ihya.org

Grip

Kuş gribi salgınından bu kadar korkulmasının nedeni nedir?

Halk sağlığı merkezlerinin, daha önce benzeri görülmemiş bu salgından tedirgin olmalarının birkaç nedeni vardır. Bunlardan ilki, Asya'da görülen salgınların en sık sebebinin - ama hepsinden sorumlu değil- ağır patojen H5N1 suşunun olmasıdır. Bu suş türler arasında geçiş yapabildiği ve diğer türlerde de ağır enfeksiyona neden olabildiği için insanlara bulaşabileceği ve insan ölümlerine neden olabileceği içindir.

2. ve belki daha da önemli bir başka nokta, mevcut durumun insanlarda pandemi yaratabilecek diğer bir influenza salgınına yol açabilme ihtimalidir. Kuş ve insan influenza virüslerinin, aynı anda her iki virüs tipi tarafından enfekte olmuş bir kişinin vücudunda gen exchange işlemini yapabildikleri bilim adamları tarafından bilinmektedir. Bu durum insan vücudu içinde daha önce bağışıklık kazanılmamış yeni virüs alt gruplarının doğmasına yol açabilir. Bu, şu anda kullanılmakta olan ve her yıl dolaşmakta olan virüslere karşı geliştirilen ve epidemi mevsimlerinde insanları hastalıktan koruyan aşıların etkisiz olduğu, tamamiyle yeni virüslerin ortaya çıkması anlamını taşımaktadır.

Kuş gribi salgını bir ülkede nasıl yayılabilir?

Ülke içerisinde hastalık bir çiftlikten diğerine ya da bir kümesten diğerine oldukça kolay bulaşabilir. Kanatlı hayvanların dışkılarında ve virüsle bulaşmış tozlarda çok sayıda virüs vardır. Havayla yayılan virüs solunduğu zaman enfeksiyona sebep olabilir. Bu sayede o havayı soluyan bütün kanatlı hayvanlar hastalığı kapar ve hastalığı bulaştırabilir. Virüsle kirlenmiş olan malzemeler; araçlar, yemler, kafesler, örtüler - özellikle ayakkabılar- virüsü bir çiftlikten diğerine taşıyabilir. Enfekte hayvanların, ayakları ve gövdeleri de virüs taşınması konusunda dikkat edilmesi gereken yerlerdir.

Kümes hayvanlarındaki salgının önemi nedir?

Kuş gribi salgını; özellikle ağır patojen olan şekli, kümes hayvancılığı ve çiftçiler için oldukça zarar vericidir. Mesela 1983-1984 yıllarında ağır patojen virüsle Pensilvanya'da ortaya çıkan bir salgın 17 milyon kümes hayvanın telef olmasına sebep olmuş ve Amerikan ekonomisine verdiği zarar yaklaşık olarak 65 milyon dolar olmuştur.

Bu ekonomik sonuçlar gelişmekte olan ülkelerdeki yükselen kümes hayvancılığına zarar vermekte ve bu şekilde geçimini sağlayan aileleri de önemli derecede etkilemektedir. Eğer salgın ülkenin tamamına yayılırsa kontrol oldukça zorlaşır. Mesela 1992 yılında Meksika'da görülen salgın, 1995 yılına kadar tam olarak kontrol altına alınamamıştır. Bu gerçeklerden hareketle herhangi bir salgın tespiti ya da şüphesi varlığında devlet otoritelerinin mümkün olan en kısa sürede sorumluluğu üstelenmeleri, acil eylem planları geliştirmeleri ve salgını kontrol altına almaları gerekir.

Kuş gribine karşı kuşlarla ilgili ne tür önlemler alınabilir?

Kuşlarla ilgili ne tür önlemler alınabilir?

