ihya.org

Hastalıklar

Böbrek İltihabı

Sindirim yolları ile vücuda giren ve oradan kana kârışan bula­şıcı hastalık mikropları, zehirlenmeler, prostat, hamilelik ve böbrek taşları gibi sebeplerle böbreklerin iltihaplandığı görülmektekdir.

Böbreğin adi mikropları ya tüm böbreği kapsar veya yerel olarak kalır. Daha ciddi vakalarda böbrek çevresine de yayılabilir.

Mikroplar Böbreğe Üç Yolla Gelebilir:

1 Kan Yolu: Çok defa bir boğaz iltihabında veya vücutta herhangi bir odakta kan yolu ile böbreğe gelen mikroplar böbrek iltihabına neden olur.

2 İdrar Yolu: İdrarda iltihap varsa, idrar yollarına takılan sonda vs. gibi nedenlerle buradaki mikroplar böbreğe ulaşır.

3 Böbrek: İdrar borusu ve mesane çevresindeki mikroplar direk yol ile böbreğe gelir.

Böbrek İltihapları Oluşuma Göre İkiye Ayrılır.
1 Acil Böbrek İltihapları
2 Müzmin Böbrek İltihapları

1) Acil Böbrek İltihapları: Bir veya iki böbrekte olur. Genellikle iki taraflıdır. Böbrek cerahat ile doludur. Belirtileri:

Sık ve Ağrılı İdrar
Üşüme ile ateş yükselmesi
Yanlarda ağrı
İdrarda mikrop ve akyuvar hücrelerinin görülmesi

Tetkikler:
1-İdrar ve kan muayeneleri yaplır
2-Röntgen filmi ile taş olup olmadığına bakılır

Tedavi:

Sistit

Sistit idrar kesesi (mesane) nin iltihaplanmasıdır. İdrar yolları ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan biridir. Zamanında tedavi edilmezse hastalık böbrekleri de etkileyecek biçimde yayılabilir ve mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşturabilir.

Nedenleri:

Normal de bakteriler üreme organları ve anüs bölgesinde yaşamaktadırlar. Bazen bu bakteriler alt idrar yollarını aşarak mesaneye ulaşırlar. Mesaneye ulaşan bakteriler işeme ile dışarı atılırlar. Ancak mesaneye gelen bakteri sayısı atılandan fazla ise mesanede ve daha sonraki aşamada böbreklerde iltihaplanmaya yol açarlar.

Bulaşma cinsel birleşme esnasında veya genital temizliğin az olduğu durumlarda oluşabileceği gibi uzun süre idrar tutulması, idrar yollarını daraltıcı hastalıklar, menapozda düşük östrojen seviyesi nedeniyle de oluşabilir.

Kadınlarda uretra erkeklerinkinden çok daha kısa olduğu için dış ortamdan bakterilerin mesaneye ulaşması daha kolaydır. Bu nedenle kadınlarda sistitlerin görülme oranı çok daha fazladır. Kadınların en az % 20'si yaşamları boyunca en az bir kez sistite yakalanırlar.

Albumin Hastalığı

Normal Değerler : 3.5-5.5 g/dL

Açıklama : Albümin karaciğerde sentezlenen bir protein türevidir. Sağlıklı yetişkin karaciğerinde günde 12-14 gram kadar albümin sentezi yapılır. Sağlıklı kişilerde rutin olarak albümin bakılmasına gerek yoktur. Sağlıklı bir kişide albümin düzeyinin biraz yüksek ya da düşük çıkması da klinik bir önem taşımaz. Kan albümin düzeyi ölçümü özellikle ödemi olan, karaciğer hastalığı bulunan veya beslenme bozukluğu düşünülen kişilerde önem taşır.

Artığı Durumlar : Albümin düzeyinin yüksek ölçülmesi genellikle vücuttan su kaybı bağlıdır. Önemli değildir.

Azaldığı Durumlar : Yaşlı insanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda ve beslenme bozukluğu bulunan kişilerde albümin azalır. Bazı hastalarda idrar ya da bağırsak yolu ile albümin kaybı gerçekleşmektedir. Sonuçta albüminin kan düzeylerinde azalma (hipoalbüminemi) kan onkotik basıncının düşmesine bu da dokular arasında sıvı birikimine neden olarak özellikle bacaklar ve sırtta ödeme neden olur.

ALBUMİN VE PLASBUMİN TEDAVİSİ

Böbrek Taşları

Böbrekler bel kemiğinin iki yanında, kaburgaların hemen altında yer alan, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye benzeyen bir çift organdır. Başlıca işlevleri kanın fazla suyunu ve artık maddelerini süzmektir. Bu maddeler idrar şeklinde üreter denilen kanallarla böbrekten mesaneye (sidik torbası) aktarılır ve buradan da uretra yolu ile dışarıya atılır.

