ihya.org

göz sağlığı

Renk Körlüğü Nedir?

İnsanın kendi vücuduna ait bilgileri ve çevresine ait haberleri algılayabilmesi, duyu organları vasıtasıyla olmaktadır. Duyu organlarına ulaşan çeşitli tiplerdeki enerji şekilleri, öncelikle duyu organlarında yer alan reseptör (alıcı) hücreleri tarafından aksiyon potansiyelleri ismi verilen özel elektrik sinyallerine çevrilir. Reseptörlerde başlayan bu aksiyon potansiyelleri sinirler yoluyla beyinde ilgili bölüme iletilirler. Beyne iletilen aksiyon potansiyeli sinyalleri de uyarıcı enerji şekline göre çeşitli duyular olarak algılanır.

Duyu reseptörleri tarafından aksiyon potansiyellerine dönüştürülen enerji şekilleri arasında mekanik (basınç, temas), ısı, elektromekanik (ışık), enerjileri ve kimyasal enerjiler (koku, tat, kanın O: ve CO2'si) sayılabilir.

Bir reseptörün duyarlı olduğu enerji şekline onun uygun uyaranı denir. Örneğin gözdeki ışık enerjisine duyarlı görme reseptörleri için uygun uyaran, ışık enerjisidir.

Refraksiyon (Kırma) Kusurları ve Düzeltme Yöntemleri

Kırılma kusuru nedir?

1. Miyopi
2. Hipermetropi
3. Astigmatizma
4. Presbiyopi

Odaklanan ışığın görmemizi sağlayan retina tabakasının önüne veya arkasına düşmesi sırasıyla miyopi ve hipermetropi olarak adlandırılan görme kusurlarına yol acar. Kornea adını verdiğimiz saydam tabakanın dikey ve yatay ekseni arasındaki kırma dereceleri arasında bir fark varsa bu durum da astigmatizma adı verilen kırma kusuruna sebep olur.

Miyopinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (radyal keratotomi, excimer laser, LASIK) uygulanabilir. Hipermetropinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (Termokeratoplasti, excimer laser vb) kullanılabilir. Astigmastizmanın düzeltilmesinde gözlük, torik yumsak kontakt lensler, gaz geçirgen kontakt lensler, ve refraktif cerrahi yöntemler kullanılabilir.

Miyopi

Gözün belirli bir uzaklığın ötesindeki nesneleri odaklayamamasına miyopluk denir.
Hipermetrop gözde, göz küresinin ön-arka çapı normalden kısa olduğu ve mercek eğriliğini (kırma gücünü) belirli bir sınırın ötesinde arttıramadığı için nesneleri odaklayamaz.

Orbita Hastalıkları Nelerdir?

Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.Armut şeklinde geriye doğru daralır . Tepesinde optik sinirin geçtiği foramen optikum vardır.

Orbita duvarları 7 adet kemikten yapılmıştır:

Etmoid,frontal, lakrimal, maksiller, palatin, sfenoid, zygomatik kemiklerdir.

Yer yer kemik yapılar laminer şekilde inceldiğinden komşu doku hastalıkları orbitaya uzanabilir yada tam tersi orbitada gelişen olaylar çevre dokulara yayılım gösterebilir.Paranasal sinuslar ve burun boşluğu ile komşuluğu bu açıdan önemlidir. Orbita duvarlarının en ince olduğu bölge lamina paprycea bölgesidir. Bu nedenle ethmoid sinus enfeksiyonları özellikle çocuklarda orbitaya kolayca ulaşabilir.

Glandula lakrimalis üst temporal kadranda frontal kemiğin fossa lakrimalisinde yerleşmiştir.

Orbita tabanı : Maksiller sinüs ile,
Medial duvarı: Önde burun boşluğu ile geride ethmoid, sfenoid sinüsler ile ,
Orbita tavanı: Frontal sinus, ön kranial fossa,
Lateral duvarı: Orta kranial ve temporal fossa ile komşudur.

Orbita duvarında önemli yapıların geçtiği açıklıklar vardır.

Kornea Hastalıkları ve Kornea Nakli

Kornea, gözün en ön kısmında bulunan saydam dokudur ve gözün en önemli kırıcımerceğidir. Korneanın saydamlığı birçok hastalık tarafından bozulabilir. Bu hastalıklar doğuştan, genetik kökenli veya mikrobik olabilir. Keratokonus gibi bazı hastalıklar ise korneanın şeklini değiştirirler. Bu hastalıkların tamamında korneanın saydamlığı kalıcı olarak bozulur ve hastanın tekrar görmesini sağlamak amacı ile ölen bir kişinin gözünden alınan kornea dokusu ile değiştirilir. Dünya Göz Hastanesi kornea nakli konusunda Türkiye?nin önde gelen kuruluşudur.

Kornea Nedir?

