ihya.org
Hastalıklar
Nöropatik ağrı nedir? Nasıl tedavi edilir?
Nöropatik ağrı, periferik veya santral sinir sisteminin bir kısmının zedelenmesi, fonksiyonun bozulması veya uyarılabilirliğinin değişmesi ile ilgili bir ağrıdır. Nöropatik ağrı hasardan veya oluşan hasarın şiddetinden bağımsız olarak devam edebilir ve hatta haftalar, aylar, yıllar içinde şiddetlenebilir. Bu durum nosiseptif ağrıdan çok farklıdır çünkü nosiseptif ağrı uyaran ortadan kalktıktan sonra hızla düzelir.
Giriş
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı (International Association for the Study of Pain/ IASP) 1994 yılında terminolojideki karışıklıkları önlemek amacıyla yeni bir tanımlama yapmıştır. Buna göre; Nöropatik ağrı, periferik veya santral sinir sisteminin bir kısmının zedelenmesi, fonksiyonun bozulması veya uyarılabilirliğinin değişmesi ile ilgili bir ağrıdır. Nöropatik ağrı hasardan veya oluşan hasarın şiddetinden bağımsız olarak devam edebilir ve hatta haftalar, aylar, yıllar içinde şiddetlenebilir. Bu durum nosiseptif ağrıdan çok farklıdır çünkü nosiseptif ağrı uyaran ortadan kalktıktan sonra hızla düzelir.
Nöropatik ağrı nedenlerini, santral ve periferik nedenler olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Periferik nöropati nedenleri
Grip Nedir?
Grip, Influenza adı verilen bir virus tarafından oluşturulan, ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır. Daha sonra hastalık tablosuna boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma, gözlerin akması ve kanlanması gibi belirtiler eklenir ve bazı vakalarda da karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir. Ateşin 39°C nin üzerinde olması, şiddetli kas ağrıları ve halsizlik nedeniyle hastalığı ayakta geçirmek olanaksızlaşmakta ve hastaları mutlaka 3-7 gün yatağa mahkum etmektedir. Yaklaşık bir hafta içinde belirtiler kaybolmakta ancak halsizlik belirtilerin kaybolmasından sonra da devam etmekte, hatta 2 hafta kadar sürebilmektedir.
Kuş gribi nedir?
Kuş gribi bulaşıcı bir hayvan hastalığıdır. Hastalığa sebep olan virüs sadece kuşları ve daha az olarak domuzları enfekte eder. Bütün kanatlı hayvanlar enfeksiyon için risk altındadır. Özellikle hayvanların sıkı temas içinde yaşadığı kümes hayvancılığında virüs çok kolay olarak yayılabilmekte ve kısa süre içerisinde kümes hayvanları arasında salgına neden olabilmektedir.
Kuşlarda hastalık iki şekilde görülür. Hastalığın bir şekli orta derecede şiddetle atlatılan; tüylerde kırışıklık ve yumurtlamada azalma olarak kendini gösterir. Hastalığın diğer formu ise ağır patojen özelliğe sahip virüsle görülen şeklidir ki oldukça öldürücüdür. Bu virüse yakalanan bütün kuşlar genelde hastalık etkilerinin görüldüğü ilk gün ölür. Bu hastalık şekli ilk olarak 1978 yılında İtalya'da tespit edildi.
Kuş gribinin tarihi
Bu hastalık, influenzavirus A'ya bağlı olarak genellikle kuşlarda ortaya çıkar. Düzenli sürveyans çalışmaları, göçmen kuşlarda son derece geniş bir influenzavirus A havuzu olduğunu göstermektedir. İnfluenzavirusların 15 hemaglütinin alt tipinin hepsi, kuşları infekte edebilir. Kuşlara özgü bu denli çok sayıda influenzavirus olması, bunlar arasında gerçekleşen gen transferi ve yeniden eşleşme ("reassortment") sonucunda ortaya çıkan yeni alt tiplerin, insan influenzaviruslarındakinden çok daha sık olduğunu düşündürmektedir.
Su kuşları virusların doğadaki sürekliliğini sağlar. İnfeksiyon, yabanıl kuş topluluklarından kümes hayvanları gibi evcil kuşlara yayılabilir ve bu durum ciddi sonuçlar doğurabilir.
