ihya.org

akciğer hastalıkları

Akut Dağ Hastalığı (Yükseklik Hastalığı) Nedir?

Hızlı bir şekilde Oksijen yetersizliğine maruz kalma sonucu meydana gelen hipoksik sendromlar.

Etiyoloji ve Fizyopatoloji

Yükseğe çıktıkça barometrik basınç azalırken atmosferdeki Oksijen yüzdesi aynı kalır. Bu nedenle, yük­seklerde havadaki; O 2 nin parsiyel basıncı azalır ve 18,000 ft (5500 )m.de deniz seviyesinin yarısıdır. Adaptasyon gerçekleşmeden yükseğe çıkan kişi­lerde hızla gelişen semptomlar ve hipoksik stres belirtileri görülür. Deniz seviyesinde hipoksiye neden olan hastalık veya yaralanmalarda da ben­zeri semptomlar görülür. Dinlenme önleyici olmasada aşırı yüklenme riski arttırır. Bir kez bu tip rahat­sızlık geçirenler aynı durumdaki başka kişilere göre durumdan daha çabuk etkilenirler, fakat kişiden kişiye ve aynı kişide değişik zamanlarda büyük farklılık görülür. Bebekler, çocuklar ve premenstruasyon dönemindeki kadınlar özellikle meyillidir. 10,000 ft (3000 m) üzerinde yüksekte yaşayanlar aşağı indikten sonra tekrar çıkarken - bu konu tartışmalı olmakla beraber-, daha kolay etkilenirler. Çok hızlı çıkış (basıncı ayarlanmamış uçak, balon, dekompresyon hücresi; veya yüksekçe bir yerde kısa süre kalma (bir kaç saat istenmeyen etkiler yaratsa da tipik yükseklik hastalığına nadiren neden olur.

Akciğerin Konjenital Anomalileri

Akciğerin konjenital anomalileri aşağıdakileri içerir.

Agenezi: Akciğerlerin yokluğu

Bilateral Agenezi: (aplazi) oldukça nadir, yaşam olasılığı yoktur, anensefalik fetüslerde görülür.

Ünilateral Agenezi, tek taraflı akciğerin yokluğu, hayatı tehlikeye sokmaz, ancak diğer ciddi anomalilerle birlikte olabilir. Karşı taraf akciğerinde büyüme olur (kompanzasyon) ve yaşam mümkündür.

Akciğerin Ameliyat Gerektiren Hastalıkları

Akciğerin bir çok hastalığı bulunmaktadır. Ancak bunlardan bir kısmı "Göğüs Cerrahisi" biliminin ilgilendiği hastalıklardır. Tedavisi cerrahi olmayan diğer hastalıklar Göğüs Hastalıkları Bölümünün ilgi alanına girmektedir. Aşağıda, özellikle ülkemizi en çok ilgilendiren ve merkezimizde tedavisi yapılan başlıca hastalıklar görülmektedir:

Sigaranın neden olduğu başlıca hastalıklar

Sigara tüm Akciğer Hastalıklarında, hastalar için şikayetlerini artırıcı etkiye sahiptir. Üstelik Doğuştan Gelen Hastalıklar ve Kist hariç tüm diğer Akciğer Hastalıklarının oluşmasında rol oynar.

Akciğer Tümörleri

Akciğer Ödemi Nedir?

Akciğer kapiller basıncı yükselirse veya plasma osmotik basıncı aza­lırsa polmoner ödem oluşur. Pulmoner ödem oluşunda başlıca etken kapiller basıncın yükselmesidir. Kapiller basıncı yükselten başlıca etken venalarda ba­sıncın artmasıdır. Venöz basıncı artıran başlıca etken ise sol kalp hastalığıdır.

Kalp hastalığında Akciğer Ödemi

Sol kalp hastalığı akciğer ödeminin en başta gelen sebebidir. Bunu diğer kalp hastalıkları izler. Akciğer ödemi önce hava boşluklarının (alveol ve bronşların) çevresinde bulunan interstisiyumda oluşur. Akciğer ödemi başlan­gıcında hasta dispne, ortopne ve kuru bir öksürükten yakındığı halde akciğer­lerin oksültasyonunda bir belirti duyulmaz.

Akciğer ödemi vakalarında kalp genellikle genişlemiştir.

Akciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Akciğerde başlayan kanserler iki ayrı tipe ayrılırlar. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri. Bu kanserlerin birbirinden ayırımı, hücrelerin mikroskoptaki görüntülerine göre yapılır. Her iki tip kanserde değişik şekillerde gelişip yayılır ve tedavi edilirler.

Küçük Hücreli Olmayan Akciğer Kanseri

Küçük hücreli akciğer kanserlerinden daha yaygındır ve genel olarak daha yavaş gelişir ve yayılırlar. Bu kanserin 3 ana tipi vardır:Bu tipler arasında tedavi ve yaşam süresi açısından fark yoktur.

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri

Bu kansere bazen de yulaf yulaf hücresi kanseride de denir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserine göre daha az yaygındır. Bu tipdeki kanserler daha hızlı gelişir ve vücudun diğer organlarına yayılması da daha fazladır.

Akciğerlerde başlayan kanserler 2 tipe ayrılırlar. Mikroskop altında hücrelerin görüntüsüne göre küçük olmayan hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri. Her tip akciğer kanseri farklı şekilde büyür, gelişir ve tedavi edilir.

Akciğer Kanserinde Risk Elementleri

Akciğer Embolisi Nedir?

İnsanların kalp krizi ya da inme gibi, arterlerin tıkanması nedeniyle ani, yaşamı tehdit edici ataklar geçirdiğini sık olarak duyarız; ancak akciğer embolisi hakkında çoğumuzun yeterli bilgisi yoktur.

Akciğer embolisi, kan damarları aracılığıyla vücutta dolaşan bir embolinin (genellikle bacaktaki ya da pelvis bölgesindeki bir venden kaynaklanan ve serbest dolaşan bir kan pıhtısı) akciğerlerdeki bir arteri tıkaması sonucunda oluşur. Akciğer embolisi, akciğer dokusunun hasara uğramasına neden olur, damarın tıkandığı akciğerin normal işlevini bozar ve ölüme yol açabilir.

EMBOLİ NEDİR?

Emboli, ilk oluştuğu yerden ayrılmış bir kan pıhtısıdır. Damarlarda kan dolaşımı ile taşınarak, bir kan damarını tıkayabilir, bunun sonucunda söz konusu damarın beslediği bölgeye kan ulaşamaz.

AKCİĞER EMBOLİSİNİN BELİRTİLERİ:

Akciğer embolisinin belirtileri, tıkanmanın yeri ve kansız kalan bölgenin boyutları dahil olmak üzere, birkaç etmene bağlı olarak gelişir. Akciğer embolisinin bazı olası belirtileri şunlardır:

* Görünür bir nedeni olmadan, ansızın soluksuz kalma hissi
* Soluk alırken göğüste ağrı
* Baygınlık hissi
* Öksürükle kanlı balgam çıkartma

Akciğer Amfizemi Nasıl Tedavi Edilir?

Solunum yetmezliğine yol açan en yaygın kronik akciğer hastalıklarından biridir.

Amfizem, akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesiyle beliren bir hastalıktır. Bu genişleme hava, keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılmasına ve dolayısıyla akciğerlerde esneklik kaybına yol açar. Sonuçta akciğerlere hava girişi ve hava keseciklerinde kan gazları (oksijen-karbon dioksit) dengesi bozulur, İlerlemiş amfizem olgularında akciğerler genişlemiş, solmuş ve kurumuştur.Esneklikleri kalmadığından bir yastık gibidirler. Göğüs kafesi açıldığında, akciğerler sönmez, çünkü esneklik kaybı nedeniyle içlerinde hava kalır.

NEDENLERİ

Akciğer Apsesi Nedir?

Tanım: Akciğer parankimi içinde yer alan , harabiyet ve bir ya da birçok hava-sıvı seviyesiyle karekterize kavite oluşumuyla seyreden süpüratif infeksiyondur. İki cm’den küçük multipl kavitelerle seyreden formuna nekrotizan pnömoni ismi de verilmektedir.