Böbrekler aynı zamanda 3 önemli hormonu da üretirler. Bunlar kemiklerde kırmızı kan hücrelerinin üretimini harekete geçiren eritropoetin; kan basıncını düzenleyen renin ve sağlıklı kemikleşme için gerekli olan D vitamini.

Böbrek Taşı Nedir:

Henüz tamamen anlaşılamamış bazı sebeplerle normal idrarın içeriğinde bulunan özellikle ürik asit ve kalsiyum gibi maddeler kristalleşerek böbrek içinde taş olarak adlandırılan yapıları oluştururlar. Tıbbi adı Nefrolitiazis dir. Oluşan bu taşlar golf topu kadar büyük olabileceği gibi kum tanesi kadar küçükte olabilirler. Düzgün yuvarlak, sivri, asimetrik vs. çeşitli şekillerde olabilirler. Çoğu taş sarı-kahverengi renklerdedir. Ancak kimyasal bileşimine göre bronz rengi, altuni veya siyah renkli taşlar da olabilir.

Nefrit

Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır. Üşütmemeye dikkatetmek ve bele kuşak sarmak da gerekir. Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir.

Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron temel olarak 2 kısımdan oluşur.

1. Böbreğe gelen kanın süzüldüğü filtre (glomerül)
2. Süzülen kanın idrara dönüştüğü uzun, yer yer kıvrımlı borular
(tübül)

Böbreğin iltihabi hastalıkları nefrit olarak isimlendirilir. Nefrit nedenleri ikiye ayrılır:

1. Mikrobik olmayan nefritler: Böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları ikiye ayrılır.

# Glomerülonefrit
# Tübüler nefrit (Tübülointerstisiyel nefrit)

2. Mikrobik nefritler (piyelonefrit): Piyelonefritin diğer bir ismi de üst idrar yolu infeksiyonudur.

Üremi (Böbrek Yetmezliği)

Kandaki üre oranının normalin üzerinde olması halidir. Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan böbrek yetmezliğinin son döneminde meydana gelip, şuur bulanıklığı ve koma içinde ölüme götüren hastalık hâli. Üremi; sinir sistemi, mîde-barsak ve kalp damar sistemleri yönünden çeşitli belirtiler veren, üre birikimi ve asidozla kendini gösteren bir çeşit zehirlenmedir.

Vitreus Kanaması Nedenleri

Nedenleri, Görülme sıklığı, Risk faktörleri

Diyabetik retinopati (genellikle diyabeti olduğu bilinen), arka vitre dekolmanı, retina yırtığı, retina dekolmanı daha önceden geçirilmiş ven tıkanıklığı, makula dejenerasyonu.

Belirtiler

Uçuşan sineklerin ve bazen şimşek çakmasının görülmesiyle birlikte ani ağrısız görme kaybı.

Kırmızı reflenin kaybı, şiddetliyse oftalmoskopi ile fundus iyi görülmeyebilir, hafif vitreus kanaması sadece alt retinadaki ayrıntıları maskeleyebilir.

Tedavi

Derhal bir göz kliniğine sevki tavsiye edilir. Arka kutbun ultrasonografisi tedavi edilebilen nedenleri ortaya çıkabilir.

Üveit Tedavileri

İris, korpus siliare ve koroidea, uvea tabakasını oluşturan dokulardır. Uveanın inflammasyonuna “Üveitis” denilmektedir. Göz içi inflamasyonunun göz boşluğuna yayılarak ağır bir tablo oluşturması “Endoftalmitis” tir. Endoftalmitis tablosu sklera dışına yayılmaz, yayıldığı, tenon kapsülünü hatta orbita dokularını da içine aldığı zaman “Panoftalmitis” denir.

SINIFLANDIRMA

Anatomik olarak üveitler:

1. Ön üveitis

2. İntermediate üveitis

3. Arka üveitis olarak sınıflandırılabilir.

Ön üveitis; İritis olarak görülmekte fakat sıklıkla olaya korpus siliarenin ön bölümü yani pars plikata da katıldığı için bir iridosiklitis tablosu olarak karşımıza çıkmaktadır.

İntermediate üveitis; Kronik siklitis veya pars planitisdir. Tabloya korpus siliarenin arka bölümü pars plana ve retina periferi katılmaktadır.

Arka üveitis; İnflamasyon vitreus tabanının arka sınırının gerisinde yerleşmiştir. Lokalizasyonun yerine göre koroiditis, retinitis, korioretinitis ve retinokoroiditis olarak isimlendirilmektedir.