Domuz gribinin tedavisi mümkün mü?
Grip enfeksiyonlarının en önemli tedavisi aşılama ile gribin önlenmesidir. Dolayısıyla domuz gribinde de en önemli tedavi yöntemi aşılama ile domuz gribi gelişmesinin önlenmesidir. Ancak 2009 haziran ayına kadar H1N1 domuz gribi için aşı mevcut değilken günümüzde domuz gribi için aşı üretilmiştir. Hatta hastalık koruma ve kontrol merkezi (CDC) domuz gribinide içeren grip aşısının nazal sprey (burun spreyi) şeklinde üretilebilmesi için çalışmalar yapmaktadır.
İki antiviral ilacın oseltamir (Tamiflu) ve zanamivir domuz gribinin tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur. Bu ilaçlar direnç gelişiminin önlenmesi için mutlaka doktor kontrolünde uygun sürede alınmalı ve gelişigüzel kullanılmamalıdır. Ancak bu ajanların grip belirtilerinin başlangıcından itibaren 48 saat geçtiyle kullanılması önerilmemektedir.
Domuz gribi geçirmekte olan bazı ağır hastaların hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri gerekebilmektedir.
Domuz gribine yakalanan kişilerin tedavisinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, Münir Büke şunları anlattı:
Domuz gribine karşı ne yapmalıyız?
Öksürürken tek kullanımlık mendille ağız ve burnunuzu kapatın, kullandıktan sonra mendili çöpe atın. Özellikle öksürük ve aksırıktan sonra ellerinizi su ve sabun ile yıkayın.
Domuz gribi, virüsü taşıyan kişilerden öksürük ve aksırıkla başka insanlara bulaşıyor.
Gribin bulaşmasını önlemek için uzmanlar şu önlemlerin alınmasını öneriyor:
* Öksürük ve aksırık sırasında tek kullanımlık mendille ağız ve burnunuzu kapatın, kullandıktan sonra mendili çöpe atın.
* Özellikle öksürük ve aksırıktan sonra ellerinizi su ve sabun ile yıkayın.
* Hapşırırken ağzınızı elinizle değil, kolunuzun iç kısmıyla kapatın.
* El hijyeni için alkollü el dezenfektanları da kullanın.
* Öksürdükten sonra ağız, burun ve gözünüze dokunmaktan kaçınının.
* Eğer grip iseniz diğer insanlara bulaştırmayı önlemek için evinizden çıkmayın, işe gitmeyin.
* Çocuğunuz grip ise okula göndermeyin.
* Domuz gribi yol açtığı zatürre gibi enfeksiyonlar nedeniyle ölüme yol açıyor. bu nedenle 65 yaş ve üzerindeyseniz, kalp, diyabet gibi kronik bir sağlık sorununuz varsa zatürre aşısı yaptırmayı da ihmal etmeyin.
Domuz gribinden korunma yolları
Aşağıdaki önlemleri alarak sadece gripten değil; grip gibi solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklardan kendinizi koruyabilirsiniz:
* Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atınız.
* Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir.
* Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız.
* Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz.
* Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz.
* Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız.
Genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması, zorunlu haller dışında salgının yaşandığı bölgelere olan seyahatlerin ertelenmesi gereklidir.
En etkili önlem sık sık ''ellerin yıkanması..." Bunun dışında , öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil ile kapatılması ve mendilin atılması, elin sabunlanması önemli.
Domuz gribi nasıl bulaşmaktadır?
Domuz gribinin de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir.
İnsandan insana nasıl bulaşır?
Domuz Gribinin A/(H1N1), mevsimsel gribin bulaştığı gibi bulaşmakta olduğu düşünülmektedir. Kişiden kişiye genellikle öksürme, hapşırma gibi solunum yoluyla bulaşır. Bazen de hasta insanların ağız ve burunlarına temas etme yoluyla da bulaştığı bildirilmiştir. Hasta bir kişinin öksürüğü ya da hapşırığından çıkan damlacıkların masa gibi bir yüzeye temas etmesinin ardından başka bir kişinin bu masaya elle dokunması, ardından ellerini yıkamadan gözlerine, ağzına veya burnuna dokunması sonucu hastalık kişiden kişiye geçebilir. Hasta kişi, hastalık belirtileri görülmeden 1 gün önceden başlayarak; hastalandıktan sonraki 7 gün ve daha fazla gün boyunca bulaştırıcıdır. Bu da kişinin domuz gribi hastalığına yakalandığını daha henüz öğrenmemişken bulaştırıcı olduğunu göstermektedir. Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, potansiyel olarak daha uzun süre bulaşıcı olabilir.
