Bilim ve Sağlık

Bilim ve Sağlık

Bilim ve Sağlık, Sağlık alanında bilimsel gelişmeler ve sağlık bilgileri

Domuz gribi aşısını yaptıralım mı, yaptırmayalım mı?

Bu kış beklenen büyük salgını önlemek için geliştirilen domuz gribi aşılarının güvenilir olup olmadığı yönündeki tartışmalar bitmiyor.

Bu aşıya sıcak bakmayan güvendiğim bilim adamları olsa da (örneğin Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta) ben bu konularda mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıklarında uzmanlaşmış kişilerin dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu uzmanların da neredeyse tamamı “aşılanmanın daha doğru bir yaklaşım olduğu” görüşündeler. Aşı ülkemizde de uygulamaya geçtiğinde sevgili torunum Aleyna’ya gönül rahatlığı içinde uygulatacağım, ben de yaptıracağım. Çünkü mevcut araştırmalar ve bulgular domuz gribi sonucu ortaya çıkabilecek tatsızlıkların bir hayli ciddi olduğunu gösteriyor. Kısacası aşıya karşı olan, aşı konusunda tereddütleri olanlara saygım sonsuz. Onların da haklı gerekçeleri var ama ben bu alanda uzmanlaşmış kişilerin (mesela Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın, Prof. Dr. Serhat Ünal’ı n, Prof. Dr. Murat Akova’nı n) ne dediklerine bakmayı daha doğru buluyorum. Siz de öyle yapın!

En etkili önlem hangisi?

El temizliği! Bütün bulgular el temizliğinin en etkili önlem olduğunu gösteriyor. Bu nedenle özellikle öğrencilerin, öğretmenlerin, okul kreş çalışanlarının, hastane personelinin ve tabii ki en başta hemşirelerin, doktorların ama hepimizin el temizliğe son derece önem vermemiz gerek.

Bu besinler öldürüyor!

Bazı gıdaların bileşiminde bulunan ve oluşan kimyasallar ölümlere varan ciddi zehirlenmelere yol açabiliyor.

Yeşillenmiş, filizlenmiş patatesler, arıların bazı yabani bitki çiçeklerinin nektarlarından ürettikleri balın ciddi sonuçlar doğurabilecek zehirlenmelere yol açabileceği belirtildi.

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar, yaptığı açıklamada, gıdaların doğada genellikle temiz olarak bulunduğunu belirtti.

Ürünlerin tarlada üretiminde, nakliye, muhafaza, pazarlanması ve tüketilmesi aşamasında çeşitli etkenlere bağlı olarak zararlı hale gelebildiğini ifade eden Tayar, gıda zehirlenmelerinin dünyada önemli sorun olarak dikkati çektiğini söyledi.

Bayramda beslenmenize dikkat edin!

Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramda aniden değişmesiyle birlikte fazla yemek yemek ve aşırı tatlı tüketmek sağlık sorunlarına neden olabilir.

Uzmanlar, Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi konusunda uyardı.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zuhal Yargıtay, Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ramazan sonrası aşırı yemek yemenin veya fazla tatlı tüketiminin sağlık açısından bazı problemleri de beraberinde getireceği uyarısında bulundu.

Ağrı kesiciler kalbe zararlı olabilir!

Ağrı kesicilerde sıkça kullanılan ibuprofen ve diklofenak etken maddelerinin uzun süre ve yüksek dozda kullanılmasının kalp rahatsızlıklarını bir ölçüde arttırma riski olduğu açıklandı.

İleri derecede romatizmal hastalıkları olan kişiler de ağrıları ve iltihaplanmayı azaltmak için ağrı kesici ilaçları kullanıyor.

Araştırmayı yapan bilim insanları, kimi hastaların, ortaya çıkan riski kabul edilebilir bulduğunu ancak yine de tüm hastalara bir seçim şansı verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırma, sigara içen ve aşırı kilolu kişilerde riskin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Bu ilaçların yarattığı risk daha önce de gündeme getirilmişti. Ancak Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları, hastalara kullanacakları ilaçlar konusunda bir seçenek sunulabilmesi amacıyla, daha önce olmadığı kadar ayrıntılı bir araştırma yaptılar. Farklı zamanlarda yapılan 639 klinik deneye katılan toplam 353 bin hastanın kayıtlarının değerlendirildiği araştırmada, günlük 150 mg diklofenak ve 2400 mg ibuprofen kullanılan vakalar incelendi.

Kahve sizi uyandırmıyor!

Kahvenin uyku açtığı yönündeki yaygın inanış yapılan araştırmalarla çökertiliyor..

Kimisi sınavlara çalışırken ya da işlerini bitirmek için sabaha kadar kahve içerken, kimisi de sabah uykusunu açmak için uyanır uyanmaz kahveye saldırır. Peki, kahvenin beyninizi uyanık tutmadığını ve uykunuzu açmadığını biliyor muydunuz?

