalar için iğne yapılmadan önce sprey şeklindeki yüzeysel anestezikler kullanılarak iğnenin hiç hissedilmemesi sağlanabilir.

Ağrısız bir tedavinin ilk şartı ; anestezidir. Bu nedenle iğneden korkan kişiler gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç hissetmeyecekleri bir işlemden - yani anesteziden - kaçarak çok daha fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşayabilirler.

Top