Kornea, gözün en önünde yeralan ve görme işlevinde büyük rolü olan gözün saydam tabakasıdır. Saydam, avasküler bir dokudur. Duyu sinirlerinden çok zengindir. Santralda sferik(küresel) bir yapıdadır. Kalınlığı merkezde 0.5-0.6 mm'dir,perifere doğru kalınlaşarak 0.9 mm'ye ulaşır.

Korneanın Yapısı

Kornea anatomik olarak 5 tabakadan oluşur.

- Epitel Tabakası

Kolobom (Coloboma) Nedir?

Kolobom; gözle ilgili herhangi bir oluşumun (göz kapağı, retina,iris gibi) doğumsal gelişim kusurudur. Genelde yarık şeklinde kendini gösterir. Gözün embriyolojisinde 4 haftalık fötus evresinde, gözü oluşturmak üzere ön beyinden çıkıntı yapan parçacık, gözün küresel bir yapıya dönüşmesi için kendi içine çökerek birleşir. Bu kapanma (birleşme) kusurları kolobom olarak bilinir. Durumun ağırlığına göre retina, makula, optik sinir, koroid, lens, iris, kapak kolobomu tekil olarak veya birkaçı bir arada ortaya çıkabilir. Ancak olay herzaman gözlerde belirgin bir yarık şeklinde algılanmamalı, göze ait herhangi bir oluşumun gelişiminin tam olarak tamamlanmadığı şeklinde algılanmalıdır.

Koloboma neden olarak ailevi geçiş kesin bir neden olarak saptanmamıştır ancak, hastalıkların belirli kromozomal hastalıklarla ilgili olduğu bilinmektedir. Schmid Fraccaro sendromu, Trisomy 18 (E- sendromu) gibi kromozomal hastalıklarda kolobom meydana gelebiir.

Sebebi açıklanamayan tüm doğumsal anomalilerde olduğu gibi, ailevi risk olup olmadığı dikkatlice araştırılmalıdır.

Kolobomun etkileri hastalığın şiddetine ve problemin yerine bağlı olarak değişir. Açıklık genelde gözün alt kısmındadır.

Keratokonus Nedir?

KERATOKONUS NEDİR ?

Gözün en önünde yer alan ve bir kubbe bombeliğinde olması gereken saydam tabakanın bombeliğinin bozulması ve konik şekil almasıdır. Yani keratokonus, "konik şekilli kornea" anlamındadır. Normalde yuvarlak şekilli olan korneanın konikleşmesiyle görme azalır.

KERATOKONUS'DA GÖRME NEDEN AZALIR ?

Keratokonus hastalığında korneanın şeklinin bozulması, deforme olması, gözde oluşan görüntünün de deforme olmasına, görme netliğinin ve kalitesinin bozulmasına ve görme derecesinin azalmasına neden olur.

KERATOKONUS'DA İLK BELİRTİ NEDİR ?

Keratokonuslu gözlerde, başlangıçta astigmat denilen görme bozukluğu ortaya çıkar. Bu, genellikle miyop-astigmat türündedir. Hastalığın ilerlemesi ile birlikte göz gittikçe daha fazla miyop ve astigmat olmaya başlar, özellikle astigmatizma çok ilerler, kornea (saydam tabaka) giderek öne doğru konikleşir ve incelir, düzensiz bir şekil alır. Bu şekil bozukluğuna paralel olarak da gözlükle düzeltilemeyen bir astigmatizma oluşur.

KERATOKONUS'UN NEDENİ BİLİNİYOR MU ?

Keratokonusun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik bir yönü mevcuttur. Keratokonus bir anlamda, korneanın dejeneratif bir hastalığıdır.

Kataraktın Tedavisi

Katarakt ve Tedavisi

Kataraktın kelime anlamı "hızla aşağı doğru akan su" ya da başka bir deyimle "çağlayan" dır. Bu benzetmenin ilk kullanımı 11. yüzyıla kadar dayanmakta olup, arapça aynı anlama gelen “nuzul-el-ma” kelimesinin latince ifade edilmesiyle ortaya çıkmıştır, halkımız arasında da yine aynı benzerlikten dolayı “ak su” ifadesi kullanılmaktadır.

Katarakt hastalığı, saydam olan göz merceğinin bu saydamlığını yitirmesi ve gözbebeğinden normalde alınan siyah reflenin, yerini opak-beyaz refleye bırakması ile karakterizedir. Tarih boyunca, bu beyaz refle, hızla akan suyun aldığı renge benzetilerek “katarakt” terimi kullanılmıştır, halen de tüm dünyada aynı ortak bir terim kullanılmaktadır.

