ihya.org

vücudumuz

Böbreklerin Düzenleyici İşlevi

Böbrekler, kanın kimyacısı gibidirler. Kanın bileşimi ile doku sıvısındaki (ak kan) su ve tuz miktarını düzenlemede görev yaparlar. Böbrek bu düzenleme görevini yapmadığı zaman, hücrelere daha fazla su girer veya hücrelerden aşırı derecede su çıkar. Yani vücudumuzun dengesi bozulurdu. Böbreklerimiz, vücudumuzun dengesinin bozulmaması için boşaltım sistemi ile atılan ve geri emilen sıvı ve maddeleri düzenleyici bir özelliğe sahiptir. Böbreklerin bu işlevlerini yerine getirmesinde antidiüretik denilen hipofiz hormonu çok önemli rol oynar.

İçilen bir bardak su, sindirim sistemi tarafından hemen kana geçirilir. Sonuç olarak kandaki su oranı fazlalaşır. Eğer böbreklerimiz olmasaydı, kandaki fazla su, basınçla hücre ve dokulara geçerek vücudumuzun şişmesine neden olurdu.

Kandaki su oranı artarsa, böbrekte geri emilme ile kana geçen su miktarı azalır ve fazla su, idrar olarak dışarıya atılır.

Eğer kandaki su oranı az ise, geri emilme ile kana geçen su miktarı artar, böylece kandaki su oranı dengede tutulmuş olur.

Böbreklerin Geri Emme İşlevi

Böbreğin işlevi kandaki süzme işlemi ile tamamlanmamaktır. Eğer süzme işleminden sonra süzülen sıvı dışarı atılsaydı, vücut suyunun 4 katı kadar su ve yararlı maddeler de kaybedilmiş olacaktı. Aynı zamanda süzülen sıvının içersinde dokularımız için yararlı olan maddeler (aminoasitler, inorganik tuzlar, glukoz ve doku sıvısı) de atılmış olacaktı. Bunun engellenmesi için böbrekte "geri emme" gerçekleşir.

Bowman kapsulündeki süzüntü sıvı, nefronun kıvrımlı boşaltım kanalcıklarına ve henle kanalına geçer. Bu kanallarda akan süzüntü sıvısının büyük bir kısmı, glukoz, aminoasitler ve bazı inorganik tuzlar geri emilir. Geri emilme olayı osmos ve aktif taşıma ile gerçekleşir. Emilen sıvı, kanalcıkları saran kılcal kan damarlarına geri verilir ve böylece kana karışırlar. Bowman kapsulüne geçen sıvının %99 undan fazlası (125 ml"lik sıvının 124 ml"si geri emilir) tekrar kana döner.

Böbreklerin Süzme İşlevi

Böbreğin ana görevlerinden birisi, metabolizma ile meydana gelen artık maddeleri süzmektir. Süzme işlemi malpigi cisimciğinde, yani glomerulus kılcalları ile bowman kapsulü arasında gerçekleşir. Kan nefrona girdiğinde glomerulus olarak bilinen 50 kadar kılcaldamar ağına akar. Glomerulus kılcallarındaki kan plazmasının bir kısmının, yüksek kan basıncı nedeniyle bowman kapsulüne geçmesine süzme işlemi denir. Boman kapsulüne geçen sıvıda inorganik tuzlar, glukoz, üre ve su gibi maddeler bulunur. Sıvının glomerulustan bowman kapsulüne geçme hızına, böbreğin süzme hızı denir. Süzme hızı, sağlıklı bir insanda dakikada yaklaşık 125 ml, günde 180 litredir. Bu hız kan basıncına bağlıdır. Bir insanda yaklaşık 4-6 litre kan olduğuna göre vücudumuzdaki kan plazması, bir günde yaklaşık 30 defa böbreklerimizden geçmektedir.

Süzülme

Metabolik yıkım maddeleri ve kandaki diğer maddeler nefronlara girer.Süzülme, glomerulus ile bowman kapsülünün birleştiği yerde meydana gelir.Burada getirici ve götürücü kılcallar arasında bulunan glomerulustaki kan basıncı diğer kılcallara göre, iki kat fazladır.(70 mm-Hg) Kılcallar çift katlı kübik epitelden meydana gelmiştir.

Böbreklerin İşlevleri

Böbreklerin üç temel işlevi vardır.

1- Kanda bulunan artık kimyasal maddeleri süzerek kanı temizlemektir.

2- Süzme işlemi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeleri (glukoz, aminoasitler, inorganik tuzlar gibi) geri emme ile tekrar kana kazandırmaktır.

3- Kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.

Böbreğin Yapısı



Yandaki şekilde de görüldüğü gibi, böbrek dıştan içe doğru kabuk (korteks) ve bunun altında yeralan bir öz (medulla) bölgesinden meydana gelmiştir. Böbreğin tam ortasında, idrar kanalına (üretere) bağlanan huni şeklinde bir havuzcuk (pelvis) bulunur. Nefronlardan süzülen artık maddeler bu havuzcuğa boşalırlar.