En önemli kontrol önlemi hastalıklı ya da virüse maruz kalmış/kalmış olma ihtimali olan hayvanı mümkün olduğu kadar hızlı itlaf etmektir. İtlaf edilmiş hayvanların mutlaka uygun şekilde gömülmesi gerekir (kireçlenerek ve yeterli derinliğe gömülerek). Çiftliklerin karantinaya alınması ve çok dikkatli dezenfeksiyon uygulanması gerekir.

Virüs ısıyla ve (56 C° de 3 saat yada 60 C° de 30 dakika bekletildiğinde ölür) iyot içeren dezenfektanlarla öldürülebilir. Virüs, bulaştığı hayvan gübresinde soğuk havada 3 haftaya kadar canlı kalabilir. Virüs suda 22 C° lik ısıda 4 günden fazla canlı kalabilirken 0 C° de ise 30 gün canlı kalabilir. Ağır patojen özelliğe sahip virüs barındıran hayvan dışkısının 1 gramı 1 milyon kanatlı hayvana hastalık bulaştırabilir. Hastalığı kapmış olan kümes hayvanlarının hareketlerinin kısıtlanması (özellikle şehirler ve ülkelerarası hareketler) ve kontrol altında tutulması diğer kontrol önlemlerinden biridir.

Kuş gribi nedir?

Kuş gribi bulaşıcı bir hayvan hastalığıdır. Hastalığa sebep olan virüs sadece kuşları ve daha az olarak domuzları enfekte eder. Bütün kanatlı hayvanlar enfeksiyon için risk altındadır. Özellikle hayvanların sıkı temas içinde yaşadığı kümes hayvancılığında virüs çok kolay olarak yayılabilmekte ve kısa süre içerisinde kümes hayvanları arasında salgına neden olabilmektedir.

Kuşlarda hastalık iki şekilde görülür. Hastalığın bir şekli orta derecede şiddetle atlatılan; tüylerde kırışıklık ve yumurtlamada azalma olarak kendini gösterir. Hastalığın diğer formu ise ağır patojen özelliğe sahip virüsle görülen şeklidir ki oldukça öldürücüdür. Bu virüse yakalanan bütün kuşlar genelde hastalık etkilerinin görüldüğü ilk gün ölür. Bu hastalık şekli ilk olarak 1978 yılında İtalya'da tespit edildi.

Kuş gribinin tarihi

Bu hastalık, influenzavirus A'ya bağlı olarak genellikle kuşlarda ortaya çıkar. Düzenli sürveyans çalışmaları, göçmen kuşlarda son derece geniş bir influenzavirus A havuzu olduğunu göstermektedir. İnfluenzavirusların 15 hemaglütinin alt tipinin hepsi, kuşları infekte edebilir. Kuşlara özgü bu denli çok sayıda influenzavirus olması, bunlar arasında gerçekleşen gen transferi ve yeniden eşleşme ("reassortment") sonucunda ortaya çıkan yeni alt tiplerin, insan influenzaviruslarındakinden çok daha sık olduğunu düşündürmektedir.

Su kuşları virusların doğadaki sürekliliğini sağlar. İnfeksiyon, yabanıl kuş topluluklarından kümes hayvanları gibi evcil kuşlara yayılabilir ve bu durum ciddi sonuçlar doğurabilir.

Domuz gribini nasıl anlarsınız?

İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesindeki bilgilendirme notuna göre, ateşi 38 derecenin üzerinde olan ve aşağıdaki semptomlardan iki ya da fazlasına sahip olanlar domuz gribine yakalanmış olabilir:

- Olağandışı yorgunluk
- Baş ağrısı
- Burun akıntısı
- Boğaz ağrısı
- Öksürme
- İştah kaybı
- Kaslarda ağrı
- İshal ya da kusma
- Hızlı ya da zor nefes alma
- Huzursuzluk
- Vücutta solgunluk ya da morarma
- 38 dereceyi geçen ateş
- Beslenememe ve çok aşırı uyku hali

Ateşle birlikte, döküntünün olması ise, hemen hasteneye gitmenizi gerektiriyor.