Domuz gribi kimleri öldürüyor?
Domuz gribine yol açan H1N1 virüsüyle ilgili araştırmalara göre, bu virüs nedeniyle ölenlerin yaklaşık yarısını sağlık durumu riskli kabul edilenler oluşturuyor.
Bulaşıcı Hastalıkların İzlenmesi ve Kontrolünde Avrupa Bilgi Sistemi olarak da bilinen “Eurosurveillance” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, H1N1 virüsünün ölümcül etki yapabildiği, sağlık durumu riskli grupta hamileler, şeker hastaları, obezlikle bağlı sağlık sorunları olanlar ve yaşlılar da bulunuyor.
St.Maurice’de (Fransa) bulunan Halk Sağlığı Enstitüsü araştırmacıları, ölümlerin yüzde 51′inin 20-49 yaş grubunda olduğunu, ancak bunun bulunulan ülke veya kıtaya da bağlı olduğunu belirterek, söz konusu riskli grupta bulunan birine virüs bulaşması durumunda ölümcül sonuçlara yol açma olasılığının yüksek olduğunu kaydetti.
Riskli grupta özellikle hamilelik ve obezitenin özellikle öne çıktığı ifade edilen araştırma sonuçlarına göre, bazı hükümetlerin, virüs aşısının kullanılabilir olmasından sonra ilk olarak hamilelerin aşılanması düşüncesinde olduğu ifade edildi.
Domuz gribinin belirtileri nelerdir?
Domuz gribinin belirtileri, insanlarda görülen grip belirtilerine benzerdir.
Bunlar:
Ateş,
Öksürük,
Boğaz ağrısı,
Yaygın vücut ağrısı,
Baş ağrısı,
Üşüme ve
Yorgunluk
gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir.
Domuz gribinin en önemli belirtilerinin üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, bitkinlik şeklinde sıralanırken, soğuk algınlığından farklı olarak belirtilerin yavaş yavaş değil, birdenbire ortaya çıktığı ve daha fazla ateşlenmeye yol açtığı bildirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın nasıl bulaştığını, belirtilerini ve korunma yollarını anlattı.
Prof. Dr. Büke, domuzların en önemli özelliğinin, kendi virüslerinin yanında insan ve kuş gribi virüslerini de barındırabilmesi olduğunu, bu rekombinasyonla yeni bir virüs oluştuğunu, insanların daha önce benzer bir virüsle karşılaşıp direnç kazanmadıkları için bu virüsün dünyada büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Domuz gribi virüsü bulaşıcı mıdır?
Domuz gribi A(H1N1) virüsü bulaşıcıdır ve insandan insana geçmektedir. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor.
Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor.
Virüs solunum yoluyla bulaşıyor.
İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor.
Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor.
DSÖ’ye göre, Meksika’da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyor. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.
Sulardan domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşabilir mi?
İçme, kullanma ve havuz sularıyla bulaşma gösterilmemiştir.
-NASIL BULAŞIYOR?-
Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın en yaygın olarak solunum yollarıyla bulaştığına dikkati çekti.
Mevsim gribi, domuz gribinden tehlikeli
Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi domuz gribinden ölenlerin normal gripten ölenlerden çok az olduğunu ifade etti.
Son olarak Ankara’da Bilkent Üniversitesi Orta Öğretim Okulu Bups'ta 5-6 öğrencide görülen domuz gribiyle ilgili olarak Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) bilinen mevsim gribinden daha az öldürücü olduğunu açıkladı.
ECDC, “Domuz gribi, bildiğimiz mevsim gribinden daha az öldürücü, ama bugünkü salgın insanları korkutuyor, çünkü özellikle çocukları vuruyor ve devletlere ciddi mali yük getiriyor...” yorumunu yaptı.
