ihya.org
Tetkik ve Tahliller
4D Ultrason (3 boyutlu ultrason)
Ultrason cihazlarının icadı kadar ilgi çeken bir başka yenilik ultrasonla üç boyutlu görüntü yönteminin geliştirilmesi oldu. Bu cihazlarda görülen üç boyutlu görüntüler sadece aileler için değil doktorlar için de çok etkileyici. Üç boyutlu görüntüleme yöntemiyle anne karnındaki bebeklerin gerçeğe oldukça yakın görüntüleri elde edilmekte. Bu yöntem ayrıca doktorlar için ultrasonla görüntüleme konusunda yeni bir seçenek ekleyerek hata payını biraz daha azalttı. Birkaç yıl önce üç boyutlu (3D) görüntü verebilen ultrasonlar hareketsiz görüntüler üretebiliyordu. Günümüzde kullanılan cihazlar ise hareketli, yani probun veya bebeğin hareketlerini anında gösteren görüntüler üretiyor, bu özelliği bazı üretici firmalar “4D” olarak adlandırmış.
Üç Boyutlu Ultrason Nasıl Çalışır?
Tiroid Sintigrafisi nasıl çekilir?
Tiroidin görüntülenmesi:
Tiroidin şekli, genel olarak büyüyüp büyümediği, nodül içerip içermediğinin tam olarak belirlenebilmesi için başvurulan testlere görüntüleme yöntemleri denir.
Hastaya küçük dozlarda, tiroit tarafından tutulabilen radyoaktif bir madde verildikten sonra özel bir kamera aracılığıyla bu maddenin tiroit tarafından ne oranda ve nasıl tutulduğu gösterilebilir. Bu yönteme tiroit sintigrafisi adı verilmektedir. Böylece tiroidin yapısı ve belli oranda çalışma şekli belirlenebilir.
Ultrason ise ses dalgalarını kullanarak tiroidin yapısını göstermeye yönelik bir tetkiktir. Bu yöntemle ele gelmeyen çok küçük nodüller gösterilebilir . Ayrıca nodülün çok önemli olabilen iç yapısı hakkında da fikir edinilir. Resim 10 da görüldüğü gibi tiroidin sol tarafında bulunan bir nodülün içinin sıvı ile dolu olduğu ( kistik nodul ) belirlenmiştir. Bu bulgu büyük olasılıkla bu nodülün kanser olmadığını gösterir.
Mamografi (Meme ultrasonu)
Mamografik tarama ile sağlanan erken tanının mortaliteyi %20-70 oranında azalttığı bildirilmiştir. Bütün bu nedenlerden ötürü tüm hekimlerin mamografinin meme kanserinin erken tanısındaki yeri konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Meme hastalıklarının araştırılmasına yönelik yaklaşım içerisinde mamografi en etkin radyolojik yöntemdir. Diğer tanı yöntemleri, gerektiğinde mamografiyi tamamlayıcı olarak kullanılmalıdır. Mamografi kullanımı tanı ve tarama amacına yöneliktir. Otuz yaşından büyük, belirtileri olan kadınlarda meme muayenesinden sonra tanı amaçlı bilateral mamografi yapılmalıdır. Palpasyonda malign kitle bulguları olan ve bu nedenle biyopsi planlanan hastalarda da palpe edilen bölgenin kitleden ayrı bir kistik patoloji bulunma olasılığı nedeniyle mamografik inceleme önerilir. Tarama amaçlı mamografi ise meme kanserine ilişkin yakınması ya da bulgusu olmayan kadınlarda uygulanan, klinik olarak gizli kalmış meme kanserinin tam ya da yüksek bir iyileşme olasılığının olduğu bir dönemde tedavi edilebilme şansının araştırılmasını amaçlayan ve erken tanıda yararı gösterilmiş tek görüntüleme yöntemidir. Ancak meme muayenesi olmadan yapılan mamografik değerlendirmede duyarlılığın %10-15 oranında azaldığı hesaplanmıştır. Tarama amaçlı mamografik incelemeye başlama yaşı konusunda farklı görüşler olmakla birlikte genel olarak 40 yaşında başlanması, 40-49 yaş arasında 1-2 yılda bir, daha sonra yılda bir uygulanması önerilmektedir.
Magnetik Rezonans (MR) Nedir?