Kimler risk altında?

Birçok insanın domuz gribini hafif bir hastalık gibi atlattığını ancak yüksek risk grubundakiler için hastalığın ciddi tehdit oluşturabileceğini belirtti. İngiliz Sağlık Bakanlığı’na göre yüksek risk grupları şunlar:

- Kronik akciğer hastaları
- Kronik kalp hastaları
- Kronik böbrek hastaları
- Kronik karaciğer hastaları
- Kronik nöroloji hastaları
- Diyabet hastaları
- İmmünosupresyon hastaları (immünosupresyon : bağışıklığın baskılanması)
- Son 3 yıl içinde ilaçla astım tedavisi görenler
- Hamileler
- 65 yaş ve üzerindekiler
- 5 yaş altındaki çocuklar.

Domuz gribi aşısını yaptıralım mı, yaptırmayalım mı?

Bu kış beklenen büyük salgını önlemek için geliştirilen domuz gribi aşılarının güvenilir olup olmadığı yönündeki tartışmalar bitmiyor.

Bu aşıya sıcak bakmayan güvendiğim bilim adamları olsa da (örneğin Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta) ben bu konularda mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıklarında uzmanlaşmış kişilerin dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu uzmanların da neredeyse tamamı “aşılanmanın daha doğru bir yaklaşım olduğu” görüşündeler. Aşı ülkemizde de uygulamaya geçtiğinde sevgili torunum Aleyna’ya gönül rahatlığı içinde uygulatacağım, ben de yaptıracağım. Çünkü mevcut araştırmalar ve bulgular domuz gribi sonucu ortaya çıkabilecek tatsızlıkların bir hayli ciddi olduğunu gösteriyor. Kısacası aşıya karşı olan, aşı konusunda tereddütleri olanlara saygım sonsuz. Onların da haklı gerekçeleri var ama ben bu alanda uzmanlaşmış kişilerin (mesela Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın, Prof. Dr. Serhat Ünal’ı n, Prof. Dr. Murat Akova’nı n) ne dediklerine bakmayı daha doğru buluyorum. Siz de öyle yapın!

En etkili önlem hangisi?

El temizliği! Bütün bulgular el temizliğinin en etkili önlem olduğunu gösteriyor. Bu nedenle özellikle öğrencilerin, öğretmenlerin, okul kreş çalışanlarının, hastane personelinin ve tabii ki en başta hemşirelerin, doktorların ama hepimizin el temizliğe son derece önem vermemiz gerek.

Domuz Gribi Gerçeği Nedir?



Domuz gribi virüsü dünyada hızla yayılıyor, fakat yine de yalnızca 139 ölüme neden oldu ve nispeten basit bir virüs.

Peki, bu zamanla daha öldürücü bir şeye dönüşebilir mi?

Domuz gribinin genetik yapısını inceleyen bilim adamları bunun olması için hiçbir belirgin baskının olmadığını ve bu virüsün daha fazla insanı öldürmesi için bir sebebin olmadığını söylüyorlar.

Columbia Üniversitesi’nin İç hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü direktörü Dr. W. Ian Lipkin, bu virüsün insanlara saldırarak ve birbirlerine bulaştırmalarını sağlayarak yapabileceğinin en iyisini yaptığını ve daha fazla yapabileceği bir şey olmadığını belirtiyor.

Dr. Lipkin gerçekte SARS ve H5N1 kuş gribi gibi saldırgan bir gribin hastaları öldürdüğünü ve problemi bunun yarattığını ekliyor.

Fakat grip virüsleri oldukça değişkendir ve gelecek iki yılda, yani yeni bir cinsin normalde dünyayı sardığı sürede, yeni bir şeyler gerçekleşebilir.

İspanyol gribi de basit bir cins olarak başlamış, sonra dehşet verici bir şekilde 1918-19 yıllarında 20 milyondan 100 milyon insanı öldüren çok tehlikeli bir mikroba dönüşmüştü.