Klinik Bulgular: Sürekli ateş, titreme, öksürük, lezyonun plevraya yakın oldugu durumlarda yan agrısı görülür.Genel durum hızla bozulur. Apse bronşa açılırsa irinli , kötü kokulu bazen kanlı balgam görülebilir.Kilo kaybı, ilerleyen sürelerde çomak parmak gelişimi görülebilir.Fizik muayenede yüksek ateş,taşıkardi, dispne, siyanoz, apse tarafında solunum seslerinde azalma, tüber üfürüm, apse bronşa açılmışssa kavern üfürümü duyulabilir. Bazen kronikleşebilir. Bu durumda halsizlik, öksürük, intermittan ateş, kötü kokulu balgam, zayıflama, çomak parmak görülür.

Göğüs (Akciğer) Hastalıkları



Göğüs (Akciğer) Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi

Verem (Tüberküloz)

VEREM (TÜBERKÜLOZ) NEDİR?

Verem, mycobacterium tuberculosis(Koch basili) adındaki bir bakterinin neden olduğu bulaşıcı, iltihabi bir hastalıktır. Bu hastalığın etkenini 1882 yılında Robert Koch adında alman bilm adamı bulmuştur. Çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıkan bu hastalık nadir de olsa diğer organları tutabilir. Genelde akciğer veremi olarak bilinir. Bu bakteri vücuda girdikten sonra hemen hastalık oluşturmayabilir. Vücut direncinin düşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu bakteri daha sonra vereme neden olabilir.

Verem hala bütün dünyada tıbbi ve ekonomik imkanı yetersiz olan insanlar arasındaki başlıca ölüm nedenidir. Bu bakterinin dünyada 1.7 milyar insanda bulunduğu ve her yıl 3 milyon insanın bu yüzden öldüğü tahmin ediliyor. Her yıl 10 milyon civarında yeni verem hastaları ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tüm ölümlerin yüzde 6'sının veremden kaynaklandığını tahmin etmektedir.

VEREM NASIL BULAŞIR?

Zatülcemp

Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır. Akciğerlerin etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir. Zarın iki yaprağı arasına su toplanmıştır. Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları veya kulak iltihaplarıdır. Göğsün yan taraflarında şiddetli ağrı hissedilir. Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir. Nefes darlığı vardır. Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır.

Zatürre (Pnömoni)

Pnömoni (zatürre) akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir.

Zatürre nasıl bulaşır?

Bazı zatürree türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Ama, hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürree oluşturur. Dolayısıyla zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar. Zatürreeye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu infeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonlarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilirler.

Zatürrenin sıklığı nedir?

Bronşit

Bronşit, büyük bronşları, yani soluk borusundan dallanarak akciğerlere yayılan hava borularını örten mukoza dokusunun akut ya da kronik iltihabıdır. İltihap bronşiyol denen küçük bronşlarda oluşursa bronşiolit adıyla anılır.

AKUT BRONŞİT

Akut bronşit sıradan bir hastalık olarak kabul edilir ve soğuk algınlığının ardından gelişir. Çok yaygındır. Hastalık etkeni genellikle üst solunum yollarında önceden bulunan ve sık rastlanan virüslerdir. Başlangıçtaki virüs enfeksiyonuna daha sonra eklenen bakteri enfeksiyonu bile fazla önemli değildir. Gelişen bu komplikasyon yaygın kullanılan birkaç antibiyotikle kolayca denetim altına alınabilir.

Nedenleri

Akut bronşitin iki temel nedeni vardır:

Akciğer

AKCİĞERLERİN YAPISI



AKCİĞERLER(Pulmones):Akciğerler göğüs boşluğunda yüreğin sağ ve solunda az çok piramit şeklinde olan solunum organlarıdır. Taban kısımları diyaframın üzerine oturmuştur. Göğüs çeperine bakan yüzeyleri dış bükey, yüreğe bakan iç yüzeyleri ise iç bükeydir. Akciğerlerin dış yüzeyi düzgün ve parlak olup bu parlaklık akciğerleri örten palevranın visceral yaprağındandır. Rengi, yeni doğmuş çocuklarda esmer-kırmızı, gençlerde pembe, ergin ve yaşlılarda ise pembe-mavimtıraktır.İnsan yaşlandıkça akciğerlerin yüzeyinde bir takım pigmentler belirir. Bunlar solunum sırasında akciğerlere kadar giren yabancı cisimleri meydana getirdikleri oluşuklardır.

Top