Diğer İsimleri: MR, magnetic resonance imaging (MRI), nuclear magnetic resonance imaging (NMRI)
Manyetik rezonans ağrısız ve hasta vücuduna zarar vermeden uygulanan bir görüntüleme tekniğidir. Özel bir makina ile organların, kemiklerin ve bazı dokuların görüntüleri alınır.
Bu inceleme tekniğinde manyetik bir alan içerisinde incelenmek istenilen bölgeye radyo dalgaları gönderilir. Radyo dalgalarının uyardığı hücrelerdeki hidrojen atomlarının ürettiği enerji sayılara dönüştürüldükten ve bir bilgisayarca işlendikten sonra bir görüntüye dönüştürülür.Radasyon kullanılmadığı için işlem esnasında hastalar ve uygulayan sağlık personelinin radyasyon alma tehlikesi yoktur. Makina çok yönlü hareket edebildiği için elde edilen görüntü sadece yatay kesitlerle sınırlı değildir. Üç boyutlu görüntüleme sağlanabilir.
Hangi Durumlarda Yapılır:
Kolonoskopi (Kalınbarsak endoskopisi) nasıl yapılır?
Kalınbarsak ( Kolon ) – Rektum ve Anüs hastalıklarının incelenmesinde kullanılan Endoskopik yöntemlerden en önemlisidir. Anüsten başlayarak Rektum ve Kolonların tamamının görülerek muayenesidir. Alet, yaklaşık 1 cm kalınlığında olup kolonların tamamını inceleyebilecek uzunlukta (1.75 m) ve barsak kıvrımlarına uygunluk gösterebilecek ( fleksibl) bir yapıdadır. Bu muayene sırasında lezyonu ( hastalıklı kısım )görmenin yanı sıra, gerekir ise buralardan biyopsi yapılabilir. Ayrıca poliplerin çıkarılması (polipektomi) ve kanama odaklarına sklerozan madde (kan durdurucu) enjeksiyonu yapılabilir.
KOLONOSKOPİ HANGİ KOŞULLARDA YAPILIR ?
* KOLO-REKTAL HASTALIKLARIN GENEL BELİRTİLERİNDE
* 50 yaşdan sonra 3-5 yılda bir kez rutin muayene olarak,
* Karına ait izah edilemeyen müphem belirtilerde,
* Kolon ve Rektum kanseri veya polipleri nedeni ile daha önce tedavi edilen hastaların izlenmesinde,
* Ülseratif kolit ve crohn gibi iltihabi barsak hastalığı olanların izlenmesinde,
* Yakın akrabasında (anne, baba, kardeş ) kolon-rektum kanseri olanlarda
40 yaşından sonra 2-3 yılda bir kez, yapılır.
KOLONOSKOPİ NASIL YAPILIR ?
Obstetrik Ultrasonografi (Gebelikte Ultrason)
Obstetrik ultrasonografi gebelik takiplerinde yapılan ultrasonografik incelemeye verilen isimdir. 1950'lerin son çeyreginde kullanıma girmesinden bu yana ultrasonografi obstetrik alanında son derece önemli ve vaz geçilmez bir konuma gelmiştir. Günümüzde kullanılan gerçek zamanlı ultrasonografi cihazları hareket halindeki fetusun görüntülerini monitör ekranına yansıtmakta ve fetusu incelemeye olanak tanımaktadırlar. Bu görüntüleri elde edebilmek için 3.5-7.0 megahertzlik (saniyede 3.5-7 milyon siklusluk) yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılmaktadır.
Ultrason cihazının prob adı verilen kısmı tarafından üretilen ses dalgaları değişik dokulardan değişik oranlarda ve formlarda yansıyarak proba geri dönerler. Birbirinden farklı olan bu yansımalar bilgisayar tarafından işlenerek görüntü olarak monitöre yansıtılır. Bu görüntüye ultrasonogram adı verilir. Fetal kalp atımları ya da bebeğin hareketleri gibi hareketli görüntüler monitörden izlenir. Benzer şekilde görüntülerin incelenmesi ile fetusta bulunan anormallikler saptanabilir. Yine fetusa ait ölçümler yapılarak gelişimi değerlendirilebilir.
Floroskopi (röntgen) nedir?
Floroskopi radyolojinin en eski ve en temel bölümlerinden biridir. Günümüzde de, oldukça yaygın olarak sindirim sistemi, idrar yolları, kadın üreme organları ve vücudun daha bir çok bölümünün incelenmesinde kullanılmaktadır.