The Telegraph'ta yayınlanan habere göre, İngiltere'de Bristol Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada çay, kahve ve diğer kafeinli içecek tüketen kişilerin kafeinin uyarıcı etkilerine karşı bağımlılık oluşturduğu tespit edildi.

Anemi için yeni umut

Hollandalı bilim adamları, kalıtsal anemiye çözüm olabilecek ya da en azından sorunun giderilmesine yardımcı olacak bir protein keşfetti.

İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Erasmus Tıp Merkezinden bir grup bilim adamı, oksijen taşıyıcı hemoglobinin üretimini düzenleyen KLF1 adlı bir kan proteininin, çok sayıda Maltalıda daha az aktif olmasına karşın, bu bozukluk sayesinde bu kişilerin kanının oksijeni absorbe etme ve taşıma kapasitelerinin daha fazla olduğunu gözlemledi.

Anemi hastalarında, KLF1 proteininin bu kişilerle aynı seviyede olması halinde, kanlarındaki oksijen taşıma kapasitesinin yükseleceğini vurgulayan bilim adamları, bunun hastalığın belirtilerini azaltacağını söyledi.

Kalp hastalarına sıcak uyarısı

Prof. Dr. Sönmez, ''Havaların ısınması ile kalp hastalarının kullandıkları ilaçlara bir kardiyolog tarafından 'yaz ayarı' yapılmalı. Bu, kalp hastalarının sağlıklı bir yaz geçirebilmesi için gerekli'' dedi.

Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, koroner kalp, by-pass ameliyatı olmuş ve kalp kapağı hastalarının sıcaklardan ciddi şekilde etkilendiğini ifade etti.

Yaz aylarındaki aşırı terlemenin vücuttaki tuz ve su atımını artırdığını, bu durumun halsizlik, bitkinlik ve ritm bozukluğuna yol açabileceğini kaydeden Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

Önleminizi alın, böbreklerinizi koruyun

Mükemmel birer filtre olan böbrekler her gün 200 litre kanı süzerek toksik maddeleri vücuttan uzaklaştırıyor. Ancak bu çalışkan organlar zamanla yorulup fonksiyonlarını kaybedebiliyor. Günümüzde sayıları hızla artan böbrek yetmezliği hastalarından biri olmak istemiyorsanız uzmanların önerilerine kulak verin, böbreklerinizi koruma altına alın.

Her 6-7 kişiden birinin böbrek hastası olduğu ülkemizde 5 yıl sonra 125 bin böbrek hastasının var olacağı öngörülüyor. Oysa günlük yaşantımızda yapacağımız ufak değişiklikler ve düzenli kontroller yaşam boyu sağlıklı böbreklere sahip olmamızı sağlıyor. International Hospital Organ Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Doç. Dr. Ülkem Çakır, hızla artan böbrek yetmezliği hastaları için en iyi tedavi yönteminin böbrek nakli olduğunu ancak esas hedefin böbrek yetmezliğini önlemek olduğunu belirtiyor.

Bilim adamları sentetik beyin yapmaya çalışıyor

ABD medyasında yer alan habere göre, Southern California Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, bilim adamları beynin parçalarından esinlenerek, önce sentetik görme sistemi veya gerçek bir beynin ara yüzüne benzer kulak salyangozu gibi bölümleri üretmek için uğraşıyor.

Bilim adamları halen tüm nöronların bağlantılarını doğru olarak yansıtacak ve bağlantıların nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurabildiklerini gösteren matematik modelleri oluşturuyor.

Araştırmanın başında bulunan Profesör Alice Parker, bu aşamada bir sentetik beyni üretmenin mümkün olup olmadığını bilmediklerini, insan beynine yakın bir şeyi gerçekleştirmenin yıllar alabileceğini ancak sentetik görme sistemi veya kulak salyangozu gibi bölümlerin yakında yapılabileceğini söyledi.

Sentetik beyin yaratmanın çok zor olduğunu, beyin fonksiyonlarını taklit eden bilgisayar yazılımının tersine sentetik beynin son derece karmaşık bağlantıları bulunan beyin hücrelerini taklit eden donanıma sahip olduğunu belirten Parker, “plastiklik veya esneklik” adını verdiği bir konseptin yapay nöronların deneyim yoluyla öğrenme ve gerçek nöronların yaptığı gibi çevresindeki değişikliklere adapte olabilme imkanı sağladığını kaydetti.

Düşük yapanlar 'ultra-doğurgan'

İngiliz ve Hollandalı doktorlardan oluşan bir araştırma ekibi, sürekli düşük bebek yapan kadınların 'ultra-doğurgan' olabileceğini tespit etti.



Doktorlara göre bazı kadınların rahimleri, normalde reddedilmesi gereken sağlıksız embriyoların oluşumunu destekliyor. PLoS ONE dergisinde yayınlanan araştırma raporu, bu şekilde oluşan hamileliklerin başarısız olduğunu açıklıyor.