Kataraktla birlikte renkler canlılığını kaybeder, görme azalır :

İris İltihabı Nedenleri

Sıklıkla genç erişkinlerde görülür ve vakaların çoğunda neden frengidir. Kornea yaraları, şeker hastalığı, romatizma, diş apseleri ve burun iltihapları da iritis nedenleri olabilir.

Belirtileri:

Gözde şiddetli ağrı duyulur. Göz aşırı sulanır ve kızarır. Hasta, parlak ışığa bakamaz. Korneanın rengi bulanıklaşır ve gözbebeğinin ışığa karşı refleksleri düzensizleşir.

Seyri:

Gözbebeğinin refleksleri zamanla tamamen kaybolur ve görme iyice bulanıklaşır. Böyle bir kriz birkaç hafta sürebilir.

Tedavi:

Nedene yöneliktir. Dinlenme, camları koyu renkli gözlük kullanılması, fazla okumaktan kaçınılması salık verilir. Ayrıca, göze ılık pansuman yapılır ve ağrı giderici ilaçlar verilir. Atropinli damlalar ya da merhemler kullanılır.

Göz Yaralanmalarında İlkyardım

Görme organımızdaki yaralanmaları birkaç başlık altında inceleyebiliriz:

1- Yaralanmalar:

* Korneada yabancı cisim bulunması (göze yabancı cisim kaçması)

* Göze yabancı cismin batması

* Yırtılmalar

2- Yanıklar:

* Kimyasal yanıklar

* lsı (termal) yanıkları

* Işın yanıkları

1- YARALANMALAR:

Göze yabancı cisim kaçması: Yabancı cisim ( toz, kirpik vb) kornea üzerindedir veya gözkapağı altındadır. Bu durumda göz temiz su ile yıkanır. Eğer cisim göz kapağının altındaysa, göz kapağı ters çevrilerek pamuklu çubukla uzaklaştırılabilir.

Yabancı cisim batmışsa: Genel kural burada da geçerlidir: Batan cisimler çıkarılmaz, sabitlenir. Üzeri koni biçiminde bir malzeme (veya bardak) ile kapatılır.Gözler birlikte hareket ettiğinden sağlam göz de kapatılmalıdır.

Yırtılmalar: Yaralı göz hemen steril gazlı bezle kapatılır, sağlam gözde kapatıldıktan sonra en kısa sürede hastaneye götürülmelidir.

2- YANIKLAR:

Göz Tümörleri Nelerdir?

Tümör, kitle manasına gelen bir terimdir. Halkımız arasında tümör denince kanser akla gelmektedir. Ancak tümör daha geniş kapsamlı bir tabir olup iyi huylu kitleleri de içerir. Göz bölgesinde iyi huylu kitlelere çok sık rastlanır. Bunların bazıları kesin tanı için bazıları da estetik kaygılarla çıkarılırlar. Bazısı ise takibe bırakılabilir. Fakat kötü huylu bir tümörden şüpheleniliyorsa estetik kaygıların ikinci plana bırakılarak tedavi planının yapılması gerekir. Aşağıda göze ait iyi ve kötü huylu tümörleri konumlarına göre inceleyeceğiz.

Göz kapağı tümörleri

Nevus

Halk arasında "ben" olarak bilinir. Göz kapağı nevusları sık görülen iyi huylu tümörlerdendir. Doğumda daha açık renklidirler, zamanla koyulaşırlar. Nadiren kötü huylu bir tümöre dönebilirler. Görünüş bozukluğu yapan veya kötü huylu tümör şüphesi uyandıran nevuslar cerrahi olarak çıkartılır.

Siğil (verrü)

Daha çok kapak kenarında olurlar, saplı ya da sapsızdırlar. Virüslerden ileri geldikleri düşünülmektedir. Cerrahi olarak kolayca alınabilir.

Moluskum kontagiozum

Göz Tembelliği Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Göz Tembelliği Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Göz tembelliği erken çocukluk çağında ortaya çıkan ve bir gözün yeterince görememesi şeklinde tanımlanabilecek bir durumdur. Göz tembelliğine her 100 kişiden 3’ünde rastlanmaktadır. Göz tembelliği ancak küçük yaşlarda tespit edilebilirse tedavi edilebileceğinden ebeveynlerin bu konuda son derece hassasiyet göstererek erken yaşlarda çocuklarının göz muayenesi olmalarını sağlamaları gerekmektedir.

Normal Görme Nasıl Gelişir?

Bebekler doğduklarında ancak belirli oranlarda görebilmektedirler. Gözlerini kullandıkça görme potansiyelleri artmaktadır. İlk 9 yaş içinde görme sistemi tam olarak gelişmekte ve daha sonra belirgin bir değişiklik olmamaktadır. Eğer bir göz tüm düzeltmelere rağmen tam kapasiteli göremiyorsa bu durum kişinin hayatında olumsuz bazı etkilere yol açar. Mesela bazı mesleklerde (askerlik, pilotluk gibi) göz tembelliği olanlar yer alamazlar.