Böbreğin kabuk bölgesinde üre ve atık ürünlerin süzülmesini sağlayan nefronlar yeralır. Böbreğin işlevini sağlayan temel bölümü nefronlardır. Öz bölgesinde ise nefronların uzantısı olan henle kanalı ve idrar toplama kanalı bulunur.

Böbrekleri saran tabakalar içten dışa doğru capsula fibrosa, capsula adiposa ve fascia renalis’dir.

Böbrek çevresinde bulunan bağ dokusunun kalınlaşmasıyla oluşan tabaka fascia renalis adını alır. Fascia renalis, capsula fibrosa denilen ve böbreği çevreleyen sağlam zara sıkıca tutunmuştur. Fascia renalis arkasında yer alan yağ dokusuna corpus adiposum pararenale denilir. Fibröz kapsül ile böbrek fasyası arasında capsula adiposa (perirenal yağ dokusu) denilen bir yağ tabakası daha vardır.

Nefronlar



Böbreğin işlevini sağlayan ana bölümü böbreğin Boşaltım birimi olan nefronlardır. Her nefron bağımsız Süzme unitesine sahiptir. Nefron: Malpigi cisimciği(glomerulus + bowman kapsulü) + henle kanalı (U kanalı) + boşaltım kanalı (kıvrımlı boru) dan oluşmuştur. Her bir nefron kendi kılcal kan damarlarına,sahiptir. Buna ek olarak her nefron kendi idrar toplama kanalına sahiptir. Malpigi cisimciğinin bir bölümünü oluşturan glomerulus kılcal kandamarı yumağıdır. Diğer bölümünü oluşturan bowman kapsulü ise boşaltım kanalının yarımay şeklindeki kapalı ucudur. Boşaltım kanalı, böbreğin öz (medulla) bölgesine inerek henle kanalını (U borusu) meydana getirir. Tekrar kabuk bölgesinde çok kıvrımlı bir hal alır ve sonra idrar toplama kanalına bağlanır. Nefronların en önemli kısımları böbreğin kabuk bölgesinde yeralır.

Böbrekler



Boşaltım sisteminin ana organı böbreklerdir. Fasulye tanesi şeklinde 10-15 cm uzunluğunda karın boşluğunun arka tarafında, bel hizasında ve omurganıniki yanında yer alır. Böbreğin ana görevi vücutta bulunan kimyasal maddeleritemizlemektir.

Böbreklere, yandaki şekilde de görüldüğü gibi birer atardamar, birer toplardamar olmak üzere iki damar bağlanır. Artık madde

taşıyan kan böbreğe atardamar yoluylagirer ve böbrekte süzüldükten sonra,arındırılmış olarak toplardamar yoluyla çıkar.

Bir üçüncü damar da idrar kanalı (üreter) böbreklerden aldığı artık ürünleri idrar kesesine taşır.

Boşaltım Sisteminin İşlevleri

Boşaltım sisteminin ana görevi vücutta meydana gelen artık maddelerin kandan süzülerek vücuttan atılmasını sağlamak ve organizmadaki hücrelerin yaşamasına uygun ve dengeli bir iç ortamın devamını sağlamaktır. Bu artık maddeler fazla su, tuzlar, ürik asit, ve üredir.

Boşaltım sisteminin diğer bir işlevi ise kandaki yararlı madde kaybını önlemektir. Bu işlem böbrekteki geri emme yoluyla gerçekleşir. Süzme işlevi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeler (glikoz, aminoasitler, inorganik tuzlar) ve su geri emilerek tekrar kana verilir.

Boşaltım sisteminin son işlevi ise kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.

İnsanda Boşaltım Sisteminin Diğer Sistemlerle İlişkisi

Böbreklerin çalışmasını otonom sinirler kontrol eder.Sinir sistemi, endokrin sistemi, dolaşım sistemi ve boşaltım sisteminin uyumlu çalışması ile homeostasin sağlanır.

Kandaki osmotik basınç değişimi hipotalamusu uyarır.Hipofizden vasopressin hormonu salgılanaraksu dengesini sağlar.Böbrek üstü bezinden salgılanan aldosteron da mineral dengesini sağlar.İdrar kesesinin dolması sinirsel uyarılara neden olur.Beyinden gelen impulslarla idrar kesesindeki kapak açılır, idrar vücuttan dışarı atılır.

Böbrekler, bel omurlarının iki tarafına tutunur.İskelet sistemi böbreklere tutunma ve bağlanma yüzeyi oluşturur.Böbreklerin etrafındaki yağ dokusuda dış etmenlere karşı korunmayı sağlar.

Böbrekler kanın pH sabitliğini sağladığından dolaşım sistemi ile doğrudan ilişkisi vardır.