Domuz gribi ile mevsimsel gribi karıştırmamak için hazırlıklı olun



Kış mevsimine girerken grip türleri arasındaki farkı ayırt etmek giderek güçleşiyor. Özellikle mevsimsel grip ile domuz gribi arasındaki farkları ayırt etmek, hem toplum, hem de sağlık çalışanları açısından gerekli tedavileri hızla başlatabilmek için kritik bir önem taşıyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, “Mevsimsel influenza aşısı domuz gribine karşı koruyucu değildir ama belirtilerini anlamak açısından faydası dokunabilir” diyor.

Altı ay gibi kısa bir sürede dünya genelinde büyük bir paniğe neden olan “Domuz Gribi” yani influenza A (H1N1) bu kışın en büyük salgınlarından biri olacak gibi görünüyor. Kış mevsiminin gelmesiyle özellikle mevsimsel griple domuz gribini birbirinden ayırt etmenin zor olacağına dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, “Eğer mevsimsel Influenza aşısını olması gereken kişiler şimdiden aşılanmazsa, toplumda her iki enfeksiyonun bir arada yaygınlaşması birçok sorun yaratacak” dedi.

Domuz Gribi Hakkında Bilinmesi Gerekenler



Grip nasıl yayılmaktadır?

Grip virusları genel olarak insandan insana hasta kişilerin öksürme veya hapşırma sonucu bulaşmaktadırlar. Bazı durumlarda ise bulaş, virus ile kirlenmiş nesnelere dokunan kişilerin daha sonra ellerini ağız ve burunlarına dokunmaları sonucu olmaktadır.

Virusu alan bir kişi hastalanmadan 1 gün öncesinden başlamak üzere ve hastalandıktan 7 veya daha fazla gün boyunca başkalarına hastalığı bulaştırmaya devam eder. Bunun anlamı virusu almış ancak henüz hastalık belirtileri göstermeyen ve hasta olduğunu bilmeyen kişi 1 gün öncesi ile hastalık boyunca bulaştırıcı olarak kalmaktadır. Çocuklarda hastalığın biraz daha uzun sürebildiği unutulmamalıdır.

Domuz gribi bulaşıcı mıdır ve nasıl yayılmaktadır?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Hastalıklar Kontrol Merkezi (CDC-Atlanta) hastalığın bulaşıcı olduğunu ve insandan insana geçebildiğini bildirmişlerdir. Ancak bulaşmayla ilgili açıklığa kavuşması gereken bazı noktalar üzerinde çalışmalara devam edilmektedir.

İnsanlardaki Domuz gribi hastalığının belirtileri nelerdir?

Domuz gribine karşı Japon usulü selam

Domuz gribine karşı kişisel önlem olarak Japonlarda olduğu gibi tokalaşma ve kucaklaşma yapılmaması önerildi.

Samsun İl Sağlık Müdürü Mustafa Kasapoğlu, domuz gribinin, mevsimsel gribe göre ''öldürme oranının'' düşük olmasına rağmen çok yüksek hızla yayıldığını, bu açıdan risk oluşturduğunu ifade etti.

Kasapoğlu, genel olarak gribin kişiden kişiye bulaşmasında tokalaşma ve kucaklaşmanın önemli rol oynadığına işaret ederek, domuz gribine karşı kişisel önlem olarak Japonlarda olduğu gibi tokalaşma ve kucaklaşma yapılmamasını önerdi.

KORUNMANIN İLK KURALI KİŞİSEL TEDBİR
Gribin bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu, hapşırma ve aksırma ile etrafa yayılan damlacıklarla bulaştığını anlatan Kasapoğlu, kişilerin tokalaşma, öpüşme, kucaklaşma ile bu hastalığı birbirlerine bulaştırdıklarını belirtti. Gripte kişisel tedbirlerin çok önemli olduğunun altını çizen Kasapoğlu, şunları söyledi:

Domuz gribi aşısında tek doz yeterli

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), domuz gribine yol açan H1N1 virüsünün aşısının tek doz kullanımının sınırlar ötesi grip salgınına karşı yeterli koruma sağlayabileceğini bildirdi.