Su satış noktaları da yayımlanacak

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, satış noktalarındaki damacanalardan alınan numunenin kirli çıkmasının her zaman firmanın kusuru olmayabileceğini belirterek, "Satış noktasındaki depolama sorunundan kirlilik ortaya çıkabiliyor ya da satışla ilgili sorun ortaya çıkıyor. Bu satış noktalarını da bakanlığımızın web sitesinde yayımlayacağız" dedi.

Van'da temaslarda bulunan Bakan Akdağ, Vali Vekili Mehmet Yüzer'i ziyaret etti.

Kentin sorunlarıyla ilgili brifing alan Akdağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, depremden sonra Van için büyük bir seferberlik başlattıkları bildirdi.

İki yılda kentin bütün sağlık yapılarını elden geçireceklerini ifade eden Akdağ, Van'ın 30 yılını planlayarak sağlık yapılarını tamamlayacaklarını söyledi.

Obeziteye karşı savaş açıldı

Sağlık Bakanlığı, obezite ile savaşa üniversite gençlerini de dahil ediyor. Bakanlık üniversite öğrencileri arasında 'Obezitenin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivitenin Teşviki' konulu reklam yarışması düzenliyor.

Sağlık Bakanlığı, üniversite öğrencilerinde, günümüzün en büyük sağlık problemlerinden biri olan obeziteye karşı bilinç oluşturarak, farkındalık amacıyla 'Obezitenin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivitenin Teşviki' konulu reklam yarışması düzenliyor.

Yarışma ile obezitenin ve hareketsiz yaşamın getirdiği sakıncaların, mesajlarda çok fazla korku öğeleri vermeden, eğlenceli bir şekilde anlatılması ve toplumu fiziksel aktiviteye teşvik etmek hedefleniyor.

Yarışmada, reklam ajansı başına birinciye 3 bin TL, ikinciye 2 bin TL ve üçüncüye bin TL ödül verilecek. Son teslim tarihi 15 Şubat 2011 olan yarışmada; beğenilen reklam çalışmalarından 10 tanesi, daha sonra belirlenecek bir tarihte Sağlık Bakanlığı'nda seçici kurula sunum yapacak.

Tek gecelik uykusuzluk bile hasta ediyor

Tek bir gece bile yeterince uyumamanın, bağışıklık sistemini etkileyebileceği belirlendi.



İngiliz ve Hollandalı bilimadamlarının yaptığı araştırma, uykuda birkaç saat az dinlenmenin vücut üzerinde büyük baskıya neden olabileceğini gösterdi.

Yeterince uyumamanın endişe, sıkıntı ve kaygıyı artırmanın yanı sıra bağışıklıkla ilgili granülosit akyuvarlarının faaliyetini etkileyebileceği belirtildi.

Akciğer Kanserinin Nedenleri Nelerdir?

Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Bunu radon ve asbest (amyant) izler. Ancak, sigara, radon ve asbestten başka da kanser riskini artıran pek çok faktör vardır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, akciğer kanserine neden olan etkenleri anlattı.

Hava Kirliliği

Hava kirliliğinin de akciğer kanseri için bir risk faktörü olabileceği ileri sürülmektedir. Bunun en önemli kanıtlarından biri, akciğer kanserinin hava kirliliğinin yoğun olduğu ülkelerde ve şehirlerde daha fazla görülmesidir.

Çeşitli araştırmalarda, hava kirliliğine neden olan kükürt dioksit, azot dioksit gibi maddelerin sigara dumanındaki kanserojenik maddelerin etkilerini artırdıkları saptanmıştır. Dizel egzostuna ve petrol yanma ürünlerine maruz kalan kişilerde akciğer kanseri riski yüksektir.

Yazın çocuklar nasıl beslenmeli?

Havaların ısınmasıyla birlikte çocukların beslenmesinde de dikkat edilmesi gereken noktalar bulunuyor. Terlemeyle vücutta fazla su kaybının meydana gelmesi sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri baş gösterebilir. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. Neslihan Korkmaz yaz aylarında çocukların nasıl beslenmesi gerektiği hakkında bilgi verdi:

Bebekler ve Çocuklar Sıvı Kaybını İfade Edemeyebilir!

Bebekler ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyebilecekleri için anne- babaların çok dikkatli olması gerekir. Bu sebeple sıcaklıkların aşırı arttığı günlerde sıvı alımı desteklenmelidir. Terleme ile artan sıvı ihtiyacını karşılamak için anne sütü, su, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir.

Yazın da Dengeli ve Yeterli Beslenme

Günlük 3 ana öğün tüketilmesi ve öğün atlamamak önemlidir. Kahvaltı günün en önemli öğünü olup kahvaltıda şekersiz marmelatlar, az yağlı peynirler, içecek olarak süt, taze sıkılmış meyve suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yeterli ve dengeli beslenmenin önemi yaz aylarında da unutulmamalıdır. Et, yumurta ve kurubaklagil, süt ve süt ürünleri, sebzeler ve meyveler, ekmek ve tahıllar olmak üzere dört besin grubunda yer alan besinlerden imkanlar çerçevesinde her öğünde tüketilmelidir. Enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir.

Top