Şaşılığın Tedavisi

Gözlerde herhangi bir sebepten dolayı ortaya çıkan her türlü kayma, şaşılık olarak adlandırılır. Görme sorunu açısından bazen sebep, bazen de sonuçtur.

Bebeklerde bazen değişik bir durum daha mevcuttur: Yalancı Şaşılık! Aslında kayma mevcut değilken, sanki varmış gibi algılanmasıdır. Burun kökü gelişimi daha tamamlanmadığı için görülen bir durumdur ve sık görülür.

Şaşılık bazen hayati bir sorunun habercisi de olabilmektedir: Bunlardan en sık görüleni Retinoblastom denilen bir çeşit göziçi kanseridir. Bir diğer durum ise beyin tümörü sebebiyle göz kaslarının düzgün çalışamaması sebebiyle kayma ortaya çıkmasıdır.

Görüldüğü gibi şaşılık, sadece kozmetik ve görsel bir sorun değil, bazen çok daha önemli ve hayatı riske atan hastalıkların uyarıcısı olmaktadır.

Şaşılık, doğuştan da olsa sonradan da ortaya çıksa halk arasında bilinen görüşün aksine zaman geçmesiyle kendiliğinden iyileşen bir hastalık değildir. Şüpheli bir durumda bile en kısa zamanda bir göz doktoruna başvurulmalı ve ön muayenesi yaptırılmalıdır çünkü kısa süren bir muayene bazen sadece hastanın gözünü değil, hayatını da kurtaracaktır.

Sklerit Nedir?

Belirtiler

- Bir veya her iki gözde ağrı
- Gözde parça halinde kızarıklık
- Bulanık görme

Göz küresinin dış kısmı birkaç bölümden meydana gelmiştir. Sklera, göz küresinin çoğunu kaplayan sert doku tabakasıdır. Göz akı olarak söz edilen kısım sklera ise, episklera ile kaplıdır. Bu doku, skJera ile dış zar (konjonktiva) arasında arasında bulunan şeffaf dokudur. Bazen sklera ve episklera iltihaplanabilir.

Episkleranın i1tihabl en büyük sıklıkla genç yetişkinlerde ortaya çıkan hafif ve lokalize bir enfeksiyondur. Sklera i1tihabl daha az görülen ve daha ciddi bir rahatsızlıktır. Sıklıkla belirli otoimmün rahatsızlıklarla (romatoid artrit gibi) veya iltihapıı bağırsak hastalığıyla bağlantılı düşünülür. Sklerat en fazla 30 ile 60 yaş arasındakilerde görülür.

Teşhis

Retina ve Vitreus Hastalıkları

Göz küresi dıştan içe doğru 3 kattan oluşur. Bunlardan en dıştaki sklera gözün şeklini oluşturan bağ tabakasıdır; ortada damar tabakası ve en içte de sinir tabakası yer alır. Sinir tabakası, gözün saydam tabakası ve lensinden kırılarak gelen ışınların odaklanarak görüntünün oluştuğu yerdir. Bu tabakaya retina adı verilmektedir. Retinanın merkezinde kalan ve keskin görmeyi de içerecek şekilde en çok kullanılan bölümüne maküla denir. Makülanın burun tarafında kalan kısmında görüntüyü algılanmak üzere beyne iletecek olan görme siniri yer alır. Göz küresinin arkada retina, önde ise lens ile sınırlı bölümünü dolduran jel tarzındaki sıvıya ise vitreus denir.

Retina hastalıklarında muayene ve tanı yöntemleri

Retina, herhangi bir cerrahi girişim yapılmaksızın vücudumuz hakkında, özellikle de damar sistemi hakkında bilgi veren tek yapıdır, ancak bazı optik ortamlarla dış dünyadan ayrıldığı için kolayca görünüp muayenesi yapılamaz. Retinanın muayenesinin yapılabilmesi için bazı basit veya karmaşık teknik ve cihazların uygulanması gerekir. Göz bebeğinin ilaçla büyütülmesi de bu muayeneyi oldukça kolaylaştıracaktır.

Retina Dekolmanı (Ağtabaka Ayrılması) Nedir?

Gözde ağtabakanın pigmentli epitel örtüsü ile ışık alıcıları tabakasının yaralanma ya da hastalıklar sonucu birbirinden ayrılmasıdır ve hemen tedavi edilmesi gerekir.