ECDC Hazırlık Birimi Başkanı Denis Coulombier de, "A/H1N1 virüsünden ölen hastalar elbette var, ama bu çok küçük bir oran..." dedi.
Bilinen gripten her yıl binlerce kişinin öldüğüne dikkat çeken Coulombier oysa domuz gribi yüzünden ölümlerin ancak binde 02,-0,3 seviyesinde olduğunu belirtti. Normal gripten ölüm oranı binde bir.
Yeryüzünde hastalıkların seyrini takip eden ECDC yetkilileri, A/H1N1 virüsünün "gelecek haftalarda" yeni bir hastalık dalgasına yol açacağını da düşünüyor.
Domuz gribi nedir?
Domuz gribi, A (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ABD’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.
Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya Sağlık Örgütü'nune (WHO), gribin, kuş gribinin 2003'te tekrar belirmesinden bu yana en geniş çaplı yaygın hastalık riskini taşıdığını açıklaması, tehdidin boyutunu gösteriyor. Örgüt, domuz gribi virüsünün evrim geçirip çok daha tehlikeli hale gelebileceği uyarısında bulunmaktan da kaçınmadı.
Dünya genelinde sağlık yetkililerini alarma geçiren domuz gribi, bir solunum hastalığı. Virüs insanlara domuzlardan solunum yoluyla bulaşıyor. WHO'ya göre domuz yiyerek virüs kapma olasılığı bulunmuyor. Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. İnsandan insana, hapşırık, öksürük ve hatta ele bulaşması halinde tokalaşma yoluyla bulaşabilen domuz gribine karşı doğal bağışıklığımız bulunmuyor. Bilgisayar klavyesi gibi virüslü bir yerle temas ettikten sonra burna ve ağıza dokunulması da hastalığın yayılmasına neden olabiliyor.
Ekim'de 10 Milyon Domuz Gribi Aşısı Geliyor
Domuz gribine karşı daha önce risk grubundaki 10 milyon kişiyi aşılama kararı alan Sağlık Bakanlığı, ilk partisi Ekim başında gelmesi beklenen aşının daha fazla sayıdaki kişiye yapılabileceğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, 2 firmanın H1N1 aşısını Eylül sonundan itibaren üretecek duruma geleceğini söyledi.
Domuz gribi pandemisine ilişkin hazırlıklar ve yürütülen çalışmaların Pandemi İzleme Bilim Kurulu ile birlikte şekillendirildiğini anlatan Buzgan, bu kurulun aldığı karara göre ülkede domuz gribi aşısı yapılması gereken 13 milyon kişi bulunduğunu bildirdi.
Ülkelerin üretimi sınırlı olan aşıya ulaşabilmek için bir yarış içinde olduğuna dikkati çeken Buzgan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın firmalarla bizzat görüşerek aşının temini konusunda gereken garantiyi aldığını belirtti. 2 doz halinde uygulanacak aşının ilk partisinin Ekim başında Türkiye'ye ulaşmasının beklendiğini açıklayan Buzgan, uygulamanın en yüksek risk grubundan başlanarak yapılacağını söyledi.
Kanser tedavisi
KANSER NEDİR?
Kısaca vücut hücrelerinin isyanı olarak nitelendirilebilecen kansere sebep olan olay (normalde) bölünerek çoğalan ve bir görevi olan hücrelerin yerine yine bölünerek çoğalan fakat bir görevi olmayan hücrelerin oluşması olarak açıklanabilir. Bu hücreler zamanla (genelde) etrafındaki normal hücreleri sıkıştırarak büyümeye başlarlar. Bir yerde büyüyen tümör ameliyatla çıkarılabilir veya başka şekilde (fizyoterapi ile) tedavi edilebilir. Fakat bu hücreler kan dolaşımı veya lenf kanallarını yırtarak dolaşıma girerse vücudun başka yerlerinde de ortaya çıkabilir (“Sıçrama” denilen olgu). Kanser hücresinde gelişme çabuk olur ve hücrelerin artmasıyla ortaya gelen tümör, içinde geliştiği organı tahrip eder. Genelde görülen kanserin tıbbi açıklaması budur.
ÇÖZÜM NE OLABİLİR?