Göz Muayenesi Ne Zaman Yapılmalıdır?

Göz Kapağı ve Konjonktiva Hastalıkları Nelerdir?

Hiperemi (Kanlanma) :

Çeşitli göz hastalıklarında ortaya çıkabilen konjonktival hiperemi, klinik olarak yüzeyel ve derin hiperemi olmak üzere iki tipte gelişebilir.

Yüzeyel hiperemi, konjonktivanın göz kapaklarından gelen yüzeyel damarlarının dilatasyonudur. Daha çok konjonktiva hastalıklarında ortaya çıkan bu tip hipereminin özellikleri, açık renkli olması, konjonktiva ile birlikte dilate damaarların hareket etmesi ve bası ile solmasıdır. Hipereminin şiddeti fornikslerden limbusa doğru gittikçe azalır.

Derin hiperemi ise, konjonktivanın derinden gelen ön silier damarlarının dilatasyonudur. Daha çok kornea, uvea, sklera hastalıkları ve akut glokom krizinde ortaya çıkan bu tip hiperemi koyu kırmızı renklidir, damarlar konjonktiva ile birlikte hareket etmez ve hiperemi basmakla solmaz. Şiddeti limbustan fornikslere doğru azalır.

Bazı hastalıklarda iki tip hiperemi bir arada bulunabilir.

Hemoraji (Kanama) :

Göz Hastalıkları Nelerdir?

: : : YAKINI GÖREMEME

Gözlerimiz kırklı yaşlara kadar hem uzağı hem de yakını net bir şekilde görebilme yeteneğine sahiptir. Fakat bu yaşlardan sonra yakını görme özelliği gittikçe bozulur. Bu nedenle bu dönemden sonra yakını görmek için gözlük kullanmak gerekir.

Miyopisi olan hastalarda yakını görme sorunu daha geç yaşlarda başlayabilir. Bazı katarakt tiplerinde yakını görme bozukluğu olan hastalarda geçici düzelmeler olabilir.

Tedavide yaygın olarak gözlük kullanılmaktadır. Gözlük dışında bazı cerrahi yöntemler uygulanmaktaysa da henüz çok başarılı olmayıp yaygınlaşamamışlardır. Lazer tedavileri içinde aynı şeyler geçerlidir. Kontakt lensler tedavi de kullanılabilecek diğer bir alternatiftir.

Yakını görememe bir hastalık olmayıp her sağlıklı insanı, ileri yaşlarda etkileyen doğal bir süreçtir olarak düşünülebilir.

: : : GÖZ AĞRILARI

Göz ağrıları sık karşılaşılan şikayetlerden birisidir. Göz hastalıkları dışında sinüzit, stres, yüksek tansiyon, migren gibi hastalıklar gözü etkileyen ağrılara yol açabilir.

Sebepleri :

Glokom (Göz Tansiyonu) Tedavisi

Glokom, göz içi basıncından görme sinirinin zarar görmesi ile karakterize bir hastalıktır. Görme sinirini oluşturan liflerin, basıncın etkisi ile yavaş yavaş harap olmasına bağlı olarak görme alanı daralmaya başlar. Zamanında teşhis ve tedavi yapılmadığı taktirde, sinir liflerindeki hasarın geri dönüşsüz olması nedeniyle, görme alanının ileri derecede kaybı ve hatta körlük kaçınılmazdır. Glokom önemli bir halk sağlığı sorunu olup, gelişmiş ülkelerde, körlüğün ikinci en sık görülen nedenidir. 35 yaş üzerindeki her 50 bireyden yaklaşık olarak birinde glokom mevcuttur.

İleri yaş glokomu ağrısızdır, sinsidir !

Episklerit Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Göz küresinin dış kısmı birkaç bölümden meydana gelmiştir. Sklera göz küresinin çoğunu kaplayan sert doku tabakasıdır. Gözün akı olarak söz edilen kısım sklera ise episklera ile kaplıdır. Bu doku sklera ile dış zar (konjonktiva) arasında bulunan şeffaf dokudur. Bazen sklera veya episklera iltihaplanabilir.

BELİRTİLERİ:

-Bir veya her iki gözde ağrı

-Gözde parça halinde kızarıklık

-Bulanık görme

Episkleranın iltihabı en büyük sıklıkla genç yetişkinlerde ortaya çıkan hafif ve lokalize bir enfeksiyondur. Sklera iltihabı daha az görülen ve daha ciddi bir rahatsızlıktır. Sıklıkla belirli otoimmün rahatsızlıklarla (romatoid artrit gibi) veya iltihaplı bağırsak hastalığıyla bağlantılı düşünülür. Sklerit en fazla 30 ile 60 yaş arasındakilerde görülür.

TEŞHİS

Top