Ağtabaka (retina) ayrılması gerçek bir ayrılma değildir. Ağtabakanın damar tabakaya (koroit) yapışık olan pigmentli tabakasının, camsı cisimle bağlantılı olan sinirsel tabakadan ayrılmasıdır. Bu ayrılma genellikle ağtabakanın damar tabakaya yapışık olduğu iki noktada, yani kör nokta ve dişli sınırda (oro serrata) gerçekleşir.

Ağtabaka ayrılmasının klinik olarak başlıca iki tipi vardır: Birincil ya da nedeni bilinmeyen olgularda ayrılmayı açıklayacak herhangi bir lezyon ya da bozukluk yoktur; ikincil olgularda ise ayrılma ağtabakayla ilgili bir hastalık ya da bozukluktan kaynaklanır.

Birincil ağtabaka ayrılması

Renk Körlüğü Nedir?

İnsanın kendi vücuduna ait bilgileri ve çevresine ait haberleri algılayabilmesi, duyu organları vasıtasıyla olmaktadır. Duyu organlarına ulaşan çeşitli tiplerdeki enerji şekilleri, öncelikle duyu organlarında yer alan reseptör (alıcı) hücreleri tarafından aksiyon potansiyelleri ismi verilen özel elektrik sinyallerine çevrilir. Reseptörlerde başlayan bu aksiyon potansiyelleri sinirler yoluyla beyinde ilgili bölüme iletilirler. Beyne iletilen aksiyon potansiyeli sinyalleri de uyarıcı enerji şekline göre çeşitli duyular olarak algılanır.

Duyu reseptörleri tarafından aksiyon potansiyellerine dönüştürülen enerji şekilleri arasında mekanik (basınç, temas), ısı, elektromekanik (ışık), enerjileri ve kimyasal enerjiler (koku, tat, kanın O: ve CO2'si) sayılabilir.

Bir reseptörün duyarlı olduğu enerji şekline onun uygun uyaranı denir. Örneğin gözdeki ışık enerjisine duyarlı görme reseptörleri için uygun uyaran, ışık enerjisidir.

Refraksiyon (Kırma) Kusurları ve Düzeltme Yöntemleri

Kırılma kusuru nedir?

1. Miyopi
2. Hipermetropi
3. Astigmatizma
4. Presbiyopi

Odaklanan ışığın görmemizi sağlayan retina tabakasının önüne veya arkasına düşmesi sırasıyla miyopi ve hipermetropi olarak adlandırılan görme kusurlarına yol acar. Kornea adını verdiğimiz saydam tabakanın dikey ve yatay ekseni arasındaki kırma dereceleri arasında bir fark varsa bu durum da astigmatizma adı verilen kırma kusuruna sebep olur.

Miyopinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (radyal keratotomi, excimer laser, LASIK) uygulanabilir. Hipermetropinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (Termokeratoplasti, excimer laser vb) kullanılabilir. Astigmastizmanın düzeltilmesinde gözlük, torik yumsak kontakt lensler, gaz geçirgen kontakt lensler, ve refraktif cerrahi yöntemler kullanılabilir.

Miyopi

Gözün belirli bir uzaklığın ötesindeki nesneleri odaklayamamasına miyopluk denir.
Hipermetrop gözde, göz küresinin ön-arka çapı normalden kısa olduğu ve mercek eğriliğini (kırma gücünü) belirli bir sınırın ötesinde arttıramadığı için nesneleri odaklayamaz.

Orbita Hastalıkları Nelerdir?

Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.Armut şeklinde geriye doğru daralır . Tepesinde optik sinirin geçtiği foramen optikum vardır.

Orbita duvarları 7 adet kemikten yapılmıştır:

Etmoid,frontal, lakrimal, maksiller, palatin, sfenoid, zygomatik kemiklerdir.

Yer yer kemik yapılar laminer şekilde inceldiğinden komşu doku hastalıkları orbitaya uzanabilir yada tam tersi orbitada gelişen olaylar çevre dokulara yayılım gösterebilir.Paranasal sinuslar ve burun boşluğu ile komşuluğu bu açıdan önemlidir. Orbita duvarlarının en ince olduğu bölge lamina paprycea bölgesidir. Bu nedenle ethmoid sinus enfeksiyonları özellikle çocuklarda orbitaya kolayca ulaşabilir.

Glandula lakrimalis üst temporal kadranda frontal kemiğin fossa lakrimalisinde yerleşmiştir.

Orbita tabanı : Maksiller sinüs ile,
Medial duvarı: Önde burun boşluğu ile geride ethmoid, sfenoid sinüsler ile ,
Orbita tavanı: Frontal sinus, ön kranial fossa,
Lateral duvarı: Orta kranial ve temporal fossa ile komşudur.

Orbita duvarında önemli yapıların geçtiği açıklıklar vardır.

Top