ihya.org
psikoloji
Duygudurum Bozuklukları (Depresyon ve Özkıyım)
Çoğu araştırmacı çocuk ve ergenlerde duygudurum bozukluk tanısının en sık atlanan tanılardan biri olduğunu düşünmektedirler. Buna birkaç faktör sebep olmaktadır:
(1) Çocuklar ne hissettiklerini çoğu zaman ifade etme yetisine sahip değildir.
(2) Duygudurum bozukluk belirtileri çocuklarda yetişkinlerden farklıdır.
(3) Duygudurum bozukluklarına sıklıkla diğer psikiyatrik bozukluklar eşlik ederek ve onları maskeler.
(4) Çoğu hekim depresyon ve bipolar bozukluğun yetişkin hastalığı olduğu kanaatindedirler.
Sürpriz olmayarak, 1980’lerde çocukluk duygudurum bozuklukları, psikiyatrik tanı grubu kategorisine dahil edildi.
Çocuk ve Ergenlerde Duygudurum Bozukluklarının prevalansı nasıldır?
· Çocukların %7-14’ü 15 yaşından önce bir major depresyon epizodu yaşayacaklardır.
· Erişkin Bipolar bozuklukluların %20-30’u ilk ataklarını 20 yaşından önce bildirmektedir.
· 100.000 ergenin, 2000-3000’i duygudurum bozukluklarına sahip olacak ve bunlardan 10'’ suisid girişiminde bulunacaktır.
DEPRESYON
Depresyon
Herkes zaman zaman bir çökkünlük hissedebilir. Ancak haftalarca süren hüzün, umutsuzluk ya da günlük etkinliklere karşı ilgisizlik, daha ciddi bir soruna işaret edebilir. Depresyon, özellikle bir kayıp ya da hayal kırıklığı yaşandıktan sonra ortaya çıktığında, normal bir duygudurum olarak kabul edilebilir. Depresyon, enfeksiyon gibi başka bir hastalığın semptomu olarak da görülebilmektedir. Ancak 2 haftadan uzun sürmesi ve başka belirtilerin de eşlik etmesi durumunda, önemli bir sıkıntı ve işlevsel yetersizlik nedeni olan depresif hastalık olasılığı akla gelmelidir. Depresif hastalık, insanların %10-%15'inde, yaşamlarının bir döneminde görülebilmektedir.
Diş Gıcırdatma (Bruksizm)
Bruksizm, uyku sırasında dişleri sıkmak,gıcırdatmak ve çeneyi kenetlemektir. Bu normal olmayan bir durumdur ve oldukça rahatsız edici bir ses ortaya çıkar. Uyku sırasındaki diş gıcırdatma o kadar sesli olur ki, kişi uyanıkken aynı sesi çıkaramaz.
Çağımızın hastalığı olan stresin diş gıcırdatmanın en önemli nedeni olduğu düşünülmektedir.
Diş gıcırdatmanın şiddeti ve sıklığı dişlerimize zarar verecek boyutlara ulaşabilir. Sürekli birbirine sürtünen dişlerin mineleri zarar görür ve dişlerin boyları kısalır. Köklerinde basınçtan dolayı kistik oluşumlar olur.
Dişi çene kemiğine bağlayan bağlarda gevşemeler olur ve bu yüzden dişlerde sallanmalar başlar.
Diş eti dokularıda zarar görür. Dokunulduğunda kanar ve git gide koyu renkli bir görünüm alırlar. Ayrıca çene eklemindeki kıkırdak dokudaki tahribat yüzünden eklem şikayetleri ortaya çıkar. Eklem şikayetlerini oluşturan sebeplerden biri de sürtünme ile kısalan diş boylarıdır. Diş boylarının kısalması belirgin hale gelince hastanın dış görünümünü de etkiler.
Dişlerini sadece kenetleyen, sürtmeyen kişiler de vardır. Böyle kişilerde ses olayı yoktur fakat yine dişler ve diş dokuları üzerinde oluşan rahatsızlıklar ortaya çıkar.