DSÖ'nün aşı araştırma merkezi başkanı Marie-Paule Kieny, Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, "Ortaya çıkan bütün veriler tek dozun yeterli olduğunu gösteriyor" dedi.

H1N1 virüsüne karşı geliştirilen aşının ilk tahminlerden daha fazla üretilebildiğini belirten Kieny, "Bir ara korkulandan daha fazla sayıda aşı bulunabilecek" diye konuştu.

Kieny, yaklaşık 100 düşük ve orta gelirli ülkede virüsün yayılmasının önlenmesi için sağlık çalışanlarına bağışıklık sağlamak üzere bağışlanacak aşıları DSÖ'nün temin edeceğini kaydetti.

Domuz gribine karşı yeni tedbirler alınıyor

Domuz gribi nedeniyle Ankara'da bir okulun tatil edilmesinin ardından Sağlık Bakanlığı yeni tedbirler aldı.

Sağlık Bakanlığı'nın aldığı önlemlere göre, domuz gribi görülen kamu kurumlarının kapatılması söz konusu değil. Ancak, çıkan vaka sayısına göre işlerin aksamaması için tedbirler alınacak. Virüs özellikle bir birim içinde yayılmışsa, bu birim izole edilecek.

Domuz gribi aşısının Türkiye'ye geliş tarihi de öne çekilmeye çalışılıyor. Aşıların ilk hacı kafilesine yetiştirmesi amaçlanıyor. Hafta sonunda yola çıkması beklenen domuz gribi aşısının önümüzdeki hafta başında Türkiye'ye ulaşması bekleniyor.

Okullara yönelik de çok sıkı önlemler var. Birden fazla vaka görülen okullar 1 hafta tatil edilecek. Sağlık ve Eğitim Bakanlığı personeli Yalova'da eğitim alıyor. Bu personel, öğretmen ve öğrencilerle yüzyüze görüşecek, gripten korunmanın yollarını ve alınması gereken tedbirleri aktaracak.

Tedbirler, en kötü senaryoya göre alındı. Yakında bir kampanya başlatılacak ve bu kampanyada da durumun ciddiyetini vurgulamak amacıyla yumuşak bir üslup kullanılmayacak. Medya aracılığıyla domuz gribi konusunda vatandaşlar bilgilendirilecek.

Domuz gribinin tedavisi mümkün mü?

Grip enfeksiyonlarının en önemli tedavisi aşılama ile gribin önlenmesidir. Dolayısıyla domuz gribinde de en önemli tedavi yöntemi aşılama ile domuz gribi gelişmesinin önlenmesidir. Ancak 2009 haziran ayına kadar H1N1 domuz gribi için aşı mevcut değilken günümüzde domuz gribi için aşı üretilmiştir. Hatta hastalık koruma ve kontrol merkezi (CDC) domuz gribinide içeren grip aşısının nazal sprey (burun spreyi) şeklinde üretilebilmesi için çalışmalar yapmaktadır.

İki antiviral ilacın oseltamir (Tamiflu) ve zanamivir domuz gribinin tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur. Bu ilaçlar direnç gelişiminin önlenmesi için mutlaka doktor kontrolünde uygun sürede alınmalı ve gelişigüzel kullanılmamalıdır. Ancak bu ajanların grip belirtilerinin başlangıcından itibaren 48 saat geçtiyle kullanılması önerilmemektedir.

Domuz gribi geçirmekte olan bazı ağır hastaların hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri gerekebilmektedir.

Domuz gribine yakalanan kişilerin tedavisinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, Münir Büke şunları anlattı:

Top