Floroskopi, X ışını kullanılarak çekilir. Normal filmlerde görülemeyen yapılar kontrast madde denilen ilaçlarla boyanarak görünür hale getirilir. Kontrast maddeler, baryum ve iyot gibi radyoopak maddeler içeren ilaçlardır. Kontrast maddeler, uygulanacak incelemenin türüne göre, hastaya içirilerek, lavman yapılarak, idrar sondası yoluyla veya enjeksiyonla verilir. Kontrast madde verilmesini takiben, incelenen organ doktor tarafından ekranda izlenerek çeşitli pozisyonlarda filmler çekilir.
Hasta, inceleme sırasında az miktarda radyasyon alır. Ancak bu tetkiklerin faydası, az miktardaki radyasyonun zararlarının yanında çok fazladır. Çekimi yapan doktor ve teknisyenler, radyasyona her gün maruz kalmamak için koruyucu bir bölmenin arkasında oturarak veya kurşun önlük giyerek kendilerini korurlar.
Fetal Ekokardiografi (Anne karnındaki bebeğin kalbinin incelenmesi)
Son onbeş yılda fetal anormalliklerin saptanmasında meydana gelen belirgin ilerlemeler; ultrasonografi ile görüntüleme tekniklerinin olağanüstü gelişmesine bağlıdır. Günümüzde fetal kalb'in normal anatomisinin ve anormalliklerinin incelenmesi yüksek rezolüsyonlu ultrasonografi cihazlarındaki bu gelişme sayesinde mümkün olmaktadır.
Bilgisayarlı Tomografi (BT) Nasıl Çekilir?
Bilgisayarlı Tomografi (BT) Nedir?
Bilgisayarlı tomografi x-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. İnceleme sırasında hasta bilgisayarlı tomografi cihazının masasında hareket etmeksizin yatar.Masa manuel ya da uzaktan kumanda ile cihazın ''gantry'' adı verilen açıklığına sokulur. Cihaz bir bilgisayara bağlıdır. X-ışını kaynağı incelenecek hasta etrafında 360 derecelik bir dönüş hareketi gerçekleştirirken oyuk ya da ''gantry'' boyunca dizilmiş dedektörler tarafından x-ışını demetinin vücudu geçen kısmı saptanarak elde edilen veriler bir bilgisayar tarafından işlenir. Sonuçta dokuların birbiri ardısıra kesitsel görüntüleri oluşturulur. Oluşturulan görüntüler bilgisayar ekranından izlenebilir.
Anjiografi nedir? Anjiografi nasıl yapılır?
Anjiografi, genel anlamda vücuttaki damar sistemlerinin görüntülenmesi anlamında kullanılmaktadır. Örn. Koroner Anjiografi denilince kalbi besleyen koroner damarların, Serebral Anjiografi denince beyin damarlarının görüntülenmesi gibi.
Vücudumuzdaki damarlar
* Temiz kan taşıyan damarlar (Arterler)
* Kirli kan taşıyan damarlar (Venler)
* Lenf Yolları
Olmak üzere birbirinden ayrı 3 sistemdir.
Her 3 sisteminde anjiografik tetkiklerinin yapılması bugünün teknolojisi ile hem kolaylaşmış, hem rizikosu minimuma indirgenmiş, hem de kalitesi fevkalade yüksek görüntü almak mümkün hale gelmiştir.
Damar sistemlerini görüntülemede kullanılan yöntemler
* Dijital Anjiografi
* Kateter Anjiografi
* MR Anjiografi
Olarak gruplandırılabilir.
Abdominal Ultrasonografi (Batın ultrasonu)
Batın ( karın ) ultrasonu anlamına gelir.
Karın içi organların ve karındaki diğer yapıların ULTRASON aleti aracılığıyla incelenmesidir.
ULTRASONOGRAFİ NEDİR?
Ultrasonografi yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak vücut içindeki organların ve diğer yapıların görüntülenmesidir.