Ayrıca boşaltım sisteminde derininde büyük önemi vardır.Deri yoluyla atılan terin bileşimi de seyreltik idrara benzer.Ter; daha çok su olmak üzere az miktarda tuzlar, üre, ürik asit gibi maddeleri içerir.

Boşaltım Sistemini Oluşturan Organlar

Boşaltım sistemini oluşturan organların başında süzme ve geri emme işlemini yapan böbrekler gelir. Böbreklere ek olarak, böbrekleri idrar torbasına bağlayan artıkların geçtiği idrar kanalı (üreterler), artık maddelerin biriktirildiği idrar kesesi ve bunların vücuttan dışarıya atıldığı idrar yolu (üretra) boşaltım sistemindeki diğer organlardır.

İdrar kanalı, atar ve toplar damarlara ek olarak böbreklere bağlanan üçüncü bir damardır. İdrar kanalı böbreklerden süzülen idrarı, idrar kesesine taşır.

İdrar kesesi idrar kanalının böbrekten getirdiği idrarın, dışarı atılmak üzere biriktirildiği yerdir.

İdrar yolu ise idrar kesesinde birikmiş olan idrarın dışarıya atılmasını sağlayan bir bölümdür.

Boşaltım sistemini oluşturan organların dışında boşaltım fonksiyonu olan diğer yardımcı organlar akciğerler, deri ve kalın bağırsaklardır.

Boşaltım sisteminde artık maddelerin izlediği yol şöyledir:

Böbrekler -> İdrar kanalı -> İdrar kesesi -> İdrar yolu.

Böbreklerin Beslenmesi

Kas Sistemi



Toplam vücut ağırlığının yaklaşık yarısını kas dokusu oluşturur.

İskeletin üzerini sararak vücudumuza esas şeklini veren ve eklemlerle birlikte hareketi sağlayan yapılara kas denir. Kaslar, kasılıp gevşeyebilen liflerden oluşan yapılardır.

İnsanlarda yaptıkları işe göre büyüklüğü ve şekli değişen 600’den fazla kas vardır.

Kas dokusu uyaranlara tepki verebilme, uyaranları iletebilme, kasılabilme, uzayabilme ve esneyebilme gibi yeteneklere sahiptirler.

İskelet Sistemi



Kemiklerden meydana gelen, vücuda şeklini veren, iç organları koruyan ve kaslara tutunma yeri olan yapıya iskelet adı verilir.

İskelet sistemi vücudu destekleyen, dış uyaranlara karşı direncini sağlayan dokular bütünüdür.

Yerçekimine karşı gelerek kasların da yardımı ile vücudun hareketini sağlar, organları korur. İnsanlarda iskelet 206 kemikten oluşur.

Kemik sürekli değişen ve pek çok fonksiyonu olan vücut dokusudur. Bütün kemikler bir araya gelerek iskeleti oluşturur.

İskeleti oluşturan kemikler genel olarak 4 grupta incelenir.

1- Uzun kemikler
2- Kısa kemikler
3- Yassı kemikler
4- Düzensiz kemikler

Destek ve Hareket Sistemi



Hareket sistemi vücut şeklinin ortaya çıkmasını ve hayati öneme sahip organların korunmasını sağlar.

Hareket, omurgalı hayvanlarda ve insanlarda bir iskelet ve onun etrafındaki kas dokusu yardımı ile gerçekleşir.

Hareket sistemi iskelet ve kas sistemi olmak üzere iki kısımda incelenir.

Boşaltım Sistemi



Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.

Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım sistemi, metabolizma sırasında ortaya çıkan atık maddelerin atılımından sorumludur. Vücut fonksiyonlarının devamı için hücrelerden atık maddelerin atılması lazımdır. Katı ve sıvı atıklar, kan içinde erimiş olarak taşınırlar ve böbreğe ulaştırılarak filtre edilirler (süzülürler). Bu atıklar üreterler yoluyla mesaneye geçerek, belli aralıklarla mesanede idrar olarak depolanıp, periyodik olarak vücuttan atılırlar.

Sinir Sistemi



Sinir sistemi vücudun en karmaşık sistemidir ve vücut ağırlığına göre oranı %2’ dir.
Çok hücreli canlılarda birtakım iletileri, işaretleri çevreden organizmaya ve organizmanın da bir kısmından diğer bir kısmına taşımakla görevli, ileri derece farklılaşmış bir sistemdir.

Sinir sistemini oluşturan hücrelere nöron adı verilir. Basit ya da karmaşık her türlü davranış, beynin değişik bölgelerinde yer alan bir grup nöronun etkinliği ile gerçekleşir. Beynin çalışabilmesi için nöronlar arasında iletişim zorunludur. Bu iletişim, aksiyon potansiyelleri denilen elektriksel sinyallerle sağlanır. Sinir sistemi vücudun elektrokimyasal iletişim ağıdır.

Top