Beş duyumuzdan biri olan işitme ''ses'' ile sağlanır. İnsan her sesi duyamaz; ancak 20-20000 Hertz arasındaki belli sesleri duyabilir. İnsanın duyamayacağı ses sınırı olan 20000 Hertz'in çok üstündeki seslerden tıpta yararlanılır. Bu yönteme ''Ultra Sono Grafi'' (USG) adı verilir. Frekansları çok yüksek olsa da bildiğimiz ses kullanıldığı için, tetkikin vücuda herhangi bir zararı yoktur. X-ışınları vb zararlı radyasyon kullanılmaz.
Ultrason aletinin iki ana parçası vardır : Ana ünite ve prob.
Tetkik esnasında incelenen vücut alanına konulan ultrason
parçasına ''prob'' denir.Yüksek frekanslı sesler, prob içinde
bulunan transdüser (çevirici) aracılığıyla elektrik enerjisine
dönüştürülür.Vücuttan gelen ses dalgalarının oluşturduğu
enerji de yine aynı şekilde transdüser aracılığıyla elektrik
enerjisine çevrilir.Bu değişimler prob içindeki piazoelektrik
Ürik asit değeri ölçümü
Normal Değerler : Erkek : 2.5-8.0 mg/dL
Kadın : 1.5-6.0 mg/dL
Açıklama : Ürik asit, vücudun genetik yapı taşları olan DNA ve RNA nın yapısında bulunan purin adındaki maddelerin metabolizmasının son ürünüdür.
Arttığı Durumlar : Diyetle fazla protein alımı, vücutta üretim artışı (malin hastalıklar, doku harabiyeti, açlık) ya da böbrek fonksiyon bozukluğu gibi bir nedenle vücuttan uzaklaştırılamaması durumlarında kanda ürik asit düzeyi yükselir. Yüksek düzeydeki ürik asidin kristaller halinde çeşitli dokularda biriktiği düşünülmektedir. Bu dokular özellikle eklem sıvıları ve böbreklerdir. Eklem sıvılarında ürik asit kristallerinin birikimiyle oluşan ağrılı hastalığa GUT hastalığı denilir. Böbreklerde oluşan birikim ise böbrek yetmezliği ve idrar yollarında taş hastalığına yol açar.
Azaldığı Durumlar : Diğer analiz sonuçları normal ise düşük genelde önemli değildir.
Üre ölçümü
Normal Değerler : 5 - 25 mg/dL
Açıklama : Protein metabolizmasının bir ürünüdür ve böbrekler yoluyla idrarla atılır. Sıklıkla kan üre azotu (BUN) olarak ölçülür. Böbrek fonksiyonlarını değerlendirmede önemli bir ölçüttür. Ancak böbrek fonksiyonları dışında vücuttaki azot yükü, günlük sıvı alımı ve idrar akım hızından da etkilendiğinden tek başına karar verdirici değildir.
Artığı Durumlar : Böbrek fonksiyon bozukluğu dışında kalp yetmezliği, tuz ve su alımındaki dengesizlikler (kusma, ishal, sık idrara çıkma, terleme), bağırsaklarda kanama, stres, yanıklar, diyetle fazla protein alımı ve akut myokard enfarktüsü gibi nedenlerle de kan değerleri yükselebilmektedir.
Azaldığı Durumlar : Karaciğer yetmezliği, kaşeksi (aşırı kilo kaybı), nefroz (bir böbrek hastalığı)
Transaminazlar (SGOT, SGPT)
Normal Değerler : Aspartat (AST, SGOT) : 0-35 U/L
Alanin (ALT, SGPT) : 0-35 U/L
Açıklama : Transaminazlar karaciğer hücrelerinde bulunan enzimlerdir. Karaciğer hasarında hücre dışına sızarlar.
Artığı Durumlar : Kan seviyelerinin yükselmesi, karaciğer hasarına bağlı olarak bu iki enzimin hücre dışına sızması anlamını taşımaktadır. Genellikle bu enzimlerin kan seviyeleri karaciğer hasarının şiddetini yansıtır. ALT karaciğere daha özgül iken, AST kalp ve iskelet kası harabiyetinde de yükselmektedir. Bu nedenle AST aynı zamanda myokard enfarktüsünün izlenmesinde de kullanılmaktadır. Karaciğerin hastalıklarında alkole bağlı karaciğer hasarı hariç ALT, AST den daha yüksektir.
Azaldığı Durumlar : ALT ve AST değerlerinin normalden düşük olması nadiren görülen bir durumdur. Eğer bilinen bir karaciğer hastalığı yoksa genellikle önem taşımaz.